4.BÖLÜM

431 27 24
                                    

04.03.2021

Hastaneye gittiğimizde bazı testler yapıldı. Doktor sol bacağımın çatladığını söylemişti. Boynumda da düşmenin etkisiyle zedenlenmeler olabileceğini söylediler. Bu yüzden boynumu pek fazla oynatmamalıymışım. Ayrıca uzunca bir süre istirahat etmem gerektiğini söyledi.

Valla iyi mi oldu kötü mü oldu anlamadım. Ama işime geldi,odamda rahatla takılırım. Ne Dilan'ın yüzünü ne de Anamın suratını görmeyeceğim ya bu bile ağrılarımı hafifletir.
Fırat:
-İyi ki hastaneye gelmişiz keşke başta seni dinlemeseydim. Hemen hastaneye gelseydik.

-Aman Fırat iyiyim ben birşeyim yok benim.

Fırat gözlerini kocaman açmış bana bakıyordu.
-Birşeyin yok mu? Attan düştüm kızım sen bacağın çatlamış,boynun hafif zedelenmiş.
Daha neyin olsun Ahu?

-Amann, Fırat iyiyim ben sen beni boşverde. Dilan'la ilgili söylediklerin gerçek miydi?
Onla gerçek bir ilişkin olacak mı?

- Şimdi bunları konuşmayalım hadi eve gidelim.

Beni yine kucağına alarak arabaya bindirmişti.
- Fırat eve gitmesek.
-Tamam ne yapalım ne istersin?

Onu bende bilmiyorum ki ne diyecektim. Ben sadece Dilan'ın suratını görmek istemiyordum şimdi ne desem.

- Ahu ben yorgunum bak bacağın alçıda eve gidip dinlensek olmaz mı, senin de dinlenmen gerek.

- Tamam o zaman eve gidelim.

Neyse ben evde Fırat'la takılırım. Biricik karısını odasında bir başına bide bu halimle yalnız bırakacak değil ya.

******
Eve geldiğimizde Fırat beni kucaklayarak eve götürdü. Yemek vakti gelmiş,sofra hazırlanmıştı. Sofraya oturduk bizde.

Anamla babam sofranın baş köşelerine oturmuş bize bakıyorlardı:

Azat bey:
- Kızım noldu sana iyi misin? Ne bu halin.
- İyiyim inşallah daha iyi olacağım attan bacağımın üstüne düştüm. Doktor çatladığını söyledi.
-Kızım çok geçmiş olsun. Sen de binme artık şu hayvana bak ne hale gelmişsin bak azıcık kendine.
-Haklısın baba.

Yılan kaynanam:
- Amann,ne var attan düştüyse iyileşir bir şekilde.

Yemek saatinin gelmesiyle herkes sofraya oturmuştu. Anamla babam baş köşede, benim sağımda Dicle solumda Fırat, karşıdaysa Barçın ve Dilan yanyana oturuyordu.

Rukiye hanım:
-Ahu kalk kızım çorba servisini yap hadi. Sanki ben yapacağım.

Fırat:
-Ana sen iyimisin? Kızın bacağı çatlamış hala ne dersin? Ayrıca bundan sonra bu evde iş yapacak son kişi Ahu. Dilan varken ona iş yapmak düşmez.

Vay be yürü Fırat o an yaşadığım sevinç ve heyecanı anlatamam. Ben susmuş bir şekilde konuşmaları dinliyordum.

Dilan:
- Ben koyarım ağam çorbaları sen merak etme Ahu'ya iyi bakarız biz.

- Görücez bakalım.

- Fırat benim canım hiç yemek yemek istemiyor. Ben odama çıkıp dinleneceğim.

- Tamam sen nasıl istersen öyle olsun. Hadi gel ben sana yardım edeyim.

Demesiyle beni tekrar kucağına almıştı. Ben Fırat'la olmak istemezken kendimi hep onun kucağında bulmam bana komik gelmişti. Kendimi tutamadım güldüm. Arkamızdaki masada yemek yiyen Dilan ise tüm nefretiyle beni izliyordu.

******

Odamıza gelmiştik yalnız bir sorun vardı. Ben kıyafetimi nasıl giyinecektim. Altımda binici pantolonu hala duruyorken bunu tek başıma oturtuğum yerden çıkarmam baya zor olurdu. Çare Fırat'tan yardım istemekteydi.

Bir Nefret Bir AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin