Taehyung zıplayarak kızların sınıfına giriş yaptı.
"Okul çıkışı bubble tea içmeye gidiyoruz."
"Ben gelemem, terk edildim."
"Ben gelirim." dedi Eunha. "Zaten mod düşürcek birilerine ihtiyacımız yoktu..." diye göz ucuyla Yuju'ya baktı.
"Çok kötüsünüz. İnsan biraz moral verir."
"Ben moralini yerine getircek bir bilgi biliyorum. Bunu duyunca anlıcaksın ki o hiç sana göre biri değilmiş."
"Neymiş o?"
Taehyung yavaşça kızlara doğru eğildi. "Jungkook 7.sınıfta uç yiyordu."
Birkaç saniyelik sessizliğin ardından Eunha kahkaha atmaya başladı. Yuju ise hala düşünceli düşünceli bakıyordu. Sonra sessizce ağlamaya başladı. "O çok harika birisi..."
"Delirmiş....Gerçekten delirmiş." dedi Taehyung, Eunha'ya bakarak.
***
"Bubble tea paramı ödemen karşılığında geliyorum haberin olsun Taehyung."
"Tabiki, benden." diye kocaman gülümsedi Taehyung.
Okula 15 dakika uzaklıktaki işlek bir caddeye gelmişlerdi. Birkaç kez caddede dolaştıktan sonra sonunda Taehyungun bahsettiği dükkanı buldular. İçeri girdiler ve kasaya ilerlediler. 3ü de yukardaki tabeladan çay seçeneklerine bakıyorlardı.
"Ben sanırım mangolu alacağım. Pardon bakar mısınız?" diye arkası dönük çalışana seslendi Taehyung.
Çalışan arkasını dönünce Yuju ani bir refleks ile Taehyungun arkasına sindi. Jungkook burda çalışıyordu.
"Aaa Jungkook."
"Hoşgeldiniz."
"Burda çalıştığını bilmiyordum."
"Yeni başladım. Evet siparişlerinizi alabilirim."
Yuju içinden 'neden saklanıyorum ki benim ona yazdığımı bilmiyor. Tamam sakin ol hiçbir şey olmamış gibi davran' diye kendine komut vererek Taehyungun arkasından çıktı.
Taehyung ve Eunha sipariş verdikten sonra sıra Yuju'ya gelmişti. Tam o an göz kontağı kurdular. Yuju neredeyse düşüp bayılacaktı. Bir de heyecandan kekelemese iyiydi. Sakince konuşarak siparişini verdi ve hemen koltukların birine oturmaya gitti. Eunha da peşinden geldi.
Daha 5 saniye geçmemişti ki Taehyung seslendi. "Yuju gelsene bi."
Yuju kendini kasmaktan uyuşan ayaklarının üzerinde zar zor dikilip kasaya yöneldi. 'Yine ne oldu' diye içinden geçirdi.
"Yeterli nakitim yokmuş sen ödesene bu seferlik."
Eğer Jungkook orda olmasaydı Yuju, Taehyung'u gerçekten döverdi. Yine bir yolunu bulup kendine bir şeyler ısmarlatmıştı.
Yuju ona imalı bir şekilde bakarak çantasını açtı."Ne kadar?" diye sordu. Yine göz kontağı kurmuşlardı.
"30.000 won." dedi Jungkook gülümseyerek. Gülümsemese olmazdı sanki. Daha Yuju onu unutamamışken.
Yuju parayı uzattı. Fişi beklerken hayatının en uzun 10 saniyesini geçirdi.
"Çaylar hazır olunca seslenirim sen oturabilirsin." dedi Jungkook. Yuju ise sadece gülümsemekle yetindi ve diğerlerinin yanına gitti.
"Burdan çıkınca seni öldüreceğim. Zaten çenem kitlendi."
"Benim sayemde ilk diyalogunuzu kurmuş oldunuz." dedi Taehyung gülümseyerek.
"Aman ne diyalog..."
***
Çaylarını içmişler ve kalkmışlardı. Yuju ve Eunha, Jungkook ile konuşan Taehyungu dükkanın önünde bekliyorlardı."İyi misin?" diye sordu Eunha.
"İçerde nası görünüyordum. İyi miydim? Güzel miydim?"
Eunha güldü. O sırada Taehyung geldi.
"Jungkook gerçekten iyi birisi. Bakın bana kupon verdi." diye kuponlarını gösterdi. Caddede biraz ilerledikten sonra Yuju Taehyungun omzuna sertçe yumruk attı.
"Parayı ödettiğin için..." dedi Yuju, Taehyung ona dudaklarını büzmüş bakarken.