GG10

20.2K 1.2K 408
                                    

Kapı ziliyle birlikte titreyen ellerimi kontrol altına almaya çalışarak ayağa kalktığımda Miray, "Heyecan yapma, benim malım geldi," dedi sırıtarak.

İlerleyip kapıyı açtığımda da gerçekten Giray abi olduğunu görüp tuhaf bakışlarımı Miray'a çevirdim. Omuz silkti.

"Hissediyoruz kardeşim, aşk bu, ne sandın yar-" ona bakan Zerda'yla yutkundu.

En azından çocukların yanında küfür etmiyordu. Bu iyiydi. "Hoş geldin," dedi Miray.

Giray abi üzerindeki takımelbisenin ceketini çıkarıp dolaba koyduktan sonra ilerleyip Miray'ın yanağını öptü. "Çok hoş buldum." Miray'ın kucağında duran Oğuz dişsiz ağzını açıp babasına güldüğünde ben de gülümsedim. "Sen neye gülüyorsun lan, kel?" dedi Giray abi gülerek. Kollarını uzatıp onu kucağına aldı.

"Dadda!" dedi Oğuz babasının saçlarını avuçlayıp çekiştirerek.

"Özledin mi beni," diye sordu gülerek. Miray, kolunu dürterek yüzü asılmış olan Zerda'yı gösterdiğinde hızla Oğuz'u geri bırakıp onun önüne diz çöktü. "Aman aman burada bir kraliçe varmış," diye sırnaştı ona.

"Koridor soğuk, salona geçsenize," dediğimde Giray abi Zerda'yı kucaklayıp salona geçmişti.

Onlar gidince ben de mutfağa geçip hazırladığım yemekleri masaya taşımaya başladım. Son tabakları da bırakırken kapı tekrar çalmıştı.

Gerçekten bu heyecanımı asla anlayamıyordum.

"Ben baktım," dedi Miray.

Kapının açılma sesini duydum. Birkaç saniye sonra geri kapandığında koridora çıkmıştım. Meriç ile gözgöze geldiğimizde bana gülümsedi. Miray'a baktım.

Dilini dudağının kenarına dokundurup kaşlarını imalı imalı kaldırınca ofladım. Kıkırdayıp içeri girdiğinde koridorda Meriç ile başbaşa kalmıştık.

"Hoş geldin," dedim gülümseyerek.

"Hoş buldum," diye kekeledi. "Allahım kalp krizi geçireceğim," diye de mırıldandı. Üzerinde beyaz bir tişört vardı, altında da buz mavisi bir kot. Sıradandı işte.

"Gelsene içeri," diyerek salonun yolunu gösterdim ona. Kafasını sallayarak ona verdiğim yoldan yürüdü. Arkasından içeri girdim. Koltuğa oturduğunda Giray abi bakışlarını yanında oturan Ceren'den çekip Meriç'e baktı.

"Bu kim?"

"Ee, sana söylemiştim ya. Aylin arkadaşını yemeğe çağırmış diye. O işte."

"Haa," diye mırıldandı anladığını belli ederek. "Ne ayaksın?"

"Efendim?" dedi Meriç afallayarak. Kaşları havalanmıştı.

"Ne işsin diyorum, niye salağa yatıyorsun?" diye çıkıştı Giray abi.

"Hayatım," dedi Miray. Giray abinin koluna sardığı eliyle onu çimdiklediğini gördüm. "Adam gibi dur canımız sıkılmasın." Giray abi yüzünü buruşturarak kafasını salladı.
"Güzel. Yemeğimizi yiyelim, acıktım ben."

"Tabii," diyerek ayağa kalktığımda onlar da benimle birlikte kalkmıştı.

Masada sadece çatal bıcak sesleri ve Oğuz'un garip garip çıkardığı sesler dışında çıt çıkmıyordu.

"Aylin'i seviyor musun?"

Giray abinin pat diye soruşuyla benim ağzımdaki lokma ve Meriç'in yudumladığı su boğazımızda kaldı. Aynı anda ökdürdük.

"Helal," dedi Giray abi sertçe sırtına vurarak. "Zor bir şey sorduğumu düşünmüyorum?"

"Bu ne lan, pamuk gibi kocamın içinden canavar çıkardınız," dedi Miray, Oğuz'un ağzına ekmek içinden küçük bir parça verirken.

"Ani oldu sadece," dedi Meriç arkasına yaslanarak. "Evet, tabii. Aylin'i seviyorum."

Tırnağımın kenarındaki etleri koparma isteğiyle doldum. Yutkunarak Miray'a baktığımda bana gülümsediğini gördüm.

"Bir işle uğraşıyorsundur, değil mi?"

"Cerrahım ben," dedi Meriç.

Giray abi dudak büküp "hım"ladı. "Aferin," dedi katı bir sesle.

Miray boğazını temizledi. "Giray, biraz daha bunları zorlarsan ikisi de kalkıp kaçacak hayatım. Bitir şakayı."

"Ya niye söylüyorsun ben daha zorlayacaktım, bozdun her şeyi," diye söylenerek çatalı elinden bıraktı Giray abi.

"Ne?" diye sordum.

"Ay biz size şaka yaptık. Ama betiniz benziniz attı, kıyamam."

"Harbi mi?" diye daldı Meriç.

"Neyse sen yine de çok rahat davranma," dedi Giray abi. Meriç'in yüzü tekrardan düştüğünde sırıtmadan duramadım.

"Ya ama doyamadım ben bu şekere," diyerek Oğuz'un yanaklarına sayısız öpücük bıraktım. "Teyzecim. Bizi ayırıyor mı?"

Oğuz sıkılmış olacak ki huysuzca homurdanarak kafasını geriye çekti. "Etta!" diye bağırdı.

"Sanki senede bir yan yana geliyoruz, Aylin. Bırak lan hadi. Yarın yine buluşacağız."

Oflayarak ellerimi geri çektim. "Tamam gidin hadi, daha fazla acıtmayın yüreğimi," dedim elimi göğsüme bastırıp yalandan ağlamaya başlayarak.

"Şebek," diye fısıldayan Meriç'in karnına avucumun tersiyle vurdum.

"İyi geceler, sen de çok beklemeden git," dedi Giray abi, Meriç'e bakarak.

"Hemen arkanızdan çıkacağım," dedi gülümseyerek.

Onları yolcu ettikten sonra kapıyı kapatmadan onun da geçmesini bekledim. Yüzüme anlamaz bir şekilde bakınca, "Hadi gitsene sen de," dedim.

"Gerçekten ilişkinin odunusun kızım sen," diyerek saçımın bir tutamını işaret ve orta parmağıyla okşadı.

Saçımı parmaklarından kurtararak geriye çekildim. "Ortada bir ilişki olmadığığı için odun olmayı sorun etmiyorum."

Kaşlarını kaldırdı. "Yani sevgili olduğumuzda bu tavırların da gidecek."

"Gerçekten küfür etmeyi sevmem," dedim.

Burnundan sert bir nefes vererek güldü. "Tamam canım, yatarım ben salağa." Kafamı sol omzuma yatıratak yüzüne baktığımda, "Bakma şöyle fazla tatlı oluyorsun," diye söylendi etkilenmiş bir sesle.

"Eve gitsen iyi olur. Geç oldu."

"Eeh ama sen de bütün romantizmi bozuyorsun," diye kızdı yalandan. "Alttan alttan kovuyorsun."

"Alttan alttan değil, direkt kovuyorum," dediğimde yüzüme kötü kötü baktı.

"İyi gidiyorum. Sen de aşkımdan ağla."

"Ne diyorsun sen ya?" dedim gülerek. Bana katılarak o da gülümsedi.

"İyi geceler, güzelim."

"İyi geceler."

Bir süre yüzüme baktı. Bir şey yapmak istiyor da çekiniyor gibiydi.

"Söyle hadi," dedim yüzüne bakarak.

"Yaparsam muhtemelen utançtan on ay yüzüme bakamazsın. En iyisi gideyim ben. İyi geceler."

Kapıdan hızla çıkıp gittiğinde olduğum yerde kalakalmıştım.

Ne yaparsa?

🍷

Bilmem naparsa psöwşzöwğsçwş

Yatalım biraz daha salağa neyse ,d

İyi geceler aşklarım



Görücü Geldi|text|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin