İlk Karşılaşma

3 0 0
                                    


Sakinim, evet, sakinim, bir adım daha atıyor yanımıza doğru, sakinim evet oldu bu iş. 

K: ''Selam gençler''

''Hoş geldin Kuzey'' dedim. Oturdu. O da değişmiş, daha sevgi dolu. Beni burada gördüğüne sevindi. Zaten biliyordu burada olduğumu. Olsun. 

''Artık aramıza yeni kişiler katılıyor demek. Sevindim.'' dedi.

HHAHAHA sesinin tonundan hem dostane tavrını hem egonu öyle iyi anlıyorum ki...

Keremle Oğuz gülümsediler. Ben de gülümsedim. Ne olursa olsun bu dost eliydi. Hemen tuttum.

''Ee artık tüm dünya feminist oluyor, bi zahmet yani '' dedim ''hem 101'e de gideriz, kadromuz tam.''

''Ya şu 101i sevmiyorum hiç.''

''Neden?'' Galiba artık ondan hoşlanmamalıydım. 101 sevmemek de ne bileyim...

''Sevmiyorum işte''

''Tavla biliyor musun?''

''Evet''

''Ben çok seviyorum ya. Ama o çok da değil.''

''Geçen 101e gittik. Benim kız arkadaşım da vardı. Oyun oynarken....'' al işte, bu acıtmıştı. Hikayenin gerisini dinliyormuş gibi yaparken suratımda aptal bir sırıtış vardı kesin şu an. Nefret ediyorum her duygumun kabak gibi yüzüme yansımasından. Gülmeye devam ediyorum. Aklıma yaptığım restleşme geliyor. Sen onun arkadaşısın diyorum kendime. SEN ONUN ARKADAŞISIN, O DA SENİN ARKADAŞIN. Ama kabullenmesi çok zor. Nasıl anlatacağım kalbime ? Modum düştü, acil toparlamam lazım. Benim Kuzeyle kendim olarak muhabbet etmem lazım. 

Her yönden düşündüm. Bu takıntımın nedenlerini sıraladım.

1)Tez: Onunla içimizde birebir aynı olan iç dünyamız olduğuna inanıyorum. Bu da beni ona o kadar çekiyor ki. Sanki kendi içimdeki masumiyetin vücut bulmuş hali, ona bu yüzden sarılmak, her şey iyi demek istiyorum.

Anti tez: Bunları aşk olmadan da yapabilirim. Arkadaş olabilirim ve bu, gerçek birbirimizi tanıyana kadar bana yetebilir.

2)Tez: Gerçek beni tanıdığında beni gerçekten seveceğine emin olmam yani iç dünyamı, kuracağımız dostluğu, içinde aşk olmadan başlayan aşka dönüşecek olan oyun arkadaşlığımızı, suç ortaklığımızı sevecek.

Anti tez: Ümitle, umutla, böyle bilinmezlikle işler yürümüyor. Ben sakince durmalıyım, o gelecekse eğer geldiğinde değerlendirmeliyim bu konuyu. Yani kabullenmeliyim. Gelse bile hemen emin olmamalıyım.

3)Ona anlatamadığım çok şey var. Onun da bana olmalı. Benden bu kadar uzak hissetmemeli. Beni bu kadar köşede düşünememeli.

Anti tez: Beni dışarda düşündüğünü nereden biliyorum ki ? Bu, onun beni kendine çekme yöntemlerinden biri. Bilerek yapıyor. Daha önce de yapmıştı ve işe yaramadığını görmüştü. Beni kendine çekmek için yapıyor ama nedeni farklı. Nedeni beni sevmesi değil. Ona göre bu bir oyun. Beni bile tavlayabiliyorsa kendini hayattan bir şeyler kazanmış hissedecek. Ego diyebiliriz buna. Hayatın hıncını benden çıkarıyor . Beni çok güçlü, çok güzel görüyor çünkü. Çok ulaşılamaz görüyor. Böyle oyunlar için ben büyüdüm. Bu çocuklukları yapan değil, benim ellerimden tutan bir erkeğe ihtiyacım var. İki ayda bir sevgili değiştirdiğini biliyorum. Esas istediğinin bir ilişki, bir yuva olmadığını biliyorum. Sen kafanı dağıtacak eğlence peşindesin. Ben bu eğlencede yokum. Ben bu kadar çocuklaşamam Kuzey, ben sana yokum.

''Kim kazandı peki 101i ? Kim ödedi hesabı ?''

Ben 101 dedim diye, kız arkadaşıyla gittiklerini anlatıyor. Yani benim yerime o. Aahahsjks. O kadar profesyonelleşmiş ki bu negatif zihin oyunlarında... Bir yandan hikaye anlatırken bir yandan benim tepkilerimi ölçüyor bir yandan hiç renk vermiyor. Ah Kuzey ahh... Yazık sana.  Bu kadar negatif duygunun içinde boğulmuyor musun ? En başından beni elde edemeyeceğine inandığın o önyargılı halinde bıraksaymışım keşke seni. En azından benim canımı yakmaya çalışmazdın. Çünkü bende bunun işlemeyeceğine dair en ufak bir fikrin yok. Bu dünyayı hiç bilmiyorsun. Bir kadın tarafından sevilmemişsin hiç. Hep tatlı, küçük, masum kızlar sevmiş seni ama sana yetmemiş. Beni tanıdıkça bana karşı ne kadar yanlış bir taktik uyguladığını, kendinden de benim sevgimi ve dostluğumu mahrum ederek kendine karşı ne kadar yanlış yaptığını anlayacaksın.

Sakinim, şimdi gerçekten sakinim. Ben öğretmeyeceğim ama sen her şeyi öğreneceksin. İzle ve gör. Bu hikayenin sonunda sana hesap soracağım. ''Neden çocuk gibi davranıyorsun ?'' diyeceğim ama önce beni daha iyi tanıman ve 'çocuk gibi davranmamanın' ne anlama geldiğini anlaman lazım.

''Hesap ödenmedi de. Oğuz toplamayı yanlış yapınca biz de yanlış yaptık.''

Kahkaha attım. Borcumu ödemeye başladım.

Ateşli Buharlı BirliktelikOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz