Me İn The Mirror ~PJM~

Two

(YAZARIN ANLATIMINDAN)

Tekli koltukta yayılarak oturmuş ve elindeki kağıda bakıyordu Jimin. Kâğıdı, kapısının dışında bulmuştu. Kimin bıraktığını da bilmiyordu. Bilmek ister miydi gerçi.. orası meçhul.

Kağıdı bacağının üzerine bırakmış ve iki eli ile de şakaklarını ovuşturuyordu. Kalbi yine sınırlarını zorlamaya başlamıştı.

Hâlbuki daha saat 20.48 idi. Oyun saat tam 03.00 da oynanılıyordu. Daha saatler var iken Jimin'in bu denli korkması ona da garip geliyordu.

"Hadi ama Jimin-sshi! Sakin ol!"

Kendini motive etmeye çalışıyordu. Sakinleştirici şeyler söylüyordu. Aklı yine oyundan sonra neler olacağına kaymıştı.

Merakından oynamak istiyordu. Hepsi baş belası merakı yüzündendi. Merak etme duygusundan tiksinmişti Jimin.

Derin derin nefesler alıp veriyordu. Beyninin oyunlarına kanmamaya çalışıyordu. Her ne kadar denese de başarısız olmuştu.

Yine başarısızdı Park Jimin.

Ailesinin, arkadaşlarının ve akrabalarının gözünde o hep başarısızdı. Hâlbuki çok çabalamıştı Jimin. Herşey için çok fazla çabalamıştı. Birşeyler başardığı zaman ise de görmemezlikten geldi herkes. Kendisini savunamamıştı.

İşte o zaman... O zaman gelmişti bu kâğıt ona.

Bu ya ona şans getirecekti ya da şanssızlığında ölecekti Park Jimin.

"Takdir mi edilmek istiyorsun?
O zaman bu oyunu oyna;

• 4 Mum
• Tahta kalemi

Gece tam 03.00 da banyoda... Mumları yak ve aynaya 'Merhaba' yaz! "

Bir kez daha okudu kâğıtta yazanları. Tam olarak emin olmak istemişti. Bu işi de basaramazsa hiçbir şeyi başaramadı Jimin. O böyle düşünmüştü.

Biraz kestirmek istemişti. Göz kapakları ona işkence ediyordu. Kapanmak ve bir daha açılmamak için diretiyordu sanki.

Gözlerini kapattığında uykunun verdiği o mayhoş tadı tatmıştı Jimin..

__________________________________

VOTE LÜTFEN

Hikaye şarkısı;
Orlando

Sormak istediğiniz şeyleri sorabilirsiniz👉