1 Eylül 1976
James'in bağırışlarıyla uyandı Ordelia.''Hadi kalkın uykucu veletler!'' ''Kapa çeneni Çatalak.'' Uykudan kaldırılmaktan nefret ederdi Sirius. Bayılıyordu bu ikisinin çatışmalarına. Evden kaçtıklarından beri bir gün bile somurttuğu olmamıştı. Evle ilgili tek düşündüğü şey kardeşi Regulus'tu. Onları da yanlarında almak istemişlerdi, ama o gelmemişti. Onun da ailesinden nefret ettiğini biliyorlardı. Sadece gelememişti, gelemezdi.
Hızlıca yataktan kalkıp giyinmeye başladı. Eşyalarını son kez gözden geçiririyordu. ''Kravatımı bulamıyorum, gördünüz mü?'' ''Gel burada şapşal!'' Sirius'un bağırmasıyla hemen onun odaya daldı.
''Sen ne zamandan beri hayat kurtarıcım oldun Black?!''
''Doğduğundan beri de sen farkında değilsin.''
''Ahh kapa çeneni!'' James ise arkada ciddi bir gülme krizi geçirmekteydi.
Peron 9 3/4'e vardıklarında hemen hep oturdukları kompartımana yerleştiler. Remus ve Peter oraya gelmeyi akıl edebilirlerdi. O onların kompartımanıydı ve başkası kaptığında olay çıkıyordu. İki sene önce James ortalığı birbirine katmıştı o kopartıman için, profesörler bile gelmek zorunda kalmıştı. Haklıydı da, o onlarındı çünkü.
Birkaç dakika sonra Peter ve Remus da geldi. Beş arkadaş birbirlerine sarıldı ve ilk şakalarını planlamaya başladılar. Genellikle hedefleri Slytherinli birler oluyordu. Onlar, haklarında hiçbir şey bilmiyorlardı, Hogwarts'ın ''Mükemmel Ötesi'' Çapulcuları. Bu sene de geleneği bozmak istemediler. Onlara Bertie Boots'un şekerlemelerinden vereceklerdi. Aralarından en kötüsü kusmuk ve kulak kiriydi ve Peter şekerler konusunda uzman olduğundan bütün şekerlemeleri görünüşünden ayırt edebiliyordu. Çoğu Slytherin safkan olduğundan ve daha önce o şekerlerden yemiş olma ihtimalleri olduğundan muhteşem büyü yetenekleriyle şekerlere çikolata görünümü vereceklerdi. Hatta şekerler ilk çikolata tadını verecek, sonradan gerçek tadını hissettirmeye başlayacaktı.
Okula vardıklarında Dumbledore yemekten önce ufak bir duyuru yapacağını açıkladı. Bu sene Üçbüyücü Turnuvası gerçekleşecekti ve Hogwarts turnuvaya ev sahipliği yapacaktı. Şampiyonların Ateş Kadehi'nden belirleneceği ve sadece 17 yaş üzerindeki kişilerin katılabileceği duyurulduğunda küçük öğrenciler -çoğunluk altıncı sınıf- yuhlamaya başladı. Yaş kısıtlamaları her zaman gereksizdir(!) Ardından da Yule Ball denen zımbırtıdan bahsetti. Ahh ne kadar da sıkıcı.
Ertesi gün ilk arada gözlerine kestirdikleri birinci sınıfların yerlerini haritadan tespit edip yanlarına gittiler. Aslında sadece Remus ve Peter gitti. En masum gözükenler onlardı çünkü. ''Gryffindor binasından nefret etmenizi istemediğimizden size hoş geldin hediyesi olarak bu çikolataları vermek istiyoruz.'' diye atıldı Remus. Şansa çocuklar o kadar saftı ki -Slytherinler genelde uyanık ve kurnaz olur- hemen teşekkür edip ayrıldılar oradan.
Remus ve Peter koşarak oradan ayrılırken onlara Sirius, James ve Ordelia de katıldı. İlk günleri muziplikler bakımından çok güzel geçiyordu -arkadan öksürük seslerini duyuyorlardı- ki karşılarına bir anda McGonagall belirdi. ''Böyle koşuşturarak nereye böyle?'' James aradan atlayarak ''Yeni gelen Gryffindorlara okulu gezdirmeye karar verdiler. Öğrenci başkanı olarak bu Remus'un görevi. Bizi de yardıma çağırdı, değil mi Remus?'' Okulu gezdirecekleri falan yoktu.
''Umm, evet evet kesinlikle.'' James gerçekten bahane bulmakta çok kötüydü. ''Umarım okulun ilk gününde sizden şikayet almam.''
Sirius gülmemek için kendini zor tutuyordu. Suratı kıpkırmızı kesilmişti. Profesör gittikten sonra koşar adımlarla ortak salona gittiler. Bir dahakine kesinlikle görünmezlik pelerinini unutmamalıydılar. Ortak Salon'a vardıklarında hepsi kendini yere attı. Artık herkes rahatça gülebilirdi.
Ordelia, Sirius'un gülerken başka birine baktığını fark etti, gözleri parıldıyordu. Yoksa- hayır, hayır. Bu imkansızdı. Kardeşini tanırdı. İlk günden yine başlamıştı saçmalamaya. Neyse, bunlar önemli değildi.
(Selam, umarım beğenirsiniz ilk bölümdü bu. Elimde yazdığım birkaç bölüm daha var onları da yayımladıktan sonra sizden fikir alabilirim ama şimdi tekrardan yazmak istemiyorum bölümleri :D Azıcık kısa oldu kusura bakmayın bir de hikaye azıcık yavaş ilerleyeceğe benziyor aklımda bir sürü olay var çünkü ve daha çok azını yazdım <3
Ama hala fikirlerinizi alabilirim,
Bu arada Ordelia'yı kendiniz gibi düşünebilirsiniz. 5. Çapulcu ve Gryffindor'uz anlaşılmamışsa ve Sirius'un ikiziyiz; patronusumuz ve animagusumuz beyaz tilki, kar tilkisi diye de geçiyor. Aynı zamanda hikayeyi azıcık Ordelia'nın bakış açısından anlattım öbür bölümlerde daha genele geçeceğim.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The 5th Marauder (Türkçe)
Fanfiction''Onu seviyor musun?'' ''Ne? Hayır, saçmalama!'' Sirius'un ikizi Ordelia'nın da olduğu bir Çapulcular hikayesi...