19: yarış günü

3.1K 511 213
                                    


"Final yarışmacıları için son parkurdayız!"

Havuzun kapalı duvarlarında yankılanan hakemin sesiyle derin bir iç çekip kulvarımın başına geri döndüm. Dördüncü elemeyi geçmiştim, geriye son bir tane daha kalmıştı. Bedenim o kadar gergin ve heyecanlıydı ki, nasıl bu kadar ilerlediğime hayret ediyordum.

Evet, Minho'nun beni ikna edişinin üzerinden -bana ömür gibi gelen- bir ayı daha atlatmıştık ve işte, yarışmanın olduğu gündeydik. Bir ay boyunca benim için neredeyse her gün özel ders yapan sevgilim, kimi zaman benden kat kat fazla yorulsa da hiçbir zaman yakınmamıştı. Bazen havuzun kapanış saatine kadar kalmak zorunda kalmış, bazen de evde bile öğrettiklerini uygulatmaya çalışmıştı bana. Doğru tahmin. Yatağımın üzerinde bana kulaç çeşitlerini öğretiyordu aptal sevgilim.

Yarışmanın sahiden de umrunda olmadığını ona -aslında- takılan hocaların söylediklerinden sonra anlamıştım. Minho'nun daha önce yarışma için kimseyi bu kadar çalıştırdığını görmemiştiler ve tuhaf karşılamaları normaldi. Fakat Minho gerçekleri bilmedikleri için buna epey sinirlenmiş, yalnız kalmamız için derslerimizin çoğunu çıkış saatine almıştı. Son tartışmamızdan sonra edeceği tek bir kelimeyi bile defalarca düşünecek kadar detaycı olmuştu hatta. Üzerime bu kadar titremesi beni rahatlatırken korkularıma da uzatıyordu yardım elini. Sadece bu alanda değil, her alanda rahatlığımı gözetiyordu çünkü.

Çoğu gece yorgunluktan ve bedenimdeki ağrılara katlanamayışımdan uyuyakalıyordum. Birkaç kez telefonlarını sırf bu yüzden açamadığım için koşarak evime gelen Minho, bir sorun olmadığını gördüğünde benimle birlikte uyumak için evine dönmüyordu. Bu noktada küçük bir itirafı da paylaşabilirim sanırım. Bazı gecelerde ona sarılarak uyumak istediğim için telefonunu açmadığım bile olmuştu. Yüzme dersleri gibi Hyunjin'den aldığım dersler de iyi gidiyordu yani.

Şimdi ise tüm bu çalışmalarımızın meyvelerini toplamak için buradaydım. Başımı kaldırıp cam balkona baktığımda bütün arkadaşlarımın orada olduğunu görmüştüm. Kalbimi hızlandırmıştı bu manzara. Hyunjin ellerini kalbine koymuş, gururlu bir anne gibi Jeongin'in omzuna yaslandığında gülmeden edememiştim. Ağlamak üzere olduğunu belli olan bir ifadesi vardı. Chan, Felix ile Bin'in arasına girmiş oturuyordu fakat ikisinin de arkasından Seungmin'in saçlarıyla oynadığını görebiliyordum. Buradan bakınca çok sevimli bir manzaraydı. Seungmin'in heyecanla el sallamasına karşılık verip hepsinin yüzündeki güven dolu gülümsemeye karşılık verirken elimden geldiğince stresimi dahil etmemeye çalışmıştım bu duruma.

Bakışlarım oradan düşüp bankların yanında kollarını birbirine bağlamış Minho'ya geldiğinde, aynı ifadeyi onda da görmüştüm. Bana öyle güzel gülümsüyordu ki, o an her şeyi unutmuştum. Hatta çalıştıklarımızı da. Ama önemli değildi. Minho'nun verdiği güven ile bütün engelleri aşabilirdim. Bütün kalbimle hissetmiştim bunu üstelik.

"Yarışmacılar yerlerine!"

İkinci bir anons duyulduğunda ıslak saçlarımı geriye atıp merdivenleri yavaş yavaş inmeye başlamıştım. Klorlu su bedenimi omuzlarıma kadar sardığında heyecanla kasılıp pozisyonumu aldım. Cidden aylar önce böyle bir noktada olacağım aklımın ucundan bile geçmezdi.

"Hazır," Derin bir nefes alıp gözlüğümü takarken Minho'nun bana dudak hareketleriyle yapabilirsin deyişine rastlamıştım. "Başla!"

Aldığım derin nefeslerle kulaçlarımın beni yönlendirmesine izin verdim. Biraz sonra suyun üzerindeki engeller görününce dalmam gereken kısıma geldiğimi anlamış ve gergince bir nefes daha alıp kendimi aşağıya itmiştim. Teknik olarak, güzergâhımdan şaşmamak için gözlerimi açmam gerekiyordu. Fakat bir anda kalbim öyle hızlanmıştı ki, yapabileceğim her şey silinmiş gibi hissediyordum.

hydrophobia│minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin