Karaca düşmanlık bitsin diye ailesinin ısrarlarıyla ve daha fazla sevdiği insanı toprağın altına komyamamak için Azerle evlenir.
Azer her ne kadar Karaca'ya soğuk davransa da Karacayla kavga etsede Karacanın sucsuz ve Kocava ailesindeki en masum kişilerden biri olduğunu bildiği için bir süre sonra Karacaya iyi davranır tabi Karacayla vakit gecirdikce de ondan hoşlanmaya başlar ama kız bunu fark etmesin diye de elinden geldiğince uzak durur.
Karaca ise her ne kadar savaş bitirmeye geldim desede Kurtuluş ailesiyle ve Azerle zaman gecirdikce Kurtuluşların Kocavalılardan ne kadar farklı olduğunu anlar mesela Azer için eli baltalı manyak piskopat diye bahsederlerdi kocavalı erkekleri onun için ama Azerle zaman gecirdikce Azerin annesi ve kardeşlerine ne kadar sevdiğini ve saygı duyduğunu görünce tamamen yanıldıklarını anlamış oldu
Kurtuluşların evine ilk geldiği hafta nerdeyse Azerle hiç konuşmamıştı ama fadik teyze ve Yılmazla çok iyi anlaşmıştı Yılmaz zaman buldukca Karacayla kahve içip sohbet ediyordu hata bi sohbet arasında karaca şemsiye çikolata ve magnum bademli dondurmayı çok sevdiğini söylediği için her işten gelişinde Karacaya şemsiye çikolata ile magnum bademli dondurma alıyor sırf bu yüzden buzdolabının buzlu dondurma dolu Karaca Yılmaza her ne kadar alma desede dinlemeyip yılmaz aklına geldikce yine getiriyor hata bi gün karaca fadik teyzeyle birlikte yılmazı bu yüzden azarlamışlardı sonra Yılmazda numaradan küstüm diyip odaya cıkınca Karaca dayanamayıp buzluktan aldığı iki dondurma ile Yılmazın odasının kapısını gelip iki kere kapıya vurup gel demesini bekledi ama ses gelmedi sonra bi kez daha ama bu sefer biraz daha sert vurdu kapıya ve konuştu
Karaca: Yılmaz gelebilirmiyim
Yılmaz: gel karaca gel
Karaca kapıyı yavaşca yüzündeki muzip bir gülüş ile acar ve içeri girer elindeki dondurmaları salayarak Yılmaza gösterir ve Yılmazın yatağının kenarına oturur
Karaca: Yılmaz küstün mü
Yılmaz: hayır kümedim karaca çocukmuyum ben sadece biraz üzüldüm ben seni biraz mutlu etmek istemiştim sadece
(Arkadaşlar kısa bir mola bundan sonra konuşmalarda isimleri kısaltarak yazıcam mesela Karacayı (Kar) Azeri (Az) Yılmazı (Yıl) olarak yazıcam o zaman hadi devam)
Kar: ediyosunda zaten Yılmaz senin sohbet etmekte beni mutlu ediyor yalan çikolata ve dondurma da ediyor ama her gün elinde bi dolu poşetle geliyorsun dolap dondurma ve çikolata dolu sırf ısraf olmasın sana da ayıp olmasın diye bitirmeye calıştım ama en sonunda soğuk dondurma yemekten boğazım şişti ve sesim kısıldı yine al alma demiyorum ama hergün de olmaz ya hafta da ay da bir al
Yıl: ha sen gecen o yüzden mi öksürüp kısık sesle konuşuyordun
Kar: sen ne zanettin tabi ondan
Yıl: ben yine abime kızdın balkonda uyudun hasta oldun zanettim
Kar: yok artık delimiyim ben sırf abine kızıp balkonda uyuyayım bir kez oldu oda uyku tutmadı bide daralınca elime kitap alıp balkonda okumaya cıktım abini rahatsız etmemek için o kadar yani sonra kitap okurken uyuya kalmış olay bundan ibaret abinle her kavga edişimde balkonda yatıcak olsam zaten sağlam bir günüm olmaz
Yıl: ne biliyim tmm
Kar: afetin mi
Yıl: küsmedim ki afediyim
Eee ne yapıyoruz