0.3

75 6 2
                                    


Lily Scorpius o mesajı attığından beri kendini kemiriyordu. Ne göndereceğini aşırı merak ediyordu ama merakına yenik düşmeyecekti, veya deniyordu. Fakat bu saat 12.00'ı vurduğunda değişti. Artık merakına yenik düşmüştü. Lily meraklı bir kızdı ve bu onu araştırmacı yapıyordu. Hatta seçmen şapka onu Slytherin'e göndermeyi uzun bir süre düşünmüştü ama sonunda Gryffindor'a yerleştirmişti. Acaba Slytherin olsaydım nasıl olurdu diye düşündü. Acaba abisi Albus gibi ergen triplerine mi girerdi , sorunun cevabını biliyordu, hayır kesinlikle girmezdi. Sonra Slytherin'de olsaydı Scorpius'la bir şansı olabilir miydi sorusu aklına geldi.Kafasında sevgili olsalar yaşanabilecek şeyler dönmeye başladı. Bu düşünceler acı vericiydi, bu yüzden bu düşünceleri bir kenara bırakıp ana konuya döndü. Evet kesinlikle Scorpius'un ona vereceği şeyi öğrenmeliydi ve gözüktüğü kadarıyla bunun tek yolu vereceği şeyi almaktı. Tek bir sorun vardı. Kimliğini örtbas etmeden nasıl o hediyeyi alacaktı. 

---------------------------------------------

Bilinmeyen Numara: Albus' a ver

Scorpius: Aaaa siz hiç yazar mıydınız. Tek bildiğiniz ENGEL ATMAK değil miydi?

Bilinmeyen Numara: Trip atmayı bırak

Bilinmeyen Numara: Söylediğimi yap

Scorpius: Peki tam olarak neden yapayım bunu?

Scorpius: Sen o şansı kaybettin hı

Bilinmeyen Numara: Scorpius çocukça davranmayı kes ve ver işte

Scorpius: Sorumu tekrar soruyorum. Bunu neden yapayım?

Bilinmeyen Numara : Şöyle yapalım sen bana trip atmayı kes ve o şeyi Albus'a ver. Bende sana kendim hakkında bir ipucu vereyim.

Scorpius: Mmmmm

Scorpius: Kabül

Scorpius: Bir dakika bir dakika demek ki Albus seni tanıyor ve kim olduğunu biliyor!!

Scorpius: İpucu vermene gerek yok ben hemen sorup öğrenirim

Bilinmeyen Numara: O kadar emin olmazdım 

Scorpius: Sen öyle san

Scorpius Kişisi Çevrimdışı

-Flasback-

Lily sabah erkenden gece karar verdiği gibi Albus'un yanına gitmişti. O hediyeyi almalıydı ve artık yaptığı şeyi birine anlatmak istiyordu. Bir taşta iki kuş vuracağım diye düşündü. Arkadaşlarına anlatmak istiyordu ama dedikoducu tiplerdi. Keşke babamın sahip olduğu arkadaşlar gibi arkadaşlarım olsaydı diye düşündü kendi kendine. Ne yazık ki o kadar şanslı değildi. Ama bu konuları şimdilik kenara atmaya karar verdi. Ne kadar uzaklaştırabilirse artık , her zaman düşüncelere dalardı, istemese bile. Bazen neden Ravenclaw olmadığını düşünürdü. "Tekrar yapıyorum" diye düşündü kendi kendine ve çoktan ortak salona vardığını ve 10 dakikadır öylece dikildiğini fark etti. Tabiki ortak salondakiler onun bu hareketini garipsemmeişlerdi. Lily'nin bu huyuna alışmışlardı , neredeyse her gün oluyordu. O da onların garipsememesine alışmıştı bu yüzden abisinin ortak salonda olmasını umarak, büyük salona doğrı yürümeye devam etti. Ortak salona vardığında slytherin masasında abisini gördü. Lily abisine bir kaç hareket yaparak kenara gelmesini söyledi. Bu el kol dilini küçükken geliştirmişlerdi daha doğrusu kendiliğinden olan bir şeydi sıkıcı misafirler geldiğinde veya ciddi bir şey olsa bu dili kullanırlardı. Albus'ta bu dilin uzmanı olduğu için Lily'nin yanına geldi.

"Noldu?" dedi Albus

"Seninle bir şey konuşmalıyım."

"Onu anladım zaten."

"Scorpius'a yazan bir bilinmeyen olduğunu biliyormusun?"

"Tabiki biliyorum, bir dakika bilinmeyenin kim olduğunu biliyor musun?"

"Kısmen"

"Hayır bilinmeyen sen olamazsın değil mi?"

"-"

"Bunu yaptığına inanamıyorum ve gerçekten Scorpius'a aşık mısın?"

"-"

"Evet aşıksın... Peki bunu bana ne zaman söylemeyi düşünüyordun?"

"Bunu şuanda konuşmasak sana tek söyliyceğim şey ona kim olduğumu söyleme ve bana vereceği hediyeyi alıp bana ver. "

"Peki ne zaman konuşacağız"

"Sonra" diye mırıldandı Lily

"Şimdi gitmeliyim" diye ekledi

Çıkarken duyduğu tek şey kardeşinin arkasından yanındayım ve buradayım gibi bir şey söylemesiydi.

-Flasback bitti-

"Sen öyle san Scorpius, sen öyle san " diye tekrarladı Lily



Hera /Scorlily Texting/Next Gen/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin