Özel Bölüm

96 29 109
                                    

Siyeon ve BoRa, birlikte yattıkları yumuşak yatakta gözlerini açmışlardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Siyeon ve BoRa, birlikte yattıkları yumuşak yatakta gözlerini açmışlardı. Birbirlerine sıkıca sarıldılar. BoRa hastaneden çıktığından belli hep yan yanaydılar. Ayrılmıyorlardı.

Sabah birlikte güne gözlerini açıyor, birlikte kahvaltıyı hazırlıyor, birlikte yiyor, evi temizliyorlardı. Siyeon işe gittiği için bazen BoRa tek kalıyordu.

O zamanlar Siyeon gelene kadar, bir film veya kitap seçiyor, yemeği hazırlıyor ve onu bekliyordu. Siyeon gelince yemek yiyip, kitap veya filme odaklanıyorlardı.

Birlikte geçirdikleri her saniyeyi güzel geçirmek dışında bir amaçları yoktu. Pazar günleri, dışarıda dolaşıyor, kendilerini maceraya atıyorlardı. Ayakları onlara nereye götürürse oraya gidiyorlardı.

Bugün ise birlikte piknik yapma kararı almışlardı. Hızla yataktan kalkıp piknik için atıştırmalık hazırladılar. Sonra birbirlerinin giyeceği kıyafetleri seçtiler.

Siyeon beğendiği kıyafeti, BoRa'ya uzattı. BoRa'da elindeki takımı Siyeon'a...
Birlikte güzelce giyinip sepetlerini alıp dışarıya çıktılar.
Yakındaki güzel piknik yerine kol kola, zıplayarak gittiler.

Geldiklerinde, BoRa yere sofra bezini serdi. Siyeon ise, içecek almak için kısa bir süreliğine yanından uzaklaştı.

BoRa, sofra bezine uzanıp geldikleri yeri incelemeye başladı. Git, gide boyları değişen ve yeşilin tüm tonlarına hakim olan ağaçlara gülümsedi. Siyeon'ı beklemek bile onun için çok güzeldi.

Derin nefes alıp, yattığı yerden doğruldu. Tüm yeşilliklerin içinde gözü tek bir rengi görmüştü. O da Siyeon'ın dudakları gibi olan, çiçeklerdi. Gül kurusu renginde, ismini bilmediği çiçeklere koştu.

Onları koklamaya başladı. Koparmak istedi, fakat çiçeğin canını yakmak istemezdi. Bu yüzden bakmakla yetindi. Yeterince canını yakmıştı bu zarif canlıların... O zaman mecburdu.

Ancak yine de üzülüyordu.

"Lütfen vurmayın bana! Acıyın... Bir dahakine daha çok para kazanacağım. Sonrada size getireceğim." ağlamaklı çıkan bir kız çocuğu sesiydi.

BoRa duyar duymaz panikle ayağıya kalkıp, sesi dinledi. Sesin yönünü kavramaya çalışıyordu. Hızla sesin sahibine doğru ilerlemeye başladı. Sesin geldiği tarafı iyice anlayınca, koştu.

* * *

Siyeon eline aldığı içecekler ile gelmişti. Fakat BoRa ortalıkta gözükmüyordu. Endişe ile koşmaya başladı. Yakında olan her yere baktı. En sonunda arka tarafta öğrencilerin bulunduğu yere koştu. Göremiyordu.

mirror  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin