Bugün, ilk yaşam denemelerime karar verdiğim gün. Sonu meçhul,belki yaşar belki ölürüm kim bilir? 26 kez denemeye karar verdim. Hayatım 26 ile doluyken bir de bunu 26 kez deneyeyim dedim. Neyse başlayalım . O gün o kadar berbat haldeydim ki balkonda uyuya kalmışım... Balkon her defasında bana kucak oluyordu. Abim'in havalelerinde, annemin ölümünde bile saatlerce orada kaldım. Bana kucak açan bir balkonum ve beni selamlayan bir gökyüzüm vardı. O gün yine bir haber daha almıştım. Üvey amcamlar babam öldükten sonra bile her şeyimizi yiyip içiyorlardı... Beni yine aradılar neymiş eksikleri varmış. Ben nefes alamazken beni arayıp benden yardım istiyorlar. Bu defa da evimizi istiyorlardı canımın şenliği. O ev yaşadığımı bana hatırlatan yerdi. Babamdan sonra bahçedeki bütün ağaçlara ben baktım. Bu evi elleri ile kazıyarak yaptılar , biliyor musun? Annem ve babam her gün gelip gidip bu evi yaptılar. İnsanlar her şeyimize özenirlerdi... Biliyorlar mıydı ne güçlük ile bunları yaptığımızı? Kimse bilmiyordu. Konuşuyorlardı, insanoğlu değil mi konuşmadan duramazlardı . Bir gün bana elinde her şeyi olan yakın sandığım arkadaşım, şanslısın dedi. Tanrı sevdiği kula acı verirmiş! Bu muydu şanslı olduğum konu? Peki ya o neden şükür etmiyordu? Neden benim şanslı olduğumu söylüyordu? Ki onun hayatının en büyük acısının ojeleri olduğunu bilirdim. Belli bir süre sonra koymadı bana bu durum ama sinirlerimi bozuyordu. Bir gün avazım çıktığı kadar bağırdım. Dönüp baktılar ne bu böyle diye. Sonra hepsine teker teker söyledim ne varsa. Bunu hak etmişlerdi, Hemde fazlasıyla. Neyse o gece yine plaklardan birini dinledim en sevdiğim plak oydu. ilk denememe onu koydum. Müzeyyen Senar bilir misin? Belki sen de dinlersin bir gün? Balkona gitmeden önce onu dinlemiştim... Balkondayken seni gördüm canımın şenliği. Seni ilk görüşümdü biliyor musun? O kadar güzel duruyordun ki anlatamam... Karşı balkondaydın aramızda sadace bir yol vardı... İzledim seni bir süre. Tek istediğim fark etmememdi. Ettin mi bilmiyorum ama sanki sana bakmamı istermiş gibi öylece durdun. Yavaşça etrafı izlerken gözlerimiz buluştu. Birkaç dakika durduk öylece sonra sen gülümsedin. Yüzünde buruk bir gülümseme vardı. Sanki beni anlıyor gibiydin. O günden sonra hep balkonda senin geleceğin saati bekledim. Her gün saat 7 de çıkıyordun balkona ardından hep yaptığın gibi önce gökyüzüne bakıyordu, Sonra yine etrafa bakınıyordun, yine göz göze geliyorduk, yine buruk bir şekilde gülümsüyordun ve içeri giriyordun, ardından bakakalıyordum. İçeri giderken sanki acılarımı alıp gidiyordun öylece. Hikayemi anlatma isteği geliyordu içimden, bana bakışların sanki her şeyi geçecek lâl sadece anlat der gibiydi. Ben ilk defa böyle hissediyordum. Aşk mıydı bu? Yada sevgi? İnsanlar neye göre bunlara karar veriyordu bilmiyorum ama benim kisi öyle değildi. Sana baktığımda babamın bana buruk gülümsemesini görüyordum. Ne güzel gülerdi babam biliyor musun? Bütün acılarına rağmen öyle bir gülümserdi ki bak lâl ne güçlü bir baban var derdim... Bir gün abimi gezdirmeye çıkmıştı. Babam ki abimi eve bırakınca kapının önündeki demir kapıyı kapatmadan gitmezdi. Abim hamakta sallanıyordu ama kapı açıktı annem neden kapıyı açık bıraktı diye bana soruyordu. Ben de dairede iş olduğu için hızlı gitti sandığım için anneme bilmediğimi söyledim. Aradan saatler geçti kapının önünde oturuyordum. Babam bir ayağında ayakkabısı üstü başı toz ve kan içinde içeri doğru yavaş yavaş girdi, abimi gördü, dolan gözlerini görüyordum içi rahatladı bi an, sonra annem koştu yanına ben öylece kaldım olayın etkisinden çıkamadım annemin su getir lâl demesi ile kendime geldim. İçeri koşarak girdim hemen suyu alıp babamın yanına gittim ne babam ne annem iyi değildi... Annem tanıdığımız Hatice teyzeyi aradı birkaç dakika sonra ahmet amca geldi babamı hastahaneye götürdü... Bu ilk değildi her defasında yaşıyorduk bir şeyler ama bu canımı çok yakmıştı o gün. Birkaç saat sonra babam eve geldi kırıkları ve yaraları vardı... Odaya onu götürdüm yardım ederek. Eniştem ve ablam da gelmişlerdi. Ablamı babamın Yanına asla götürmemeliydim saatlerdir ağlıyordu. Babam onu görünce daha da kötü olurdu yoksa. Babamla odada yalnız kaldık yatağını açtım ve girdi. Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum biliyor musun? Sonra baba iyi misin dedim. Bana "neler atlattık biz kızım. Bu ne ki?" dedi ardından buruk bir şekilde gülümsedi. O kadar güzeldi ki her şeyi ile düşünceleri, kalbi... Babam çok güzeldi canımın şenliği. Sonra kazanın neden olduğunu içeri girince öğrendim. Babam abimi gezdirmiş kapının önünr gelmiş o sırada telefon ile aramışlar iş yerinden oda açmak zorunda kalmış, arabayı çalıştırmış çünkü abim inmiş sonra tam giderken arabanın kapısının açık olduğunu görmüş abimin tekrar arabaya binip düştüğünü sanmış. Arkasına bakmış sonra freni indirmiş o yokuşta araba durur mu? Durmamış geri gitmiş, yolun kenarı boşluk oraya düşmüş babamıda kendisi ile sürüklemiş... Bazen diyordum ki acaba neden her şey bizim başımıza geliyor. Tanrıya sitem doluydum neden iyi insalar acı çekiyordu ki? Birisi sevdiğine acı verir miydi? Tanrı birisi değildi o çok yüceydi ama neden sevdiği halde bize acı veriyordu? Çok düşünüyordum hemde çok. Bazen yatağımda uzanır saatlerce bu soruları kendime sorardım ve her defasında sormaktan bıkmazdım çünkü alışamıyordum ben bunlara. Bu adaletsizliğe, acıya... Benim hikayemin sonunda umarım mutluluk vardır çünkü bende artık mutlu olmak istiyorum. Bende korkmadan yaşamak istiyorum. Kafamdan ölümü atıp güzel bir yaşamım olsun istiyorum. Çok mu sence? Sesimi duysun istemiyorum kimse. Ben annemle babamın benden istediklerini yerine getirmek istiyorum. Kısacası bugün bana babamı hatırlattığın için teşekkür ederim. Uzun zaman olmuştu. Umarım acı çekmemişsindir sende babam gibi...
-------------------------------------------------
Müzeyyen Senar aşığı olarak size bunu armağan ediyorum*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
plakta son senfoni
القصة القصيرةBirazdan sana tüm hikayemi anlatacağım. Bu eline ulaştığının da, çoktan bütün yolları denemiş ve hiçbir yolun onu iyiye götürmediğini anladığında, son şeyi yapmış biriyim. Ben lâl umarım sen yaşama tutunabilirsin. 26.02.2021*