1

273 44 7
                                    

Gökyüzü her zamanki gibi saat altı civarlarında iken Miyeon'un odasının penceresine ışık doğuyordu.

Erken uyanmaktan nefret ediyordu. Özellikle bugün onun tek izin günü olan pazar günü ise. Lanetler okuyarak battaniyeyi daha çok kafasına doğru çekti. Faka bu hiçbir işe yaramamıştı. Uykusu bir kere olsun kaçmıştı bir kere.

Beyaz tavana bakıp lanetler okuyarak yataktan kalktı. Rutin olarak uyurken düzlediği yatağı toplama gereği duymadan öylece bırakıp lavaboya gitti.

Kumral saçlarını dün gece bileğinde kalan siyah lastik toka ile topladıktan sonra yüzüne biraz yıkama köpüğü alıp suyu açtı. Yüzünü ile üstündeki pijaması da yıkanmış haldeydi.

Ufak bir çocuk gibiydi hala. Senelerdir kendine yetiyordu en azından.

Mutfağa gidip kahvaltı yapmaya niyetlenmişti. Hiçbir şey yapmak istemezmiş bir halde direk kahve makinasına yöneldi. Bir kahve bardağı çıkardıktan sonra kapının zilinin çalması ile mutfaktan çıktı.

Kapıyı açınca elinde kese kağıdı ile bir şeyler getirmiş olan Yugyeom'u gördü. Yugyeom elindekileri hemen girişin yanındaki masaya bırakıp Miyeon'a sarıldı.

Miyeon, Yugyeom'un tamamen unutmuştu geleceğini. En sonunda ayrılınca Yugyeom boş bir şekilde duvara bakan Miyeon'a gülümsedi.

"Güzelim, iyi misin?"

Miyeon'un duyduğu şey Yugyeom dedikleri değildi. Aklında ona yanlış şeyler fısıldayan zihniydi.

Öldürecek o seni. Hala onun yanımdasın ayrıl ondan. Öldürecek seni kaç ondan.

Yugyeom korkarak Miyeon'u omzundan tutarak salladı. Miyeon en sonunda kendine gelerek mutfağa yöneldi hemen.

Aklından geçenler onu korkutmaya başlamıştı...










schizophrenia ➳ miyeon + yugyeom ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin