"Hayatımın en güzel günlerinden olabilecek bir güne uyandım." demek isterdim, ama uyanamadım. Neden mi? Çünkü dün saat 05:30'a kadar watty'den kitap okudum. Niye mi? Çünkü ben en katkısız malım.
Annemin ikinci uyandırma evresinde, geç kaldığımı anlayıp yataktan fırladım. Eğer bir ünlü olsaydım bu fırlayışım güzel bir magazin haberi olurdu. Neyseki bir ünlü değilim...
15 dakika oda-banyo arasında maraton koştum, bir hakem bir de yarışabileceğim Bolt eksikti... Sonunda hazırlanıp aşağı indiğimdeyse babamın "Nerede kaldın?" sorularına maruz kaldığım ve kesinlikle benden beklenmeyen bir davranış sergileyerek yemeğimi 10 dakikada yediğim doğrudur. Evet evet, alkışa gerek yok...
Ah, bu koşuşturmanın sebebini açıklamayı unuttum galiba! Öğrencilerin belası, cumartesilerin kabusu DERSHANEden başka bir şey değil tabiikiside.
Sıcacık yatağımdan ve huzurlu uykumdan beni ayıran dershaneye sövgülerimi göndermeden edemeyeceğim. Neyseki cumartesi günleri beni dershanenin kapısına kadar bırakan biricik bir annem var. Her ne kadar benim sayemde işe geç kalmış olsalar da... Duygulanmamak elde değil doğrusu.. Yok be ne duygulanıcam? Haftada bir kez dershaneye bırakıyorlar oluversin o kadar da.
Hayırsız evlat mod: on
Aslında bu kadar söylendiğime bakmayın, dershane arada bir eğlenceli olabili- tamam, çarpılmadan susuyorum. 6 ders üst üste işlemenin neresi eğlenceli olabilir ki? Altı, ALTI, 5'ten sonra, 7'den önce gelenden bahsediyorum yani.... Okula mı gidiyoz sanki?! Yine atarlandım.
İlk ders coğrafya. Yine güne mükemmel başladım (!). Hayır yani, adam dönüp dolaşıp aynı konuyu anlatıyor. Zaman kaybından başka bir şey değil anlayacağınız.
İkinci dersimiz iseeee; Biyoloji. Yanlış anlamayın, dersi hiç sevmem ama hocayı seviyorum. Çünkü ikna edince boş bırakıyor. Yea maaann!! Bir boş dersten daha güzeli ise üç boş ders. Çünkü sonraki Türkçe derslerinde, üstün çabalarım sayesinde hocayı ikna ettim. Hehe, rica ederim gençler.
Oldukça, bi hayli, çooook, -oldukça demiş miydim - sıkıcı 4 dersten sonra sonunda tüm gün bu derslere katlanmamdaki amaç; Fizik dersi geldi.
Her hafta sırf fizik dersi için dershaneye geldiğim doğrudur. Ama onu son iki derse, özellikle de 4 dersten sonra koyan şahsı bulursam.... Selam vermeyi düşünüyorum. Ne sandınız? Büyüklere karşı saygılıyım olum ben (!).
Şimdi siz bugün niye Fizik dersini beklediğimi merak etmişsinizdir. Edin, banane? demiycem tabisikideee. Çünkü sizi sefiyom.
Neden olacak? Tabisiki salı sınavım olduğu için. Yoksa mazoşist miyim de ben sabahın körünün köründe kalkıp buraya gelip 6 saatlik bir işkenceye maruz kalayım? Tamam azıcık mazoşistlik olabilir, ama o kadar düşmedim henüz. Ne alaka? Her neyse...
Ve ve vee sonunda dersler bittiii!!! Tanrım, şükürler olsun!! *Sevinç dansı* Gitmeden önce arkadaşlarımla vedalaştım, gören de bir daha birbirimizi göremeyeceğiz sanar. Yok beeğ, o kadar da aşırıya kaçmadık.
Şimdi cool aplanız otobüse binecek. Çünkü yürüyemeyeceğim kadar uzak. Eve otobüsle gitmenin hem avantajı hem de dezavantajı var. İlk olarak dezavantajı söyleyeyim ki avantajı söyleyince mutlu olalım, değil mi ama? Pekala... Dezavantajı, dersaneden otobüs durağına kadar 10 dakika yürümem gerektiği, sıkış tıkış bir otobüse binip inince de 10 dakika yürümem gerektiği. Yürümeyi severim ama ayaklarımı daha çok seviyorum. Avantaja gelirsek; bindiğim otobüste genelde hep taş jojuklar oluyor. Hadi ama! Ben de bir kızım sonuçta... Yoksa bu kadar yol çekilmezdi bebeğim.
Bugünlük şansıma (!), genelde otobüs durağına kadar beraber yürüdüğüm iki arkadaşımdan biri gelmedi, diğeri ise başka bir yere gidiyormuş. Bir kez daha şansına sövgüler, öpüyorum seni bebeğim.
Neyseki yanımda number one kamkim olan... KULAKLIĞIM var. Yalnız olduğumu mu sandınız? Otobüs durağına kadar kulaklığın sadece birini taktım. Belli mi olur? Türkiye'de yaşıyoruz ve önden-arkadan motor gelebilir. Çok zeki ben de rezil olurum bir şekilde filan... Hiiiiç gerek yok böyle aksiyonlara.
5 dakika sonunda otobüs gelebildi. 5 dakikada ne mi yaptım? Müzik dinleyerek ve telefonda cool bir girlmüşüm gibi takıldım. Otobüs tam da tahmin ettiğim gibi tıka basa dolu. Binsem bakireliğimi kaybeder miyim acaba diye düşünmedim değil yani... Sonrasında ise iç sesime kulak verdim "Ne saçmalıyon sen gerizekalı? Bin şu otobüse." Büyüksün apla .s .s Evet, çok kibar bir iç sesim vardır.
Allah'ım bugün kesinlikle ters tarafımdan kalkmış olmalıyım. 1 dk. Ters taraftan kalkamam kii.. Çünkü diğer taraf duvar. Ters taraftan bile kalkamıyom. Neyse, kısacası otobüste daş kıtlığı var bugün, soyları tükenmiş. Tükenmişlik sendromuna girmeli miyim? Ok, sustum, vurmaa! Acıdı lan.
Bu üzüntüyle sonunda eve yetiştim. Bugünlük planımı yapmıştım. Akşam çoooook istediğim bir hayalim gerçekleşecek. Ama bunu size şimdi söylemiycem. *Bitch smile*
İlk olarak, sevgili edebiyat öğretmenimizin okumamız için verdiği, kapağı bile 'öğk'lük olan naled kitabı okumalıyım. Büyük ihtimalle hepsi bitmez, ama en azından yarılarım, yani umarım. Daha sonraki planım ise süslenmek. Dediğim gibi çok istediğim bir hayal...
Eve yetişir yetişmez odama çıkıp snap'imi kontrol ettim. Çünkü geçenlerde bir meteoru eklemiştim ve onun öykülerini takip etmek en büyük hobilerim arasına girdi. Vee, yine bir hayal kırıklığı. Çünkü hiçbir şey yok, ayrıca kimse mesaj da atmamış. Çok vefalı arkadaşlarım var gerçekten. Daha sonra gözüm bildirimlerdeki facebook simgesine kaydı. Bakmazsam meraktan ölebilirim, bakarsam da facebook'tan çıkamayacağıma eminim.
Tabisikide merak duygum ağır bastı. Vee... Ne göreyim? Aman Tanrım!!!
##########################
Merhabalar! Sonunda ben de bir watty yazarı oldum. İlk olarak ilk bölümü nasıl buldunuuz? Bu benim ilk kitabım, dolayısıyla yorumlarınız benim için çok büyük önem teşkil ediyor. Ayrıca sanki bu bölüm ilk için fazla uzun oldu, umarım fazla sıkmamıştır. Acemiliğime verin. Aynı zamanda bu upuzun bölümü sıkılmadan okuduğunuz, sıkıldıysanız da okumayı bırakmadığınız, için sonsuz teşekkürler!
Yazım hatalarım olabilir, klavyem otomatik düzeltmede ve çıkartamadım bir türlü.
Fazla uzun oldu bu not. Sori.. Bir dahaki bölümde görüşürüz!! Öpüldünüz benim biricik okuyucularım
Haa bu arada unutmadan bu bölüm @DDFallenAngel 'a ithafen. Yoksa ağzıma eder Hadin görüşürük bebekler
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Live While I'm Young
HumorÇılgın olayları, çılgın arkadaşlıkları ve komediyi hayatı haline getiren bir kızın yaşamı ... Esprileriyle soğutabilecek fakat samimiyetiyle ısıtabilecek bir kız. Onun yaşamı, onun arkadaşlıkları, onun maceraları ve onun gençliği. Sizin de rahatlı...