KAÇIŞ

6 0 0
                                    

Bir Salı akşamı birkaç arkadaş bir kafede toplanmış kahve içiyorduk. Onlar Kuzeyle ortak arkadaşlarımızdı ve ben ne kadar bu bilgiyi aklımın gerisinde tutmaya çalışsam da tutamıyordum. Kendimi olası saldırıya yani onun gelmesine hazırlıyordum. 

Geçmişte birbirimizi anlamamız, bana göre benim ona açılmam ama onun beni reddetmesi, ona göreyse bambaşka bir hikaye yüzünden gelmesini istemiyordum. Bir yanımsa gelmesi düşüncesiyle heyecandan içimde takla atıyordu.  Geldiğinde o geri zekalı ağzından mutlaka canımı yakacak bir şeyler çıkacaktı. Bilerek yapıyordu. Bana kızgındı. O da kendi kafasında benim onu reddettiğime inanıyordu ve aramızdaki soğukluk asla geçmiyordu. Her şeyden önce çok iyi dost olup eğlenebilirdik. Kuzeyle çok fazla eğlenebilirdik ve ben bunu yapamadığımızı fark ettikçe gerçekten bir şeyleri kaybettiğimizi düşünüyorum hep. 

Bu sefer, bu sefer farklı olacaktı. Artık büyümüştüm, ne bileyim, savaşmayacaktım. Kabullenmiştim. Ona da hak vermiştim. Barışmıştım onunla. Kızmayacaktım. Bu anlamsız kaçışa dur diyecektim ve bu dostluğu kuracaktım. Hani Sezen Aksu'nun dediği gibi ''aşkından ümidi kestim hiç olmazsa evim şenlensin sohbete gel de''  dizelerindeki gibi. Fırtına dinmişti benim içimdeki. Gelsindi, hadi, birbirimize birkaç kahkaha borcumuz vardı. Ödeme zamanıydı.

Ve geldi.  Hoş geldi.

Ateşli Buharlı BirliktelikDonde viven las historias. Descúbrelo ahora