Gözlerimi sımsıkı kapadım ve içimden küfrettim.
Hiçbir şey söylemedim. Zaten ne diyebilirdim ki?
O konuştu.
"Burda ne işin var...küçük kız?"
Sensin küçük kız.
Hem senin ne işin varburda?
"Asıl senin burda ne işin var?Ayrıca bırakır mısın beni?"
"Saklambaç oynuyoruz."
"Ne demek saklambaç oynuyoruz?"
"Biraz geç anlıyoruz galiba. Bak şimdi saklambaç diye bir oyun var ya, hani böyle ebe falan seçiyosun saklanıyosun, o ebe seni bulmaya çalış-"
"Saklambaçın ne olduğunu biliyorum!"
"Şşş, sesini duyarlarsa beni yakalarlar. Kaybetmek istemeyiz değil mi?"
Yüzüne bir tane patlatmak istiyorum!
Kollarından kurtulmak için öne atıldım. Daha doğrusu atılmaya çalıştım. Beni geri çekti.
Bıkkınlıkla nefes verdim.
"Benim gitmem gerekiyo."
"Benim de oyunu kazanmam."
"Benim hemen gitmem gerekiyo."
"Adın ne?"
"Cevap verirsem beni bırakıcak mısın?"
"Hayır."
Gözlerimi devirdim.
"İrem."
"Tolga."
Kapı açıldı ve içeri bir çocuk girdi.
"Tolga?"
"Ne?"
"Herkes yakalandı."
"İyi, güzel."
"Aras dışında."
"Siktir."
Tolga elini nelimden çoktan çekmişti. En iyisi ben de artık aşağı ineyim. Babam çok kızacak.
"Ben gitsem iyi olur."
Adını bilmediğim çocuk beni süzdü ve tekrar Tolga'ya döndü. Tolga zaten bana bakmıyordu, arkası dönük bir şeyler düşünüyordu.
Ben de çıktım.
Koridordan tekrar yürümeye başladım.
Tuvaletin orda tenis masaları oluca- bir tuvalete mi girsem?
Hemen bir iki adım ötemdeydi. Kapıyı açtım, Aleyna hepsi senin yüzünden, içerde tuvalet bölümü biraz ilerdeydi. Elimi yüzümü yıksam yeter diye düşünerek lavaboya ilerledim. En köşedekine. Yandaki sıvı sabundan elime sıktım ve elimi yıkamaya başladım. Bitince yüzümü de biraz ıslatıp peçetenin nerde olduğuna baktım. Arka tarafımda, bir makine vardı. Elimi sansöre okutup peçeteyi sağa doğru hızlı bır şekilde çektim.
Biri beni mi izliyo?
Sağıma ve soluma baktım ama hiç kimse yoktu.
Hala izliyor.
En iyisi biran önce çıkayım burdan.
Peçeteyi yandaki çöpe atıp kapıya yöneldim.
Orda.
Beni izleyen çocuk.
Ordaydı.
O elindeki sigara mı?
Niye bana bakıyo?
Yanlış tuvalete mi girdim?
Lütfen öyle olmasın.
Hem ne ara durdum ben?
Yürümeye devam ettim.
Yüzünü net bir biçimde gördüğümde dudağımı ısırdım.
Tapılası bir yüzü vardı.
Derin bir nefes aldım ve yürümeye devam ettim.
Birkaç adım sonra, yanından geçerken döndüm ve bir kez daha yüzüne baktım.
Derin bir nefes daha.
O da bana baktı.
Ardından sigarasını içmeye devam etti.
Kapıyı iterek açtım.
Ne kadar istesem de dönüp bir kez daha bakmadım.
Tenis masalarının ordan sola dön.
Acaba Tolgaların konuştukları çocuk o muydu?
9/A'yı geç.
Adı neydi?
9/C'yi de geç.
Aras?
Sola dön, merdivenlerden in.
Neden umrunda olsun?
İnmeye devam et.
Bu ne saçma bir soru?
İn.
Çünlü çok tatlı.
Kafamı salladım.
Düşünme.
İnmem gereken merdivenler bittiğinde girişte Aleyna ve babamı gördüm. Yanlarına gittim.
"İrem, nerdeydin?"
"Tuvalete gittim, baba."
"Peki. Kızlar, benim işim uzadı ve size okulu gezdiremeyeceğim. En iyisi siz birlikte bir yerlere gidin. Olur mu?"
Aleyna hemen atıldı,
"Tabi olur."
"Güzel. İrem, çok geç kalmayın. Tamam mı?"
"Tamam baba."
Ve Aleyna'yla okuldan çıktık.