-4-

318 31 16
                                    

Neredeyse öğle arasına geliyordu ve Yeosang hâla sabah ki öpücüğün etkisindeydi.Aklından bir türlü çıkaramamıştı onu.

Öğle arası zili çaldığında Yeosang başını sırasından kaldırdı.Önünde duran arkadaşı arkasına döndü.

"Bugün Mingilerin grubuyla yiyelim olur mu?"

Yeosang Minginin ismini duyduğunda istemeden gülümsemişti.

"Tamam bugünlük olur."

Paralarını alıp ayağa kalktılar,Yeosang eteğini düzelttikten sonra artık yanında bir yedek etek bulunduracağıni not etti.Cüzdanını alıp arkadaşlarının yanına geldi.Hongjoongun koluna girip önden ilerlemeye başladılar.

"Bugün ki eteğin güzelmiş her ne kadar şuan yırtılmış olsada..."

"Senin de bugün kombinin her zamankinden daha güzel olmuş Joongie~"

Iki genç kafeteryaya girdiğinde arkalarındaki Yunho diğer arkadaşlarıni aradı.Solda cam kenarında 8 kişilik bir masa ayarlamış olan diğerlerini gördüğünde önündeki arkadaşlarının omuzlarından tutarak oraya yönlendirdi.Herkes masaya ulaştığında oturdular.Sırasıyla ,cam kenarından sağa doğru, Yeosang,Wooyoung,Hongjoong ve Yunho ; diğer tarafta ise Mingi,Jongho,San ve Seonghwa.Bir kaç dakida sohbet etmisler ve ardından da yiyecek almak için ayaklanmıslardı.Yeosangda ayağa kalktığında karşısında oturan Mingi elini tutmuş ve ilerlemesine izin vermemişti.Öndekiler sarışın arkadaşının yokluğunu fark edip arkaya döndüler.

"Yeosang ile ben burada kalalım.Masayı kapmasınlar."

"Tamamdır.Yeosang ne istiyorsan söyle biz alalım."

Sarışın olan başını sallayıp istediklerini söyledi ardından da tekrar oturdu.Mingi hâla elini bırakmamıştı.

"Rahat hissediyor musun?"

"H-ah...Ne?"

"Ceketle diyorum eteğin rahat hissettiriyor mu?"

"Haaa şey evet...tekrar teşekkür ederim."

"Lafımı olur."

Yüzüne bir sırıtış yerleştirip göz kırptı.Elleri hâla birleşikti ve bu Yeosangın kalbinin maraton koşmasına sebep oluyordu.Yanakları kızarırken başını cam tarafına çevirdi.Elinin havalandığını hissettiğinde meraklı bakışlarını oraya çevirdi.Mingi parmaklarını kendi parmaklarının arasına geçirdi.Yeosang şaşkın  şaşkın Minginin yüzüne baktı.

"Ah tesadüfe bak ellerimiz çok uyumlu."

"A-ah ş-şey ben...BEN TUVALETE GIDECEGIM EVET!"

Yeosang hızla ayağa kalkıp koşarak tuvalete gitti.Yanaklarının ve kulaklarının kızardığına yemin edebilirdi.
Lavaboya girdiğinde içeridekileri umursamadan elini yıkadı,biraz kuruladıktan sonra kulaklarına ve boynuna sürttü.Soğuk suyun boynuna teması ile hafifçe titredi. Ellerini tamamen kuruladıktan sonra kapıya ilerlemişti lakin önünü kesen iki genç tarafından durdurulmuştu.
Yeosang garip garip onlara bakarken uzun olan bir adım atmıştı sarışın olana.Neredeyse aralarında bir kaç santim kalana dek adımladı. Yeosang hâla ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyordu.

"Zor olmuyor mu?"

Uzun olan konuştuğunda aralarındaki boy farkı yüzünden sarışın olan başını kaldırdı.

"Ne zor olmuyor mu?"

"Bu kadar güzel ve sexy olmak?"

"O-oluyor."

"Kekeleme güzelim bir zarar vermeyeceğim. Tabii eğer bana karşı çıkmazsan."

Uzun olan sarışın çocuğun belinden tutup vücutlarını birleştirdi.

"Biraz bana da ayır Lee."

Arkadaki çocuk konuştuğunda Yeosang sıçtığını hissetti.Ne bok vardıda böyle çocuklar çıkıyordu hep karşısına.

Uzun olan bir elini yanağında gezdirdi. Dudaklarını sarışının boynuna kapattığında sarışın olan minik bir inleme bırakmıştı.Uzun genç kolları arasındaki çocuğun beyaz boynuna dişlerini geçiriyor,yalıyor ve emiyordu.
Kapının açılma sesini duyduklarında Yeosang ne zaman kapattığını bilmediği gözlerini araladı.Bulanık gözleri yüzünden göremese de kırmızı saçları gördüğünde gülümsedi.

"M-mingi"

(Ay çok garip oldu bu bölüm...)

Kızıl saçlı genç gördüğü şeyle sinirlenmişti.

"Ne yapıyorsunuz lan burda?"

Uzun olan beyaz boyundan çekildi ve arkasına döndü.

"Sanane kardeş sen işini hallet çık."

"Benim işim şuan belini tuttuğun ve boynuna iz bıraktığın çocuk."

"Çok geç o artik benim işim git kendine başka birisini bul."

Mingi sinir katsayıları artarken önünde duran çocuğu bir kabine itip kapıyı kilitledi.Ardından sarışın genci tutan kendinden kısa çocuğu ensesinden tutup yukarı kaldırdı.

"Eğer.Benim.Olana.Bir.Daha.Dokunursan..."

"Seni yaşatmam anladın mı?"

Diğeri hafif bir baş sallaması ile onayladığında Mingi ellerini çekti.Çocuk yere düştüğünde biraz soluklanıp ayağa kalktı ve arkadaşını tuvalet kabininden çıkarıp koşarak lavabodan ayrıldılar.Kızıl saçlı olan sarışın gencin yanına yaklaştı.Sarışın olan hızla kollarını kırmızı saçlı çocuğa sardı.Kızıl saçlıda tıpkı onun gibi kollarını minik bedene sardı.

"Iyi misin güzelim?"

Sarışın olan başını uzun olanın gögsünden çekmeden minik bir baş sallama ile onayladı.
Uzun olan sarışını kucağına alıp kabinlerden birisine girdi.Klozet kapağını kapatıp üzerine oturdu ve kucağındaki minigin saçlarına bir öpücük kondurdu.

"Bana ne yapıyorsun bilmiyorum Yeosang ama bunu sevdim."

Sarışın olan hafifce geriye çekti başını.Pembe sweatinin kolları ile gözlerini sildi.
Yüzünü diğerinin boynuna gömdü ve kollarını boynuna doladı.

"Yeosang..."

"Mingi..."

Sarışın genci kendinden uzaklaştırıp diğerinin dudakları ile kendi dudaklarını birleştirdi kızıl saçlı genç.

Losing Game-MinSangHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin