4.bölüm geçmiş olsun kardeşim

1.8K 99 9
                                    

İskenderden

Kızlar yol ayrımında ayrılmıştı. Ardada şimdi eve giriyordu. Ona da veda ettik. Sinana döndüm.

İskender: Sinan bugün müsait misin?
Konuşabilir miyiz?

Sinan: Tamam konuşalım. Ne konuşacağız.

İskender: Tamam hadi gel bize gidelim.

Sinan: Tamam.

Sinanla bizim eve doğru yürümeye başladık. Bizim eve varınca babam ve fikri ağam dışarda oturuyorlardı.

Fikri: Ooo çocuklar hoşgeldiniz. Diğerleri nerde?

İskender: Onlar evlerindeler. Biz Sinanla biraz takılmak istedik.

Salih: Tamam o zaman. Siz gelin bahçede oturun. Biz fikriyle içeri geçelim.

Babamlar içeri geçince çantalarımızı koyduk.

Sinan: Sende bi haller var İskender. Ne konuşucaksın?

Tam cevap verecektim ki elinde tepsiyle babam geldi. Bize meyve suyu getirmişti. Babam içeri geçince Sinana döndüm.

İskender: Gel ok atalım. Hem konuşuruz.

Sinanla oklarımızı aldık ve atış yaptığımız yere geçtik. İlk oku Sinan attı. Hedefin biraz kenarını vurdu. Sanırım 9 puan. Sonra ben ok attım ve tam hedefi vurdum.

İskender: Sinan bana birşeyler oluyor. Ben birşey hissediyorum.

Sinan: Birşeyler oluyor evet. Peki nasıl şeyler hissediyosun ve kime hissediyosun.

İskender: Asyaya.

Sinan tam ok atarken söylemiştim. Şaşırdığı için ok karavana gitmişti.

Sinan: Asyadan mı hoşlanıyorsun? Geçmiş olsun kardeşim.

İskender: Ya bi dalga geçme! Hoşlanmak. Sanırım doğru kelime bu. Sürekli onu düşünüyorum ve onunla olmak istiyorum. O çok güzel ve güçlü bir kız.

Sinan: Ne güzel iskender. Belki o da senden hoşlanıyordur.

İskender: Öyle olsa bile ben gidicem. Nasıl olacak?

Sinan: Öyle düşünme. Bir tek sen değil hepimiz gidebiliriz. Allah korusun ama hepimizin başına bişey gelebilir. Şuan beraberken mutlu olmalıyız bence.

İskender: Haklısın Sinan. Teşekkür ederim.

Sinan: Eeevet. İtiraf sırası bende.

İskender: Elif değil mi?

Sinan: O kadar belli oluyor mu?

İskender: Hayır sadece sen Elife benim Asyaya baktığım gibi bakıyorsun. Ayrıca bence Elifte senden hoşlanıyor.

Sinan: Hiç sanmıyorum. O çok iyi. Yani herkese iyidir. Herkese bana davrandığı gibi davranır. Düşman olduğumuzda bile iyiydi.

İskender: Sen öyle diyosan.

Okları bıraktık ve masaya oturduk. Meyve sularımızdan içtik.

Sinan: Eee ne zamandan beri?

İskender: Hiç bilmiyorum. Sanırım ona köpek sahiplendirmemden hemen önce oldu. Sen?

Sinan: Bende sanırım düşman olduğumuzdan beri. Hatta Elif bi kere ormanda kaybolmuştu. O gün deliye döndüm. Onu çok merak ettim. Ormanda çiçek arıyormuş. Sonra kafasını vurup bayılmış. Onu bulduğumda başında kan vardı biraz. O zaman bile kabul etmemiştim ondan hoşlandığımı. Ondan hoşlandığımı okulda Meteden kıskandığımda kabul ettim. Şimdi düşününce aslında hep içten içe bildiğimi farkediyorum.

İskender: Vayy bee. Uzun zaman olmuş. Napıcaksın peki?

Sinan: Şuanda güzel bi arkadaşlığımız var ve bu arkadaşlığı riske atamam. Sen ne yapıcaksın?

İskender: Sanırım ben uygun bi zaman olduğunda itiraf edicem. Bence bilmeye hakkı var. Hem ne zaman gideceğim belli değil ve ben itiraf etmeden gitmek istemiyorum.

Sinan: Haklısın. İyi şanslar.

Biraz daha sohbet ettik. Meyve sularımız bitince Sinan eve gitti. Bende içeri geçtim. Babamlarlada biraz oturdum. Ders çalıştıktan sonrada yattım. Asyayı düşünüyordum. Ne diyicektim. Acaba söylesemesem mi? Akışına bıraksam. Evet evet akışına bırakıcam.

455 kelime

Kısa bir bölüm oldu farkındayım ama erkeklerinde düşüncelerinide yazmak istedim.

Yorumlarınızı merak ediyorum yazarsanız sevinirim.

Okuduğunuz için teşekkür ederim.

Tozkoparan İskender Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin