Yine sorunlu bir gün

7 1 0
                                    

Elaya bakakaldım. O sırada babaannem;
"Ne işi?" Diye sordu. Ela tam söyleyecekken, ona "söyleme" bakışı attım. Ama ne dediğimden anlamadı. Ela tam söylerken lafın arasına girdim ve;
"Babaanne hani biz spora gidiyoruz ya işte elada artık bize katıldı. Oda bizle geliyor. Buna bile iş diyor" dedim.
O sırada herkes susup kaldı. Ela "ne oluyor" bakışı atıyordu. Babaannem ikimize dönerek;
"Bana bakın siz bi işler felan karıştırmıyorsunuz demi?" Dedi şaşkın bir şekilde
titrek bir sesle;
"Yok babaanne ne alaka?" Dedim.
Oh bugünde yırtmıştık paçayı, kahvaltımızı ettikten sonra, babaanneme spora gidiyoruz biz diyerek dışarı cıktık. Ela;
"Kanka ne oluyor? Neden emine teyzeye yalan attın. Dedi şaşkın şaşkın.
Lena;
"Bak ela ben babaanneme ve dedeme yardım edeyim diye orda çalışıyorum. Ve onlarada çalıştığımı söylemedim. Söyleseydim böyle bir şeye hayatta izin vermezlerdi." Dedim.
Ela biraz yavaşlayarak;
"Cok özür dilerim bilmeden mal mal konuştum."
Lena;
"Hata sende değil bende!"
Ela lafı değiştirerek;
"Her neyse bugün maaşlarımızı alıcaz. Biliyorsun ki Cumartesi, pazar tatil."
Bunu bilmiyordum şok oldum. Şaşkın bir şekilde;
"Nasıl yani?" Diye sordum.
Ela;
"Her hafta maaşlarımız veriliyo knk ikimiz de bugün 500 tl alıcaz"
Bu duruma cok sevinmiştim. Mağazaya girdiğimizde kasadaki bilge beni cağırdı. Yanına gittiğimde ise;
"Lena bugün emel hanım gelmicek. Evde işi varmış. Seninde onların evine gitmen gerek seni oraya çağırıyor. Maaşınıda orada vericekmiş" dedi.
Bilgenin vermiş olduğu konumu telefonuma kaydettim. Mağazadan çıkarken elanın yanına gidip;
"Bugün emel hanım mağazada olmayacakmış. Onların evine gidicem şimdi, biraz geç gelirsem babaanneme sen bi yalanlar atarsın."
Ela;
"Tamam kendine dikkat et!"
_______________________________
Mağazadan çıktıktan sonra, bilgenin vermiş olduğu konuma doğru gittim. Zaten nehirlerin oturduğu yere yakın oturuyor diye tahmin ediyorum. Yavaş yavaş yürürken emel hanım aradı. Telefonu açtığımda emel hanım;
"Nerdesin sen? Yarım saatir seni bekliyorum"
Yuh ama artık ne kadar abarttı.
Lena
"Geliyorum emel hanım az kaldı."
Telefonu kapattığımda hızlı hızlı yürüyordum. Evlerine hafif vardığımda evleri tepedeydi. Of şimdi gelde tepeye kadar yürü zaten hiiç halim kalmamıştı. Ben tepeye cıkarken, aşağıdan gelen araba cok hızlıydı. Gelen arabalar baya güzel  arabalardı. O sırada tekrar telefonum çaldı. Arayan babaannemdi. Telefonu açtığımda babaannem;
"Kızım gelirken tuz, limon..."
Marketten almam gereken şeyleri saymaya başladı. "Tmm babaanne" diyerek kapattım. Telefonumu cantama koymaya calışırken yolun ortasına kadar gelmişim. Lanet olası telefon bir türlü cantama girmiyordu. O sırada bir korna sesi...
Kafamı kaldırdığımda bi arabanın geçtiğini gördümki...
Araba bana carptı... yerde düşmüş bir şekilde oturuyordum. Oh allahtan gelen araba diğerlerine göre yavaştı. Arabadan inen kişi cok havalı bir kişiydi güneş gözlüklü havalı cübbenin teki olduğu belliydi. Arabadan panikli bir şekilde inip yanıma geldi. Direk arabası süzdükten sonra, bana baktı. Ve;
"Napıyorsun sen, yol burası kaldırım değil!" Dedi sinirli bir şekilde;
Bende sinirli bir şekilde;
"Başka bir şey ile ilgileniyordum. Yoksa yola atlamaya bende meraklı değilim." Dedim.
Ayağa kalkmaya çalıştım... aaıaıaıı fakat kalkamıyordum. Of hayır olamaz ya inş ayağım kırılmadı. Kalkmaya çalıştığımda ayağımda cok kötü bir ağrı vardı. Kalkamadığımı anlayarak;
"İyi misin?" Diye sordu.
Hı?
Bu sefer bağırarak;
" sanki iyi olup olmadığımı görmüyorsun!"
Dedim.
İstemsizce;
"Arabaya bin hastaneye gidelim." Dedi.
Biraz sakinleşip;
" yok benim işim var kalkarım şimdi ben" dedim.
Tekrar ayağa kalkmaya calıştığımda öyle bi ağrı hissettim ki
