"Hoş geldiniz Ceylan hanım."
"Hoş buldum."
"Bu kadar erken beklemiyordum."
"İşlerim erken bitti."
Zümrüt, yol vererek kapıdan içeriye girişini izledi. Uzun koridorda Ceylan'ın topuk sesi yankılanıyordu. Koridorun sonundaki odanın önüne gelerek durdular.
"Lütfen ona karşı nazik olun. Çok çabuk sinirlenebiliyor ve kontrolünü kaybedebiliyor."
"Elbette."
Kapı kolunu yavaşça açarak içeri doğru bir adım attı. İçeriye bir göz gezdirdi. Güneş almayan, koyu renk ağırlıklı ve az eşyalı bir odaydı.
"Kapıyı tıklattığınızı duymadım."
Ceylan sesin geldiği yere doğru odanın ortasındaki yatağa baktı.
"Afedersiniz, kabalık ettim."
İçeri doğru girerek kapıyı kapattı.
"Bunu söyleyip içeri girmeniz komik. İçeri girmek için de izin aldığınızı hatırlamıyorum.
Derin bir nefes aldı.
"Kendimi tanıtmama izin verin lütfen."
"Sizi tanımak istemiyorum. Düşüncelerim kimsenin umurunda değil mi?"
"Neden bu kadar önyargılısınız?"
"Söyler misiniz benim hayatımda bir yerinizin olması bir şeyleri değiştirir mi?"
"Bunu sen söyle. Değiştirebilir miyim?"
"Soruya soruyla karşılık verilmez. Ama cevapsız bırakmıyım. Hayır, hayır hiç bir şeyi değiştirmez."
"İçinde size karşı iyi bir şeyler hissediyorum."
"Ne yazık ki hislerimiz karşılıklı değil."
"Ne kadar kötü."
Ceylan odanın içerisinde hareket ettiğinde topuklarının çıkarttığı sesler hastayı rahatsız ediyordu. Ceylan güneşliklere yaklaştığında hastanın sesiyle durakladı.
"Dur."
Geriye dönerek yatağa doğru baktı.
"Işığı sevmiyorum."
Ceylan başını hafifçe onaylarcasına sallayarak yanına gitti.
"Adım Ceylan Çevik. Pisikiyatristim."
"Ben de deli sanılan ama aslında hepinizden daha sağlıklı bir insanım."
"Sanmak? diğerleri için belki ama benim için değil. Belki de henüz değil. Bunu bana sen göstericeksin."
"Ya görmen için, uğraşmak istemezsen."
"Teklif sunmadım ne yazık ki."
Hasta, gülerek cevap verdi.
"Zorundasın diyorsun."
Ceylan sessiz kalarak onu onaylamış oldu.
"Bak doktor, ben deli değilim. Herkez bana deli diyor ama değilim."
"Nereden biliyorsun?"
"Biliyorum!"
Hasta ani çıkışılarına engel olma gereği duydarak ses tonunu alçalttı.
"Bana inanmamakla haklısınız. Hiç bir delide zaten "ben deliyim" demez. Ama ben eminim. Ne kadar inandıramasamda sizleri, değilim. Burada tutsağım."
"Haklısın-"
Ceylan gülümseyerek devam etti."
"-hiç bir deli "ben deliyim" demez."
Ceylan eğilerek hastaya fısıldadı.
"Ailenin bir cinayete kurban gittiği doğru mu?"
Hasta aniden ellerini Ceylana doğru ona zarar vermek için uzattı ancak bilağine bağlı olan zincirler bunu engellemişti. Ceylan zincirlere bakarak doğruldu.
Hastanın kafasının içerisinde çığlık sesleri yankı yapımaya başlamıştı.
"O zamanlar 16 yaşındaymışsın?"
"Kapa çeneni."
"Annen ve baban haricinde birde kız kardeşin varmış."
"Sus."
"Oda aynı gün ölmüş ne tesadüf, ama farklı şekilde."
"Sus yeter!"
Hasta bağırarak zincirlerinden kurtulmaya çalıştı. Zincirler şiddetle birbirine çarparken çıkarttığı ses odada kulakları tırmalıyordu.
"Yeter! Yeter! Yeter!"
Tekrarlayıp durdu. Ceylan çoktan susmuştu. Ancak hasta hâlâ onun konuştuğunu sanıyordu. Hâlâ zihninde onun dedikleri tekrarlanıyordu.
"Sakin ol."
"Olamam."
Hasta gözlerini Ceylan'a dikmiş burnundan soluyordu. Alanında beliren damar ona karşı resmen bir tehtid şeyliydi. Soğuk terler akıtıyor ve ara ara görüşü bulanıklaşıyordu.
"Sen delisin."
Dişlerinin arasından konuşarak zehrini kusarcasına bakmaya devam etti. Ceylan gülümseyerek karşılık verdi.
"Ben deli değilim. Sağlıklı bir insanım,
tıpkı senin gibi."Kendi lafını kendine satan kadına hâyretler içerisinde baktı.
"Bence biz birbirimizi tamamlıyoruz."
Hasta kulaklarına inanamayak hayretler içerisinde bakakaldı.
🌼✨🌼✨
Kısa bir giriş yaptım bu kitaba.
Çok yakında yeni bölümler gelicek arkadaşlar.
Takipte kalın...☺️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hangimiz Deli
RomanceCinayetle suçlanan bir delinin, psikiyatristi ile arasında oluşan yakınlık ve görünenlerden öte olayların yavaşça aydınlanmasını anlatan bir kitap.