Hayatıma tesadüflerin hükmettiğini farkettiğimde 10 yaşındaydım. 3 Mayıs doğumluyum ve 3. Kat 5 numaralı odada doğdum. ve bu bana hayatın ben doğar doğmaz verdiği işaretti. Ama ben bunu 10 yaşında ilk gerçek dostumun ölümüyle farkettim. Mehmet Eniştem. Bir kızın babasıyla yapması beklenilen ne varsa onunla yaptım ben. Tavla oynamayı, balık tutmayı o öğretti bana. Onunla oyunlar oynadım. Moralim bozuk olduğunda hep onun yanında alırdım soluğu. Evdekilerle kavga ettiğimde hep ona sığınırdım. Benle Monopoly oynardı hep. Bana ilk ve tek Monopoly'imi o aldı. O Monopoly'i çıkartmayalı ve Monopoly oynamayalı 7 yıl oldu şimdi. Yokluğunu bir süre hissetmedim. Ruhum uyuşmuştu sanki. Sonra bir gün rüyamda gördüm onu. Ağlayarak uyandım uykumdan. Kulağımda kuzenimin babasının öldüğünü söylediğimizde " Baba hayır!!" diye bağırdığı çırpınışları vardı. Rüyamda bana " Beni unuttun mu?" demişti. Hatırlamak değildi bu. Unutmadığın birini hatırlayamazsın. Eniştem değildi ki o benim. Sırdaşım, oyun arkadaşım , tek dostum, her zaman sığındığım liman, her zaman güvendiğim adam. Merak ediyorum yine aynı olurduk değil mi? Yine onunla yapardım her şeyi. Araba kullanmayı öğretirdi mesela. 7 yıldır kafamı yiyip bitiren bu sorularla yaşıyorum ben. Gün geçtikçe üstüne eklenen sorunlar ve sorularla. Ben her gece yalvardım kime yalvardığımı bilmeden. N'olur bu gece girsin rüyalarıma diye. Olmadı o geceden sonra hiç görmedim onu. Ben 10 yaşında en yakın arkadaşımı kaybettim.
Ben hayatımın bu acıyla tamamen rayından çıkacağını düşündüm. Yanılmıştım. Aslında hayatım bir hayat olmaya yeni başlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ben Sofie
Non-FictionBenim hayatım ben doğduğumda değil ben 40 günlükken başladı. Masmavi bir Mavikent'te. Burası mavinin en güzel tonudur her zaman. Denizin ve gökyüzünün ince bir çizgide birleştiği en güzel yerdir. Ben Sofie o zamanlar küçük bir bebektim. Ama şimdi ne...