Feel the blossom in your mind

413 45 73
                                    

-Flashback-

Çocuk kutularla kaplı koridorda bakışlarını kaybetti. Kutuların arasında gezinen düşünceleri zihninden geçerken onu bir bıçak gibi kesiyordu. Canı acıyordu. Ama onun canını yakmamak için bu sorunun geçmesini sessizce bekleyecekti. Bir süre sonra onu tekrar bulacaktı. Taşınmaları bir engel olmayacaktı.
Clay eline, düştüğü gün buldukları, kırmızı çiçeği alarak kapıdan çıktı. Kendini cesur göstermek istiyordu. Böylece George onun sevgisinin gerçek olduğunu anlayacaktı. George ile her gün buluştuğu banka doğru adımladı. Onu beklediğini biliyordu. Annesinin görüşmelerine izin vermediği günden beri iyileşmesini ve yine ona gelmesini beklemişti. Akşama kadar oturur, o gün Clay gelseydi neler yapabileceklerini düşünerek zamanını geçirirdi. O yanındaymış gibi davranarak mutlu olmaya çalışırdı. Ama Clay'in hayali, o yanındayken olduğu kadar canlı hissettirmiyordu. Clay yanındayken hislerinin parlaklığıyla başı dönerken yanında değilken hisleri soluk oluyordu. Yine de hayal ediyordu. Rüyası her zaman oradaymış gibi davranıyordu. Rüyalarında bile yanında olurdu. Elini tutar sessizce yanında dururdu.

"George"
Clay, George'a arkasından sarılarak kafasını boynuna koydu. Onu yakın hissetmeyi özlemişti. George oturduğu yerde sıçrayarak duyduğu sesle duraksadı. Clay'in sesini duymak kalbine sıkıca sardığı ipi çözmüştü. Kalbininin hissettiği rahatlamayla ağlamaya başladı. İçinde biriktirdiği tüm duyguları dökmek istercesine hıçkırdı. Ayağa kalkarak bankın arkasındaki Clay'e sarılmak için dizlerinin üzerinde banka çıktı. Geçen zamanın, hissettiği kaybetme korkusunun ve zihninin üzerine battaniyesini örterek onları görmezden geldi. Clay yanında olduğu sürece sorun değildi. Daha fazla endişelenmesine gerek yoktu. Clay onu bırakmayacaktı. Kollarını sıkıca Clay'in beline sararak kendine çekti. Hıçkırıklarının arasında Clay diye sayıkladığının farkında değildi.

"Buradayım George. Gitmiyorum."
George nefesini toparlamaya çalıştı. Sakinleşmek ve eskisi gibi olmak için durması lazımdı.

"Gidemezsin."
Derin bir nefes alarak Clay'in tişörtünü sıktı.
"Seni bırakamam."
Clay elindeki kırıklıkları hissetti. Gittiğinde ne olacağını bilmiyordu. Onu bulabilir miydi emin de değildi ama umut etti. Yapabileceğini düşünmek istedi. Yavaşça çocuktan ayrıldı.

"Kalacağım. En çok kalbinde kalacağım George."
Dudaklarını yavaşça karşısındaki çocuğun dudaklarına bastırdı. Bir şekilde yolunu bulacak ve onu terk etmeyecekti. Şimdi başaramasa bile gelecekte başaracaktı.
"Seni seviyorum."

×

-flashback-

Clay, yataktan ayaklarını sallandırarak cama baktı. Üstündeki kapüşonluyu değiştirme ihtiyacıyla George'un dolabına ilerledi. George'un minik mırıldanmaları kulağında güzel bir melodi oluşturuyordu. Ona huzurlu bir uyku hediye etmişti. Kollarıyla sarmış,  güven hissini en derinden hissettirmişti Clay'e. Şimdiyse Clay, onun tişörtlerinden birisini kullanacaktı. Dolabının kapağını açarak içini inceledi. George'un en sevdiği tişörtünü istiyordu. Böylece onun en sevdiği olduğunu düşünebilirdi. Dolabın köşesindeki beyaz oyuncak dikkatini çekti. Zamanla solmuş beyaz oyuncak, onun eski oyuncağıydı. Bunu kaybetttiği zaman, taşındığı zamandı. Babannesinin kendi için yaptığı oyuncağı kaybetmiş olmak onu kırmıştı ama daha sonra hayatına giren çocuk tüm kırıklarını sevgisiyle onarmıştı. Onun sevgisini hissetmiş, kalbinin güzelliğinde kaybolmuştu. Arkasını dönerek uzaklaşmak zorunda kaldığı çocuğa baktı. Ona olan sevgisi hala aynıydı. Ona hissettiği sevgiyi itiraf ederken verdiği kırmızı çiçeği zihninde hala saklıyordu. Ama verdiği sözün ne kadar önemi kaldığını bilmiyordu. Rüyasının hala gelmesini bekliyor muydu bilmiyordu. Clay elindeki oyuncağa sarıldı ve onu yerine bıraktı. Üzerine bulduğu mavi tişörtü geçirdi.

"Clay."
Clay ismini duymasıyla George'un doğrulmaya çalışan bedenine baktı. Uykulu olduğu gözlerinden okunuyordu. Dolabın kapağını kapatarak yatağa doğru adımladı. George'un uykulu bedenini daha çok yormaması için göğsünden iterek uzanmasını sağladı. Alnına hafif bir  öpücük kondurarak gözlerini huzurla kapatmasını sağladı.

"Rüyan burada"
Parmaklarını George'un parmaklarına geçirerek bir süre saçlarını okşadı. George seslice nefesini vererek yerinde kıpırdandı.

"Lütfen bu sefer kalsın."
Dream kırılan kalbinin ve tutamadığı sözün acısı ile durdu. George'un, o zaman gittiği için ona göstereceği tepkiden korktu. Yaptığından dolayı onu istemeyebileceğini düşünmek kalbinin kırılan yerlerinden göz yaşlarının akmasına sebep oldu.

"Ben sadece beni hatırlamıyor olduğunu umacağım. Böylece kalbini kırmamış olurum. Ve böylece gelecekte üzülmem." George anlamayan mırıltılar çıkarttı. Uykusu zihnini kaplıyordu. Clay, George'un alnını tekrar öperek onu uykuya teslim etti. Geceye George'a onu hatırladığını anlatmamakla ilgili bir söz bıraktı.

×

2. Flashback Clay'in ilk geldiği günün gecesi

Minecraft oynarken bölümü atmayı unuttum-

Tomorrow | DreamNotFoundHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin