Give the peace

368 45 62
                                    

-flashback-

George, önceki gün görmüş olmasına rağmen sevgilisinin neden gelmediğini merak ediyordu. Annesinin yanına gelmesine izin vermemiş olabileceğini düşünüyordu ama onu diğer çocukların yanında da görememişti. Kararan hava üzüntünün minik çiçeklerini ona veriyordu. Onu bugün göremeyeceğini düşünerek evine doğru adımlamaya başladı. Odasına geçerek elindeki çiçeği kenara bıraktı. Bugün gelebilseydi Clay'e vermeyi planlıyordu. Camın önüne oturarak onun evine bakmaya başladı. Ama karşısındaki ev, acı bir yaşanmamışlık havasıyla ve boş camlarıyla karşısında duruyordu. Perdeler ve evin içinde olması gereken eşyalar yoktu. Çocuk hızlanan kalbiyle odasından çıkarak annesini aramaya başladı.

"Anne, Clay'in evinde neden hiçbir şey yok"
Kadın gözlerini oğluna indirerek sigarasını içine çekti. Hafifçe kıkırdayarak oğlunun endişeli bedenini inceledi.

"Onlar bir haftadır taşınmak için toplanıyorlardı."
Sigarasını tekrar içine çekti. Oğlu yüzünden komşusu gitmişti.
"Çocuğunu senin verdiğin zararlardan korumak için gitti. Clay'in sana bunu söylemiş olması lazımdı."
Kadın kafasını hafifçe yana eğerek oğlunun yüzüne baktı. Yüzünde neyi söyleyeceğini merak eden bir ifade vardı. Çocuğun ona haber vermediğini anlayınca kısa süren bir kahkaha attı.
"Clay'in taşınacaklarından haberi vardı ama seni o kadar önemsememiş ki haber bile vermeden direkt gitmiş."
George hissettiği hayal kırıklığı ile odasına gitti. Arkasından annesinin hala kahkaha atmaya devam etmesi Clay'in suçuydu. Bu hissettiği kötü hisler de onun suçuydu. Onu öpmüştü. George yatağına yumruk atarak tekrar düşündü o anı. Hissettiklerinin karşılıklı olması ona en büyük heyecanı tattırmıştı. Şimdiyse o anı yok etmek istiyordu. Önce sevgilisi olmuştu, sonra da hiçbir şey demeden gitmişti. George karşıdaki eve bakarak, hislerini bitirme umuduyla perdesini kapattı.

×

George hissettiği ihanet duygusunun ağırlığıyla, adımlarıyla yere kızgın olduğunu hissettirmek istercesine hızlı ve sert adımlarla yürüyordu. Sadece dinlenmeye ihtiyacı vardı. Clay'in eskiden kendisini terkeden kişi olduğunu öğrenmek aynı anda bir çok hisse sahip olmasına neden olmuştu. Yine de soğuk bir gecede bilmediği bir şehirde ortada kalmasını istemediği için anahtarlarını ona vermişti. Önünde durduğu kapıyı sertçe çalarak kapının açılmasını bekledi. Sadece uyumak istiyordu. Zihninin ve ruhunun rahat bırakılmasını istiyordu. Duygularının dinlenmesini istiyordu.

"George!"
Bad yerinde hafifçe zıplayarak tedirginlikle adını söyledi.
"Hoş geldin?"
Sorgulayarak karşısındaki çocuğu inceledi. Banyosundan gelen sesleri duymamasını diledi.

"Bad sadece huzura ihtiyacım var." İçeriye sormadan geçerek geldiğinde kaldığı odaya adımladı.
"N'olur hiçbir şey sorma. Ve merak etme ben de banyoda kim olduğunu sormayacağım."
Bad yakalanmışlık duygusuyla suçluca gözlerini kaçırdı. George odasına ilerlerken sessizce onu izledi.

×

Dear lord when I get to heaven please let me bring my woman~

Tomorrow | DreamNotFoundHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin