Lisenin ilk günü idi, son sınıflar son yıllarını özgürce geçirmeyeceklerini (eğitim sistemi sağ olsun) bildiklerinden bugün ekstra asilerdi. Çömezler ise bu yeni ortamda aşırı defansif görünüyorlardı. Çoktan arkadaş grubu oluşturmuş 10 ve 11. sınıflar okul bahçesinde 5-10 kişi kadar küçük gruplara ayrılmış şekilde durup konuşuyor, yeni geldikleri okulu keşfeden çömezlerin görünüşlerini eleştiriyorlardı. Hocalar ise son sınıfları tek tek avlıyor ve onları aşırı samimiyetsiz konuşmalarla meşgul ediyorlardı.
Ziya annesinin arabasından inip ellerini sabahtan beri 37385. kez dezenfekte etti. Daha sonra okulun kapısına doğru yürümeye başladı. Okulun kapısından baktığı anda gelecek 4 yılın berbat olacağını tahmin etmişti bile. Bir fareymişçesine hemen havadaki kokulardan sucuk ve son kullanma tarihi geçmiş kaşarı ayırdı ve bunu takip etmeye başladı. Ve bu şekilde kantini 5 dakikadan kısa bir sürede buldu. Her ne kadar tostu koklayıp yolunu bulduysa da buraya onun için gelmemişti. Hemen kantinciye 5 lirasını uzatıp bir kahve istedi. Tabii kantincileri bilirsiniz, ne kadar aceleniz olursa bile sizi 'neredeyse bitti' diye kandırıp zil çalana kadar vermezler. Sanki öğretmenlerle anlaşıp size tuzak kurmuşlardır. İşte Ziya da bu durumda kalmıştı. Hemen sıcak kahvesini alıp elinin yanışını görmezden gelerek koridora çıktı. Daha sınıfının nerede olduğunu bile bilmezken bir insan seli içindeydi üstelik elinde sıcak kahvesi de vardı. Napıcağını bilemiyor duvara yapışmış öğrenci selinin yok olmasını ya da en azından kaybolmasını bekliyordu. Nihayet götüne hiç kimsenin kolu çarpmamaya başlayınca arkasını döndü.
Dönmez olaydı, çünkü döner dönmez beklemekten soğumuş kahvesini son sınıf bir çiftin üzerine döktü, spesifik olarak kızın üzerine, oğlanın üzerine ise sadece birkaç damla sıçramıştı. Son sınıf kız anında soğumuş kahvenin ısısını abartmaya başlamıştı,
"NEREYE GİTTİĞİNE DİKKAT ETSENE SALOOOAKKK?!!!" diye bağırırken sesi bir ana ölen bir gorilin öğürmesine dönmüştü. Ziya'nın üstüne yürüyüp onu dövecekti ki omzuna bir el belirdi.
"Emine sakin ol amk. git tuvalette üstünü yıka." dedi Emine'nin sevgilisi, erkeksi sesi koridorda yankılanmış ve Ziyanın aklında anında yer etmişti. Kızını nihayet gitmeye ikna edince Ziya'ya döndü, ürkütücü fakat bir o kadar da seksi bir gülümsemesi vardı.
"Merhaba küçük adam, yolunu falan mı kaybettin? Bir saniye sen çömezsin değil mi?" diyip elinden kahve bardağını aldı. Arkasını dönüp ziyaya onu takip etmesini işaret etti. Ve tabii ki ziyada onu takip etmeye başladı.
Nihayet onu 9. sınıfların katında bırakıp kendi sınıfına gitti. Ziya o kadar etkilenmişti ki bu gizemli seksi gencin adını sormayı unutmuştu. Hayal kırıklığı içinde bütün sınıfların kapılarını çalıp kendi şubesini aramaya başladı. Gelecekte başına geleceklerden habersiz kendi kurnaz planlarını yapmaya başlamıştı bile. Ne yazık ki planlarının başarılı olmasının sıfır ihtimali olmadığını bilmiyordu.
devam edecek...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Türk İşi Kült (RTE x ZİYA)
Misterio / SuspensoRecep lise son sınıf elit bir öğrencidir, Ziya Selçuk ise hijyen bağımlısı manipülatif bir çömez. Birbirlerini farkettikleri andan itibaren ikisi de aynı türden hastalıklı bir aşkın etkisi altına girmişlerdir. ŞAKA AMAÇLI YAZILMIŞTIR!!! 1!11!1!1!!!