Lee Siyeon nereden bilebilirdi aldığı aynanın ona kötü şanѕ getireceğini ve hayatının tamamen değişeceğini? Nereden bilebilirdi bir kızın onu böyleѕine değiştirebileceğini?
ѕιуєση × ѕυα
❦ ժɾҽɑʍϲɑԵϲհҽɾ ⸙ İиƨσмиια
❥One Shot
+ Mermaid kurgusu ile etkil...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Siyah küt saçları, iri çekik gözleri ve keskin yüz hatlarıyla mükemmeldi Lee Siyeon. Yüzünde her daim kibirli bir gülümseme olurdu. Dolgun dudakları gülümseyince bile incelmezdi fazla.
İçinde olduğu antika eşyalarla dolu dükkanda, yeni parçalar arıyordu evi için. Her taraf tozluydu. Yoğun bir naftalin kokusu vardı ama o bundan rahatsız olmuyor, bayılıyordu.
Gözleri en geride kalan tozlu, oldukça eski olan aynaya takıldı. Aynaya doğru attığı her adımda ayakkabılarının sesi duyuluyordu. Her adımında yerden tozlar yükseliyordu. Arkasını dönüp koridorun sonunda ki antikacıya baktı kibirle. Önünde uğraştığı saatin çıkardığı tik tak sesleri onun oldukça sinirini bozmuştu. Gözlerini devirerek, kollarını göğsünde bağladı ve tekrar önüne döndü. Aynaya daha da yaklaştı.
Aynanın tam önündeydi. Bağladığı kollarını çözdü ve aynaya uzattı. Aynayı dikleştirerek, yansımasına baktı. Her zaman olduğu gibi kibirle dudaklarını yana kaydırdı. Gülümsedi... Kendi gülümsemesine hayran bir insandı.
Aynanın evine oldukça nostaljik bir hava katacağını düşünüyordu. "Evet kesinlikle paha biçilemez bir ayna ve mükemmel odamda harika duracaktır. " dedi.
Antikacı aynayı alıp, almayacağını merak ediyordu. Çünkü o aynadan nefret ediyordu. "Bunu istiyorum. Evet. Bu aynayı kesinlikle almak istiyorum. Fiyatını öğrenebilir miyim? Hım? " dedi arkaya kayan gözleriyle. Adamın sevinçten eli ayağına dolaştı.
O kadar heyecan yaptı ki uzun süredir tamir ettiği ve sonunda bitirmiş olduğu cep saatini yere düşürüverdi. Siyeon alaycı bakışlarıyla adamı süzdü. Adam yere düşen cep saatine kısa bir bakış attı. O kadar uğraştığı saat tekrar kırılmıştı. Ancak o bunu önemsememiş heyecan ile Siyeon' a bakıyordu. " O aynayı alacak mısınız Bayan Lee? " dedi.
Siyeon kendinden emin bir şekilde "Elbette alıyorum. Evime çok yakışacak mükemmel bir parça kesinlikle! " dedi. Sesi net ve kusursuzdu. Antikacı birkaç çalışanı çağırdı. Çalışanlar dikkatlice aynayı paketledi ve arabalarına yerleştirdi. Siyeon şaşkın şaşkın adamın karşsına geçti. "Fiyat? " soran bakışları ile adamın ağzından çıkacak kelimeleri bekliyordu. "Yü-yüz milyon won efendim! " dedi. Fiyatı söylerken Siyeon'ın vazgeçmesinden korkuyordu.
