"Hey, Felix" "Hey uyan, uyansana" Felix kafasını kaldırıp etrafa baktı. Birisinin ona seslendiği ne emindi bir dakika ses çok tanıdık hmm duyduğu ses "Hyunjin'in di." Ama hyunjin burada bile değil sadce rüyasında gördüğünü düşündü kalktı ve lavaboda işini hallettikten sonra birşeyler yemek için mutfağa gitti. Hazır bir kaç şey ısıtıp odasına üstünü değiştirmeye döndü. Odasına giderken önce kardeşinin sonra anne babasının odasına bakıp biraz onları düşündü. Onalrı düşünmek ağlamasına sebep oluyordu ve Felix gözünden yaş aksa bile sanki ağlamıyormuş sadece gözünden yaş akıyormuşcasına ifadesiz kalıyordu.
Üstünü giyindikten sonra kulaklığını ve çantasını alıp siyah bilekli vanalarını giydi. Evine son bir kez baktı ve çıktı.
Otobüs durağına doğru yavaş yavaş yürürken yağmurda yağmaya başlamıştı. Ve Felix yağmurda yürümeyi sevdiği için adımlarını biraz daha yavaşlattı. Otobğs durağına vardığında hâlâ daha otobüsünün gelmesine zaman olduğunu gördü. Offlayarak telefonuyla oynayamaya başladı. İkiside takılı olan kulaklıkların dan birisinin çıkarlılmasıyla yine aynı kişi olduğunu düşünerek sırıtarak kafasını kaldırdı. Ama suratındaki mutluluk ifadesi şaşkınlığa dönüştü. "Merhaba, Felix"-Jeongin "Merhaba da senin burada ne işin var?"-Felix Seungmin içinden"gerçekten çok kibarsın Felix burada ne işin var ne korkutucaksın çocuğu" diye geçirdi.
(Şimdi seungmin bunların yanında değil Jeongin Felixle konuşmadan önce seungmini arıyıp telefonunun sesini kıstı. Yani hani Felix ve Jeongin'in konuşmasını dinleyebilmesi için tamam devam ediyorum)
"Sadece konuşmaya geldim. Oturabilir miyim?"-Jeongin "Tabi."-Felix (kenara kayarak) Jeongin Felix'in yanına oturdu. Önce kısa bir sessizlik oldu ama fazla zamanları olmadığı için Jeongin konuşmaya başladı. "Şey nasılsın?"-Jeongin "Normal sen?"-Felix "Bende ş-şey seninle şey hakkında konuşmak istiyordum."-Jeongin "Ne?"-Felix "Seungmin son zmanalarda ona karşı çok çekingen davrandığını söyledi çok endişeli gözüküyordu bende seninle konuşabileceğimi belki benimle konuşrsan daha rahet edebileceğini söyeldim"-Jeongin "Ah aslında pekte konuşulcak bişey yok."-Felix
Felix ona Hyunjin anlatabilirdi aslında ama bilmiyordu ne diycekti ki "Bir çocukla çarpıştım daha sonra bana kokumun çok güzel olduğunu söyledi. Beni biraz ilerideki parfüm mağazasına götürüp kokunu yaptı ve bana kendi kokusunu hediye etti hatta şuan o cebimde hep cebimde saklıyorum. Biraz garip birisi hâlâ telefonu yok ve ismi de Hyunjin ayrıca aşırı derece de yakışıklı galiba ondan hoşlanıyorum"mu? "Ah anlıyorum."-Jeongin "Siktir dışımdan mı söyledim?"-Felix "Ah sanırım öyle yaptın."-Jeongin Jeongin kıkırdadı. Elini Felix'in omzuna koydu. "Ah şimdi şu aşırı derece de yakışıklı Hyunjin'i merak ettim. Beni ve Seungmin'i onunla tanıştırır san seviniriz."-Jeongin "Ah belki daha sonra herneyse otobüs geldi sende okula gidiyosan berbaber binelim."-Felix "Tabi."-Jeongin
Okula geldiler. Dersler falan filan derken sonunda okul bitmişti. Felix aşağıda dans çalışmaya indiğinde çantasını yukarda unuttuğunu fark etti. Çantasını almaya çıktığında Jeongin'i bir sıranın üstüne oturuken Seungmini de onun üstüne eğilmiş dudaklarından hafifçe öperken görmeyi hiç beklemiyordu. O anlarını bozmamak için duvarın arkasına geçti. Aklına Hyunjin geldi. Onu görmek istiyordu. Kapıyı tıklatıp içeri girdi. Jeongin ve Seungmin yan yana sıralara oturmuş başka bir şeylerle ilgileniyomuş gibi yapıyorlardı. Ama dudaklarının kırmızılığından her şey belliydi. Felix çantasnı alıp sınıftan çıkarken gülmemek için zor duruyordu. Aşağı indi ve otobüs durağına oturdu. Öylesine gezmek ve her hangi bir yerde Hyunjinle karşılaşmak istiyordu.
Üzerinde bir gölge hissedince kafasını kaldırdı. Ve görmke isteidği kişi karşısındaydı. Hyunjin yüzünde kocaman bir gülümsemeyle Felix'e bakıyordu. Felixte ona sırıtınca yanına oturdu. Felix Hyunjin'in güzel suratını incelerken Hyunjin konuşmaya başladı. "Okul nasıldı?"-Hyunjin "Ah iyiydi senin?"-Felix "Ben okula gitmiyorum."-Hyunjin "Ah doğru"-Felix Felix Hyunjinle yüzünün çok yakın olduğunu farke ettiğinde kızarmaya başladı. Felix şuan tam şuanda Hyunjin o dolgun dudaklsrına kocaman bir öpücük bırkamak istiyordu. Biraz eğildi ve aralarındaki o küçük mesefeyi kapatmaya başladı. Hyunjin ise geri çekildi. Ve ayağa kalktı. "B-bu olmamalı bana aşık olmamalısın. Üzülmeni istemiyorum."-Hyunjin Felix arkasından bakarken Hyunjin ara sokaklardan birine girip gözden kayboldu.
Felix'in gözünden yine yaşlar akıyordu. Ama bu sefer gerçekten ağlıyordu. Kalbi ağrıyordu. Sanki nefes alamıyormuş gibiydi. Daha sonra yavaş yavaş gözleri kararmaya başladı ve durağın önünde yere yığıldı. Son gördüğü şey kendisine doğru koşan Seungmindi. ___________________________________ Aklıma iki tane son geldi ve seçemedim. O yüzden de iki sonlu yapıcam.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.