Çapulcular ve Noel Balosu

799 30 3
                                    

"James! James dedim! Uyansana!"

James, gelen sesle gözünü açtı, bu, yakın arkadaşı Sirius'tu, ama ona Patiayak demeyi tercih ediyorlardı. "Ne var Patiayak, eminim sabahın altısı falandır." dedi, uyumak istiyordu sadece. Dünki Quidditch maçından dolayı çok yorulmuştu. Arkadan Lily'nin sesi geldi;"Şey, Sirius, biraz uyumasına izin versek?""Olmaz!" dedi Remus. "O partiyi vermemiz gerek, Çapulcular'a da bu yakışır.""Yürü be aylak! Çok doğru söylüyor." diye gürledi Sirius, zavallı James'i dürtmek için konuşmasına ara verdi. "James - uyansana artık be, ne uykuymuş bu!"

"İyi, tamam." James yatakta doğruldu; "bak, kalktım. Şimdi, beni kaldırmanızın sebebini öğrenebilir miyim?" dedi, sinirli olduğu çok belliydi. Arkadan şefkatli bir ses geldi; "Sakin ol, James. Sadece Quidditch maçında kazandığın için bir parti vereceklerdi." Al işte. Bu Lily'di, James'in tek zayıf noktasıydı. Kafasının arkasını kaşıyarak cevapladı: "Yani, şey, demek istediğim, yani, özür dilerim, iyi bir niyetiniz olduğunu bilmiyordum." Lily'nin içini ısıtan gülümsemesini görünce o da gülümsedi, Sirius ve Remus da gülüyorlardı, çünkü James'in Lily'e vurulduğunu anlamışlardı. Odaya birden Peter daldı, neşeli görünüyordu, "Günaydın!" dedi neşeli ses tonuyla. "Günaydın Kılkuyruk!" diye yanıt verdi herkes. Peter gülümsedi, sonrasında yatakta duran James'e baktı, "Çatalak, kalk artık! Büyük bir parti bizi bekliyor." dedi, dediği gibi odadan çıkıp kapayı sertçe kapattı. James ayağa kalktı, "Eh, tamam. Şimdi, izninizle, odadan çıkarsanız giyineceğim." Hepsi odadan çıktı, Lily çıkarken, "Görüşürüz, James" dedi sakin bir ses tonuyla. James de kekeleyerek "G-Gö-Görü-Görüşürüz, L-Lily" dedi, ah, Lily gerçekten karnında kelebekler uçuruyordu. Cübbesini giydi, kravatını taktı, koridorda bekleyen Sirius, Remus ve Lily'e; "Şey, nerede yapacağız partiyi?" dedi, eliyle kravatını düzeltirken. Lily kıkırdadı, "James, hadi ama. Ev cinleriyle bile konuştuk, bizim odada olacak." James tedirgin bir şekilde güldü, "Ah, doğru ya." dedi, yine elini kafasının arkasına götürdü. 


------------------


Gece olmuştu, parti zamanı da gelmişti. Lily kapının önüne çıkıyordu ara sıra, profesörlerden biri geliyor mu diye yokluyordu. Yine, tam kapının önüne çıkmıştı ki, Profesör McGonagall geliyordu, ellerini cübbesinin cebine koyup etrafı izliyor gibi davrandı. "Bayan Evans, bu saatte dışarıda ne arıyorsunuz? Yatakhanelere geçmeniz gerek." dedi McGonagall, şefkatli sesiyle. "Şey, ben, aslında şimdi hemen içeri giriyordum profesör-"

Lafını bitiremeden içeriden deliler gibi bağırarak şarkı söyleyen James, Remus ve Sirius'un sesi geliyordu. "Anlıyorum, Bayan Evans." diye güldü Minerva. "İçeridekiler kim peki?" dedi. "Kimse, kimse profesör." dedi Lily, ama Minerva ne olduğunu anlamıştı bile. "Bayan Evans, Bay Lupin, Bay Potter ve Bay Black'in ne kadar yakın olduklarını tüm Hogwarts biliyor. Ayrıca, benden bunu saklamanıza gerek yok. Siz, benim en değer verdiğim öğrencilerimden birisiniz, merak etmeyin." dedi. McGonagall'ın elini omzunda hisseden Lily, gülümsedi. "Tamam, profesör. Teşekkür ederim ve özür dilerim. Size güvenmeliydim." dedi, kızardığını hissedebiliyordu. İyi geceler dileyip içeri girdi, yataklardan birine oturup bir parşömen üzerine günlüğünü yazmaya devam etti.


"Sevgili günlük..."


Remus, gözlerini araladı, etrafına bakındı. Bugün dolunay olduğu aklına geldi, "Kahretsin." deyip uykusuna geri koyulmaya çalıştı. Ama olmuyordu, uyuyamıyordu. Ayaklandı, sonra Sirius'u dürttü. "Pişt, patiayak! Uyansana, heeey!" Sirius kalkıp ona bir bakış attı, sonra konuştu: "Ne oldu Prens Lupin? Niye zahmet edip uyandırdınız beni efendimiz?" Remus dedikleri üzerine güldü sonra sırıtarak "Peçete versene." dedi, Sirius'u deliye döndürmeyi çok iyi biliyordu. "Şaka şaka. Kızma hemen. Şey, uyan işte ya. Hem birazdan ders var." dedi, sonra ayağa kalkıp Sirius'un yatağına oturdu. "Hem James'i uyandırırız. Biliyorsun ne yapacağımızı." dedikten sonra sırıttı, Remus da şeytani bir şekilde gülümsedi. İkisi birlikte uyuyan, zavallı James'in üstüne eğildiler, Sirius asasını James'in burnuna yaklaştırıp bir sözcük fısıldadı; "Aquamenti!" Asasının ucundan çıkan su, James'in yüzüne düşmüştü, James'de haliyle yerinden fırlamıştı. "NE OLUYOR, İKİ GÜNDÜR NİYE BENİ UYUTMUYORSUNUZ!?" diye bağırdı, bağırması üzerine Lily de uyanmıştı. "James, ödümü patlattın!" dedi Lily, sesinde biraz da alaycılık vardı. James hemen ayaklandı, Lily'nin yatağının üstüne oturdu ve ona sarıldı, "Aww, özür dilerim Lily. İsteyerek olmadı. Gerçekten çok özür dilerim." dedi, sarılmaya devam ediyordu. Lily konuşamamıştı, olanlara inanamıyordu, etrafta kimse olmasa sevinç çığlıkları atacaktı yerinde zıplayarak. Sirius bir ıslık öttürdü, "Bakıyorum da siz daha balo gelmeden çıkmaya başladınız-" dedi gülerek. Remus da kahkahalarla gülerken Lily ve James; "SIRIUS!" diye bağırdı, James de Lily ile kekelemeden konuştuğuna inanmıyordu. Remus aniden ciddileşti, ama hala yüzünde bir tebessüm vardı; "Pişt, Çatalak! Sorsan mı artık?" dedi, "Oh, evet, doğru ya. Şey Lily, ben merak ediyordum da, noel balosunda eşim olmak ister miydin-? Yani, istemiyorsan özür dilerim, yani işte, anlarsın." dedi James, kekeliyordu, hep utanınca yaptığı şeyi yaptı ve elini ensesine götürdü. "James..." diye güldü Lily, "Şaka mı bu? Tabii ki isterdim." dedi, dedikten hemen sonra sarıldılar, birbirleri için yaratılmışlardı. 


---------------


Balo için hazırlanıyorlardı, salon çok güzel süslenmişti. Remus, Peter, James ve Sirius her zamanki gibi birliktelerdi, gülüşüp bir şeyler içiyorlardı. Sonra yalnız başına takılan Severus'u gördüler, onunla biraz uğraşmasalar olmazdı. "Hey, Snivellus." dedi Sirius, alaycı bir ses tonuyla. "Ne var, seni aptal?" dedi Severus, dokunsalar ağlayacak gibiydi zaten, bir de zorbalarının gelmesi tam olmuştu. "Aptal mı? Aptal mı?" kıkırdadı Remus. "Kime aptal dediğine dikkat etsen iyi olur bence, Snivellus. Kokuyorsun, desene, hem görüntü kirliliğisin, hem de koku!" dedi, gülüştüler, Severus ise hala duygusuz yüzünü koruyordu. Aslında hiç bir şeyi kafaya takmazdı, ama bugün çok da iyi bir günü değildi. "Ben sizin gibi beyinsizlerin yerinde olsaydım benimle uğraşmazdım." dedi Severus. James ise onu takmamıştı, gözlerini devirdi ve merdivenlere baktı, gözlerine inanamıyordu, bu Lily'di! Zambak mavisi kokteyl elbisesi üzerinde çok güzel duruyordu. Severus da kafasını çevirdi, gülümseyerek Lily'e el salladı, Lily de ona el sallayınca ağzı kulaklarındaydı. Sirius bunu ne yazık ki fark etmişti; "Vay, bizim Snivellus'umuz Lily'e vurulmuş, hmm?" dedi, Lily ise merdivenleri inmişti, onlarlaydı. Severus Lily'e baktı, "Ben mi? Bir - Bir B-Bulanığa mı? Alay ediyorsun, aptal." Lily'nin üzüldüğünü gözlerinden okuyabiliyordunuz, ama yine de belli etmemeye çalıştı. "Sana ihtiyacım yoktu, Snivellus." dedi Lily, çapulcular ona şaşkınca bakıyordu. "Hadi gidelim." diye fısıldadı Lily, gülümsüyordu. Salonun ortalarına doğru yürürken; "Woah, Lily, bu - bu inanılmazdı!" diye gürlemişti James. Lily de gülmüştü, ama içi asla rahat değildi, Severus ise odasına gidiyordu, balo umrunda bile değildi. McGonagall ise Severus'u görmüştü, "Bay Snape, iyi misiniz? Baloda olmanız gerekiyor, ancak kötü bir durum varsa odanıza çıkabilirsiniz. Anlatmak ister misiniz?" dedi Minerva, olabildiğince sıcakkanlı yaklaşmaya çalışıyordu. "Hayır profesör. İyiyim ben." dedi, ama göz yaşları öyle demiyordu.

Çapulcular - Harry Potter Fan Kurgusu - TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin