56-Beleşçi Gezgin

228 60 5
                                    

"Sen kimsin yabancı, evimizin içinde ne işin var?"

Öfke dolu tınının tek hedefi ise bir zamanlar peşinden deli gibi koştukları dostundan başkası değildi...

Acı bir tebessüm dudaklarını yalarken keder dolu gözleriyle hepsine tek tek baktı.

Anlamıştı...

Onlar için artık tamamen bir yabancıydı.

"Sadece buradan geçen bir gezginim."

Şüpheli bakışlar iyice artarken Calum soğuk gözlerle irdeledi.

"O zaman neden evimizin ortasında bir yığın cesedin içerisindeydin?"

Zed onlara her şeyi anlatmak için yanıp tutuşurken zihninde tanıdık bir sesin uyarısını duydu.

"Zed kadere bir kere müdahale ettin. Üzgünüm ama tekrar değiştirmeye çalışırsan bu boyuta bir daha asla giremezsin ve kıyamet zamanı geldiğinde onları buradan çıkaramazsın."

Zed yutkunurken asıl görevini hatırlatan peri kralına teşekkür etti. Bundan haberi yoktu ve eğer kimliğini istemeden açıklarsa onların ölümü de ellerinden olacaktı.

Bunu göze alamam.

Lanet olsun!

Derin bir nefes alırken hikayeyi biraz değiştirerek anlatmaya başladı.

"Ben zamanda yolculuk yapan biriyim buraya gelecekten geldiğimi söylesem yanlış olmaz. Buradan geçerken bu siyah pelerinliler buraya doğru bir baskından söz ettiler. Etraftaki her şey donmuştu. Ben zamanı kontrol edebildiğimden bundan etkilenmesem de bütün kıta için aynı şeyi söyleyemem. Olacakları sadece izlemek ilk planım olsa da anılarınıza izinsiz girerek inceledim. Onların katliam yapmasına izin verseydim gelecekte olanlar bütün kıtanın felaketi olacaktı. Ben de dahil olarak sizi kurtardım."

Sera kendisini tutamadan şaşkınlıkla konuşmasına engel olamadı.

"Zamanı kontrol etmek gerçekten mümkün mü?"

Zed onlara koltukları işaret ederek bir koltuğa geçti. Tam karşısına sıralanan eski dostlarına bakarken gerçeği çarpıtmış arada sallamış ve bütün ikna kabiliyetiyle onlara bunu kabul ettirtmişti.

"Evlat görüntüme aldanma. Benim karşımda hepiniz bebekten farksızsınız. Ben trilyonlarca yıl yaşamış biriyim, ölmemek benim lanetim. Sizlere bunu anlatmayabilirdim ama bana zarar vermek isteseniz bile tek bir kılıma zararınız dokunamaz."

Hepsi yutkunurken bunun kötü bir şaka olduğuna inanmak istedi fakat bu adamin eve gelişini asla görmemişlerdi.

Savaşı bile görmemislerdi ve gözlerini açtıklarında karşılaştıkları manzara buydu...

"Düşünceli olabilirsiniz fakat size zarar vermek gibi bir niyetim olsaydı ruhunuz bile duymadan cehennemi boylardınız."

Bernald huysuz bir şekilde mırıldandı.

"Trilyonlarca yaş geçirmis birine rağmen bu tür olayların hiçbir zaman normal karşılanamayacağını öğrenememişsin ama."

Zed kaşlarını kaldırırken giderek eğlenmeye başladı.

"Demek öyle... Ben gidene kadar bana görgü kuralı öğretir misin ufaklık?"

Bernald tükürüğünü yutarken öksürmeye başladı. Onu duymasını asla beklememişti. O kadar sessiz mırıldanmasına rağmen onu duymuş muydu yani?

"H-hahahha. Sadece ş-şaka yapıyordum aslında."

Zed gülümserken hepsinin hâlâ aynı davranışta olması onu biraz rahatlatmıştı. Kendilerinden biri gibi davranmasalar da ona tamamen bir düşman gibi de yaklaşmamışlardı.

İblisin Yükselişi (devam kitabı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin