Siyah kuğu

44 8 30
                                    

Merhaba agalarım. Evet bu benim ilk hikayem. Hatalarım varsa söyleyin. Bu hikayede ben hayalimdeki aşkı yazmak istedim. Hikayenin baş rolünü tamamen kendimden esinlendim. Düşünceleri, davranışları,hayalleri ve dış görünüşü herşeyiyle ben ,  ama etrafındaki arkadaşları tamamen hayal gücüm hiç bir zaman öyle arkadaşlarım olmadı. :)umarım seversiniz. Eğer severseniz arkadaşlarınıza, gardaşlarınıza önerin. İyi okumalar:)🖤⛓️

                                    ...

Şuan en sevdiğim şeyi yapıyordum. Yağmurlu bir sokakta, kulağımda kulaklık, bazı sokaklara giriyor çıkıyordum. Burası biraz ıssız bir yerdi. Kimin görse korkacağı ve yönünü değiştireceği bir sokaktı. Saatime baktığımda, 1:30'a geliyordu. Yönümü eve doğru değiştirdim. Umarım kaybolmazdım. Çünkü bu kasabaya yeni yerleşmiştik. Haliyle evimizde yeniydi. Ama bu kasabayı ve evimizi eskidenki halinden daha çok sevmiştim. Bu kasabanın havası olsun,yada ıssız sokakları olsun. Herşeyiyle hoşuma gitmişti. Ruh halimi fazlasıyla yansıtan, bir kasabaydı.

Yavaş yavaş ışıklı yolları görmeye başlamıştım. Yürümeye devam ettiğimde, yürüdüğüm yolun başında bir bank vardı. Ve üstünde bir oğlan oturuyordu.

Bu neden dikkatimi çekmişti. Bilmiyorum. Ama sanki bianda onda kendimi gördüm. Oda benim gibi sipsiyah giyinmiş. Kapşonlusunun şapkasını kafasına geçirmiş. Kapşonlusundan çıkan, siyah saçları burdan belli olabiliyordu.Ve benim gibi müzik dinliyordu. Kafası öne doğru eğikti.

Ben ona bakabilmek için yavaş adımlarla ilerlerken,bianda kafasını kaldırdı ve benim olduğum tarafa kafasını çevirdi. Ve göz göze geldik.  Bana öyle bakıyordu ki. Sanki daha önceden de beni tanıyormuş gibiydi. Ve o an yine ne kadar benzediğini anladım. Onun gözlerinde de yatan bir hüzün vardı. Çocuğu ne kadar incelediysem, dudaklarında bir kıvrılma gördüm. Hoşuna mı gitmişti??. Anlam veremeyerekten kafamı önüme eğdim ve onun önünden geçip gittim. Arkamdan bana baktığını hissedebiliyordum. Onu aldırmadan,evimin yolunu tuttum. Ama her ne kadar onu düşünmek istemesem de bir an boşluğumda aklıma geliyordu.

Ve sonunda evime gelebilmiştim. Işıklar kapalıydı. Annemler hala gelmemişti galiba. Gerçi gelmelerinide pek istediğim söylenemezdi. Cebimden anahtarı çıkartıp, kapıyı açtım. Tam kapatacakken, ağacın orda bir gölde gördüm. Gözlerimi kırpıştırdığımda, gölgeden bir iz yoktu. Galiba korku filmlerine biraz ara vermem gerekiyordu. Kapıyı kapattım.

Işıkları açmadan,odama doğru çıktım. Kapısını açtığımda yine siyah bir görüntüyle karşılaştım. Odamda herşey sipsiyahtı. Siyah rengini çok seviyordum. Hatta insanlardan bile daha çok, anladığınız kadarıyla insanlar kendilerini siyah renginden daha değersiz bir hale getirmişti benim gözümde.

~ Evet insanlar  değersizdi benim için. Ama öyle olmasalar aynadaki insan değersiz olurdu...~

Ceketimi bir kenara atıp, masama yöneldim. Üstündeki çizimleri toparladım. Üstüme siyah eşofmanımı ve siyah tişörtümü giydim. Önüme temiz bir kağıt alıp, gördüğüm oğlanı çizmeye başladım. Banktaki halini, karmaşık olan siyah saçlarını,hafif kirli sakallarını,uzun kirpiklerini,dolgun dudaklarını ve gözleri... Ama o bakışlarını çizemedim. O gözlerindeki yatan o derin hüznü çizemedim.

~Hiç kimse bir insanın derin bakışlarını çizemez. Çizilseydi, o derin bakışların ne anlamı kalırdı.~

Çizdiğim resme son kez bakıp panoma astım. Çizerken sırıttığım tek resimdi.
Odamdan çıkıp, mutfağa indim. Kendime mısır patladım. Televizyonu açıp, netflixe girdim. Rivardale'ın yeni sezonunu açıp, izledim.

Tam yerime yayılmış ağzımı gere gere mısırları ağzıma tıkarken, kapı çaldı. Annemler mi gelmişti.? Ama kapıyı çalacaklarını sanmam, uyuduğumu düşünüp,anahtar ile açarlardı. Galiba dalgınlıklarına gelmişti. Kapıyı açmak için ayaklandım. Ve açtığımda sessiz sokakla karşı karşıya geldim. Kimse yoktu. Kafamı sarkıtıp etrafıma baktım. Kimse yoktu. Bazı çocuklar basıp kaçmıştır, diye kapıyı kapatacakken, yerde bişey gördüm.

Bu bir origamiydi. Bu bir kuğuydu. Siyah origami kağıdından yapılmıştı. Elime alıp bir süre inceledim. Tam kalkacakken yan apartmandan bir ses duydum. "Kızım üşüteceksin, bu soğukta durulurmu? Yavrum hadi gir içeri annemden babanda yok kim bakacak sana hasta olursan" bu komşumuz Nazife teyzeydi. Geldiğimiz şu 1 haftada beni kısır komasına sokmayı planlanmıştı. " Tamam teyze tamam girdim." Dedim. Kapıyı kapatırken arkadan " teyzemi aaa! Siz de beni iyice yaşlandırdınız be" dediğini duydum. Kadın 69 yaşındaydı. Bu kabullenmesi acı bir gerçekti.

İçeri girdim. Televizyonu kapatıp,odama çıktım. Kendimi yatağa attım. Ve ellerindeki o zarif siyah kuğuyu incelemeye, başladım. Bu basit bir şakamıydı? Yoksa bir gizemi varmıydı. Yarım saat sonra uykuya dalabilmiştim. Ama hislerim uyumamış, bu işin içinde bir şey olduğunu söylüyordu.

Evet agalarım, umarım sevmişsinizdir. Yorumlarınızı eksik etmeyin. Ve hikayeyi beğendiyseniz beğenin. Ve bu arada sizlere önemli bir şey demek istiyorum. Beni sadece bir yazar olarak görmeyin. Eğer bir derdiniz olursa bana yazabilirsiniz. Tüm tecrübelerimle yardım ederim. Yine ve yine teşekür ederimmm.  :)

*Acılarınızdan öptüm;)🖤

Siyah Bir Aşk🖤Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin