Bölüm 3: AĞLIYORDUK

22 6 0
                                    

Multimedya: Çağan Bulut (Anonim)

Evden çıkmamla kendimi kaykay parkında bulmam bir oldu allahtan sitede her şey vardı. Koyu mavi kaykayımla parka doğru ilerlerken telefonuma bir bildirim geldi bu sefer hemen bakmak yerine parka gitmeyi bekledim. Parka varınca kaykayı yere koyup üzerine oturdum ve telefonumu elime aldım. Tahmin ettiğim gibi anonimdi.

0541******: Beni tanımak ister misin pelerinsiz kahraman?

Elis: Bana kahraman demeyi kes artık!

0541******: Bunun için uğraşmam gerekecek ama olsun soruma cevap vermedin?

Elis: Olabilir

0541******: Arkandayım Elis Oral

Okuduğum mesajı görmemle şaşırmıştım anonimi görmek isteyip istemediğimden emin değildim. Nerdeyse her tarafım kaskatı kesilmişti konuşamıyordum ve arkamı dönemiyordum arkamdan hafif kalın bir ses çıktı.

"Bakmayacak mısın pelerinsiz kahraman?"

Daha sonra birkaç adım sesi duymaya başladım anladığım kadarıyla bana yaklaşmıştı arkamı dönmek yerine oturduğum yerden kalkıp kaykayımı elime alarak gözlerimi kapattım ve arkamı döndüm ve dümdüz yürümeye başlafım anonimi görmek istemiyordum çünkü beni darlamasından korkuyordum ayrıca hiç arkadaşı olmayan ben anonime alışamazdım. Tam dümdüz yürürken omzumda iki el hissetmem ile durdum sonra o hafif kalın sesi tekrar duydum.

"Gözlerini aç!"

"İs-istemiyorum"

Ne? Ne? Ne? Kekelemiş olamazdım. Tam bir rezillikti. Ben kekeleyince karşımda bir kıkırdama sesi duymuştum. Çok güzel gülüyordu gerçekten gözlerimu açmak istemesemde hafifçe araladım ve ona yani anonime baktım. Üzerinde siyah bir tshirt altında da siyah bir eşofman vardı. Gözlerimi açıp onu süzmemle bana el salladı.

"Selam Elis naber?"

"İyiyim sen?"

"Bende iyi, adımı öğrenmek istemez misin?"

Gerçekten adını hiç düşünmemiştim. Evet anlamında başımı sallayınca hafif kalın sesiyle adını söyledi.

"Çağan, Çağan Bulut"

Çağan Bulut mu? Tarık Amcanın oğlumuydu? Sitenin sahibi Tarık Amca eski evimize bir kere gelmişti ve çocuğu olmadığını söylemişti. Üvey miydi, yüzümde tuhaf bir ifade ile Çağan'a bakarken Çağan karşımda 32 diş gülümsüyordu. Onu karşımda öyle görmek beni sinirlendirsede bir şey demedim.

"Naber kahraman?"

"Bana kahraman demeyi kes!"

"Kahramanlara kahraman denilmez mi ufaklık?"

"Kahraman bitti ufaklık mı başladı, yaş kaç 3 mü?"

"19"

19 mu bende 3 yaş büyük mü şaşkınlığım her seferinde 2'ye hatta 3'e katlanıyordu.

"Çok şaşırıyorsun ufaklık" dedi kendinden emin bir ses tonuyla

"Sen Tarık Amca'nın oğlu musun?" Dedim ve birdenbire yüzü düştü eliyle saçlarını karıştı önce sonra derin bir nefes aldı ve elini omzuma koyarak beni banklara doğru sürüklemeye başladı onu takip ederek banklardan birine oturdum. O da yanıma oturunca sesizliği ben bozdum.

"Yanlış bir şey söylediysem özür dilerim." Dedim hafif çekingen bir ses tonuyla kıkırdar gibi bir ses çıkarıp yavaşça bana döndü ve "Kahraman olmak da bunu gerektirirdi" dedi biraz daha sessizce bekledikten sonra konuşmaya başladı.

"Babamın yani senin Tarık Amca'nın oğlu olduğunu bilmiyordun zaten öz olduğum söylenemez. Babamın ilk oğlu benim annemle boşandıkları zaman babam başka biriyle evlendi karısı benim oğlu olduğumu bilmediği için oğlum yok diyordu karısı beni yeğeni olarak biliyordu. Tarık Amca'nın oğlu olduğunu sadece sana açıkladım kimseye söyleme ufaklık"

"Anneme bile mi?"

"Annenle babana da güvenmeni tavsiye etmem!"

"Neden?"

"Buraya neden taşındınız veya neden sürekli taşınıyorsunuz neden babanın ne iş yaptığını bilmiyorsun? Sen baban hakkında hiçbir şey bilmiyorsun peki annen anneni bir kere evde çalışırken gördün mü yada süslü püslü dışarı çıkarken işe gittiğinden emin oldun mu yada baban seni hiç çalışma odasına aldı mı? Daha böyle bir sürü cevabını bilmediğin soru var ve sen hala onlara güvenmekten bahsediyorsun ikiside tehlikeli onlar tehlikeli olduğu sürece sende tehlikedesin. Neden sana durduk yere mesaj attığımı kahraman dediğimi sanıyorsun? Sen önceden prense ihtiyacı olmayan babanın prensesiydin ama şimdi pelerine ihtiyacı olmayan bir kahraman olacaksın ve hikayeni kendin yazacaksın."

O kadar güzel konuşmuştu ki konuşması hem hoşam gitmiş hemde boğazımda kocaman bir düğüm bırakmıştı neredeyse yutkunamıyordum ve ağlamamak için kendimi zor tutuyordum gözyaşlarımın yok olması için yukarı baktığımda "Şuan istediğin kadar ağla bundan sonra ağlamaya vaktimiz olmayacak" dedi bu söz o kadar anlamlıydı ki hayatımda ilk defa hunharca ağlamak istedim. Başımı yavaşça ona Çağrı'ya döndürdüğümde dökülen gözyaşlarımı kontrol edemiyordum. Derin bir nefes alıp kolunu omzuma koydu ve bana sarıldı, daha yüzünü bile ilk defa gördüğüm biri ile sarılmış ağlıyorduk bu iyi miydi kötü müydü bilmiyorum..

Dışarı DoğruHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin