Gece boyunca içmiş ve eğlenmişlerdi...
Çalan alarm yüzünden mırıldanarak uyanan sarışın genç üzerinde ki ince pikeyi sol tarafa atıp yataktan çıktı.Bugün tatlı bir kombin yapmak istemişti.Lavaboya girip işini halletti. Ellerini yüzünü yıkadıktan sonra dişlerini de fırçaladı ardından da tekrar odaya girip dolabının kapağını açtı.Gözüne çarpan pembe kombin ile gülümsedi.Kesinlikle bugün ihtiyacı olan şey buydu.Beyaz gömleği giydi.Üzerine de açık pembe bir sweat geçirdi.Pembenin farklı tonları bulunan eteğini de giydikten sonra çekmeceden beyaz çorabınıda ayaklarına geçirdi.Şeffaf çantasınıda hazırladıktan sonra kulaklıklarıni takıp durağa ilerledi.
Durağa vardığında sabahın 7'si olmasından dolayı duraktaki oturakların soğuk olduğunu varsayaraktan bacaklarının ve arka taraflarının sağlığı bakımından oturmamakta karar kıldı.
Bir kaç dakika sürmeden gelen otobüsle hemen otobüse binip kartını okuttu ve arkalara ilerledi.Boş bir yer bulduğunda etrafta ayakta bir yaşlı olup olmadığına baktı.Neredeyse kimsenin ayakta olmadığını fark edip oturdu. En sevdiği şarkıyı açtıktan sonra başını cam tarafına çevirip yolu izledi.Okul durağına geldiğinde düğmeye basıp kapının açılmasını bekledi,kapının açılmasıyla beraber hemen otobüsten inip eteğini düzeltti.Okula doğru yürürken kulaklığını çantasına koydu ve adımlarını hızlandırdı.Okul kapısına yaklaştığında kenarda gördüğü şeyle gülümsedi.Minik adımlarla onları korkutmadan yanlarına yaklaştı yavaşça eğilip yavru kedileri sevmeye başladı.Her biri ile oyun oynarken elinden kaçan sarı kedi eteğine tutunmaya çalıştı,çalıştı dedim çünkü tatlı patilerinden çıkan küçük tırnağı yüzünden pembe kumaş parçası yırtılmıştı.Zaten kısa olan etek yırtılınca neredeyse Yeosangın tüm bacağını ortaya sermişti.Yanında ceket getirmeyen Yeosang başını eğip eteğinin yırtılan yerini birleştirmeye çalışıyordu.Yerde hemen yanında gördüğü ayakkabılar ile başını kaldırıp sağ tarafına baktı.Gördüğü yüz ile şaşkınlık içerisinde gözlerini kırpıştırdı."Sen..."
Kırmızı saçlı genç omzundaki siyah deri ceketi çıkarttı ve etekteki yırtığın görünmeyeceği sekilde sarışın olanın beline bağladı.Yeosang vücudunda ki tüm kanın yanaklarına çıktığını hissetti.Yanakları kızarırken karşısındaki gözler dışında her yere baktı.Göz bebekleri kendinden uzun çocuğun giydiği siyah bol tshirtün açık bıraktığı boynunda durdu.Uzun olan başını eğip sarışın olanın yüzüne yaklaştı.
Yeosang yüzünün bir kaç santim önünde bulunan yüze baktı.Kızıl saçlı sırıtarak yüzünü geriye çekti."Teşekkür ederim..."
Uzun olan sarışına cevap vermedi.Göz kırpıp okula girdi.Arkasından şaşkın şaşkın baka kalan Yeosang arkadaşının omzuna küçük bir yumruk sallaması ile kendine geldi.
"Minik bebeğimiz aşık olmuş~"
"N-ne?Hayır saçmalama."
"Hmhm sence Jung Wooyoung bunu yer mi bi bak suratıma?"
"Yalan söylemediğim için yiyemez."
Kendi için büyük ama minik adımlarla okul bahçesine girdi.Peşinden gelen adım sesleriyle arkasından Wooyoungun geldiğini biliyordu.Bahçede diğer arkadaşlarını görmüştü ama yanlarında ki diğer 4 genç ile duraksadı.Hepsi bu okuldaydı ama onlarla hiç karşılaşmamışdı sarışın olan.Wooyoung Yeosangı kolunun altına alıp onların yanına ilerledi.
"Günaydınlar efendim."
"Günaydın Woo."
Wooyoung oturduğunda sarışın olan kalan tek yere yani Mingi ve Wooyoungun ortasına oturdu.Gençler kocaman bir sohbetin içerisindeyken Yeosang sessiz bir şekilde onları dinliyordu.Wooyoung ise sağında duran Yeosangın ismini unuttuğu ince çocukla sohbete girmiş ve kolunu Yeosangdan ayırmıştı.Bunu fırsat bilen Mingi kolunu Yeosangın arkasındaki çimlere koyup Yeosang ın yüzüne yaklaştı.Baş parmağı ile Yeosangın gözünün kenarına dokunduğunda Yeosang onu dikkatli bir şekilde izlemeye başladı. Kızıl saçlı olanın ne yapmaya çalıştığını merak etmişti.Uzun olan parmağını yavaşça oraya bir kaç kez sürdü.
"Böylesi daha güzel..."
Sarışın genç ilk olarak ne demek istediğini anlamasa da orada doğum lekesi olduğu ve kapatıcı ile kapadığını hatırladı.Şaşkınlıkla gözleri aralanırken uzun olan bileğinden tutup ayağa kaldırdı diğer genci.Sohbetleri iyice koyulaşmış gençler onların gittiklerini bile fark etmemişlerdi.Mingi bileğinden tuttuğu sarışını tuvalete getirdi.Tüm kabinleri açıp baktı. Hepsinin boş olduğunu gördüğünde kapıyı kilitleyip hâla ona saf saf bakan çocuğu duvara yasladı.Kolunu sarışın olanın başının hemen üzerine koydu ve yüzünü yüzüne yaklaştırdı.Bir elini kendinden küçük olan bedenin beline doladı.
Altındaki bedenin kalp atışlarını duyduğunda minik bir kahkaha bıraktı.
"Nefes al minik."
Nefes almadığını fark eden sarışın derin bir nefes aldı lakin o daha veremeden dudaklarına kapanan bir çift dudak ile duraksadı.Onu tutku ile öpen dudaklar daha da sertleştiğinde minik ellerini uzun gencin boynuna koyup kendine çekti ve öpücüğüne karşılık verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Losing Game-MinSang
Fanfic●TAMAMLANDI● Song Mingi Kang Yeosang Ana ship:Minsang Yan ship:Woosan-2Ho-Seongjoong Eğer FemSang ve metalci bir Mingi görmek istiyorsanız buyurun lütfen~