Gözlerim yavaş yavaş kapanıyor kanım lavabodan aşağı akıyordu. Artık gerçektende nefes alamıyordum. Ruhum ölmüyordu belki ama bedenim ölüyordu.
Jungkook ile olduğum zamanlar hariç ilk defa bu kadar zevk ve huzur buluyordum hayatımda.Bitmek tükenmeyen gözyaşlarıma bir yenisi daha eklendiğinde bağrış duydum. Doktorlar bugün bu katta değildi o zaman kimdi?
"Hayır hayır zamanı değil taehyung daha değil şimdi gelemezsin söz verdin" tabii ya benim biricik kardeşim canım "Sende söz verdin,tutmadın bana verdiğin sözleri tutmadın oyunu bozan sensin" dedim. Gözlerim yavaş yavaş kayıyorken bir çizik daha attım kanla kaplı koluma,jungoo'nun haykırışları kulağımda çınlanıyordu ama ben şu an kurtuluşuma bakıyordum. Acıtmıyor veya bir şey hissettirmiyordu. Güzel ve huzurluydu jungkook hala bir şeyler diyordu ama anlamıyordum.
Bilincim yavaş yavaş kapanırken elimi jungkook'a uzattım ve kardeşime son dileğimi söyledim. "Beni kollarınla sarar mısın? Biliyorum seni dinlemedim ama acım çok fazla son kez,lütfen son kez beni kardeşliğine kabul edip kollarınla sarar mısın?" İlk önce ellerini uzattı sonra ise beni kendine çekip kollarına aldı. Hayatımı yaşarkende,ölürkende ne taetae'ydım ne de tete. Ben Jeon Taehyung'um jeon jungkook'un ikizi ve itiraf etmek gerekirse ikizim olmadan bir hiçim.
O gün Jeon Taehyung kolları ve bacakları kanla kaplı iken kardeşinin yastığına sarılmış halde ölü bulundu. Kimse acılarını anlamıyor ve bilmiyordu. Fakat bildikleri tek şey ikizinin yanında mutlu olduğuydu.
Bittii.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nothing like us
Short StoryTaehyung'un katlanamadığı ve kabullenemediği tek şey ikizi Jungkook'un ani ölümüydü. Kazadan sonra hiç bir şey Taehyung için kolay değildi.