"Aahh" dedim. Daha sonra biraz sırıtarak güneş gözlüğünü cıkardı. Onu böyle görünce bir an kendimden geçtim. O cok yakışıklıydı! Bana dönerek;
"Naz yapma tut elimide şu arabaya bin."
Sanırım tek çözüm buydu. Artık bir şey diyemeden arabasına bindim. Arabada ne o konuşuyordu nede ben, ay ne diyorum ben bide onun konuşmasını mı beklicektim. Saçmaladım. Bir süre sonra,
"Bugün işe gitme bence" dedi.
Eee o tabi bilmiyordu patronumun ne kadar sinirli biri olduğunu ona dönerek;
"Gitmek zorundayım." Dedim.
O;
"Neden?"
Lena;
"Neden mi bu işin ne denemi var ?"
O sırada ikimizde susup kaldık. Hastaneye geldiğimizde, arabadan inicektim ki, ayağım cok ağrıyordu. Ağrıyı hissedebiliyordum. O arabadan inince kapımı açtı. Ve kolumdan tutarak, hastaneye kadar ilerledik. Hastaneye girip bir randevu alıp sıra bekledik. Sıra bize geldiğinde odaya girdik. Doktor bir alçı aldı. Daha sonra doktor ona dönerek;
"Bir süre yürümemesi lazım." Dedi.
Bunu bana demesi gerekmiyor muydu ya. Doktorun bu sözünden sonra panikli bir şekilde;
"Olmaz, işim var benim en fazla iki gün dinlenir bu alçıyı çıkartırım." Dedim.
Doktor göz devirip yine ona dönüp;
" dediğim gibi cok yürümesine izin vermeyin"
Dedi.
Ah şimdi napıcaktım. Bilmiyordum. İşim neysede babaanneme ne diyecektim. Onu hiiç bilmiyordum. Doktorun odasından cıktıktan sonra;
"Duydun doktoru, doktorun dediklerini yap" dedi.
Sert bir bakışımla;
"Of ama işim nolucak benim?"
O;
"Ne kadar önemliymiş bu iş ya"
Lena;
"Sizin tabi paranız bol, istediğinizi istediğiniz zaman yapabiliyorsunuz."
Bu sözümden sonra biraz sırıtıp kendi önüne baktı. Bende sekeleye sekeleye gittim. Bahceye indiğimizde;
" ben burdan taksiye binsem yeterli, sağol..."
Dedim.
O;
"Peki sen bilirsin. Ha bide birdaha kaldırımdan doğru git" dedi gülerek.
Taksiye bindiğimde taksici;
"Evet durak neresi?" Diye sordu? Düşündüm bir an acaba emel hanıma mı girmeliydim yoksa doğruca eve mi?
Lena
"Abi şey bi sn konumdan göstericem."
Telefonumu cıkartmak için cantama bakındım. Ki cantam yoktu. Acaba doktorun odasında kaldı mı diye düşündüm ki...
ah hayırrr onun arabasında kalmıştı cantam. Dışarıya baktığımda ne onun arabası vardı. Nede canta...
Napıcam diye düşünürken taksiciden telefonu rica edip elayı aradım. Elaya;
Hemen emel hanımın oturdukları yerin konumu atmasını istedim. Ela ne olduğunu anlamayıp, konumu attı. Taksiciye göstererek oraya doğru yol aldık.  İçimden;
"Of ben birdaha nasıl onu bulurum. Telefonum cantam... hepsi gitti of hepte beni bulur böyle şeyler" diye düşünüyordum. 10 dk sonra durağa geldik. Taksici
"Borcunuz 25 tl dedi."
Haydaa eyvah işte şimdi bitmiştim. Cantamın içindeydi paralarım. Of taksiciye dönerek;
" abi bak cantam bi arkadaşımın arabasında kalmış. Yanımdada param yok. Kurban olayım telefonundan telefon numaramı eklim daha sonra ödeyim lütfen." Dedim.
Taksici sinirli bir şekilde;
"Of senle mi uğraşcam şimdi bide ben hadi in in! İstemez para felan" dedi. Arabadan indiğimde hafif topallaya topallaya ilerledim. Emel hanımın evlerinin kapısının oraya gelince, kapılarını caldım. O sırada kafamı döndürmüş bahceye doğru bakıyordum ki kapı acıldı. Hızlı bir şekilde konuşarak;
"Emel hanım cok özür dilerim geç kaldı-"
Dedim kiiiiii...
Kapıda duran kişi...
beni şok etmişti...
Şokça o bana ben ona bakıyordum. Kapıdaki oydu, beni hastaneye götüren kişiydi. Neredeyse şaşkınlıktan bayılıcaktım. O sırada badenin sesi geldi;
"Heey kim gelmişş?"
Diyerek kapıya geldi. Ben hala şoktaydım. Bade beni görerek;
"Aaa lena hg" dedi.
Kendimi toparlayıp;
"Hb" dedim. O sırada o badeye bakarak;
"Bade, bu kim?"
Diye sordu. Bade ise;
"Of abi kim olucak arkadaşım!" Dedi.
Bidakka abi miiiii ABİ mi dedi o!
Badeye dönerek"
"NE..." diyip kaldım.

Aşkın izindeWhere stories live. Discover now