Roseanne, Jungkook ile tanıştığı zamanda sevgi ile yapılmış kardan kız gibi hissetmişti. Doğruydu. Roseanne kardan kız ve Jungkook ateşin kendisiydi. İkisi de kavuşmak istiyordu. Jungkook kar, Roseanne ateş olmak için yok olmayı seçti.
"Jungkook...
Araba önünde durduğunda bakışını gökyüzünden indirdi. Araba Jungkook'un arabasıydı. Gülümsedi önce, sonra arabaya bindi. Kemerini taktı. Jungkook'a baktı. Alt dudağını ısırdı. Kalbi hızlıydı ve sert atıyordu. Jungkook Roseanne'nin arabaya binişini izlemişti. Kemeri taktığı an arabayı sürmeye başladı. Hızlıydı. Yani en azından arabayı hızlı sürüyordu.
Hızla ilerlerken Roseanne'nin dili kurumuş, konuşmayı unutmuştu. Bir şeyler söylemek istiyordu ama ne söyleyeceğini kendi de bilmiyordu bu yüzden ağzı açık bir şekilde Jungkook'a baktı. Yutkundu. Dili çözüldü. "Ne kadar ilginç değil mi? Marketin önündeki konuşmamız. Sizin evin önüne gelmem. Size gelmem."
Jungkook, hiç kırmızı ışığa denk gelmediği için sevinmişti. Yüzünde küçük bir tebessüm oluştu. Aynı zamanda Roseanne'ye cevap vermek istedi.
"Öyle." "Gece de arkada... Gece." Roseanne arkasına dönüp bebeğe öpücük attı. Ardından iki dudağını birbirine bastırıp tekrar önüne döndü. Hızlı oldukları için Jungkook'un evine gelmeleri çok uzun sürmedi. Araba durduğunda Roseanne, kalbi durmuş gibi hissetmişti. Jungkook ise mutlu olmuştu. Gece uyuduktan sonra konuşabileceği birini bulmuştu. Aynı zamanda Jungkook, Roseanne ile ilk tanıştıkları zamanı düşündü. Sonra sokakta kendisini takip ettiğini sandığı zamanı düşündü.
Roseanne arabadan indiğinde Jungkook da peşinden inmişti. Gece'yi aldıktan sonra evine yürümüştü. Eve girdiklerinde Roseanne ayakkabılarını çıkarttı. Ardından kendilerini karşılamaya gelen köpeği gördü. Yere eğildi. Ardından köpeğe sarılmak istedi. Ama bu düşündüğü gibi olmadı. Köpek Roseanne'nin kollarını görünce duraksadı.
Jungkook, çoktan içeri girmiş ve Gece'yi yatağına yatırmıştı. Gece'nin zar zor uyuduğu bir gerçekti. Ufak bit fırsat bulduğunda hemen buhar olup uçmuştu.
Roseanne köpeği rahat bırakmak istedi bu yüzden yerinden hareket edip karşısındaki mutfağa ilerledi. Jungkook'un gittiğini fark etmişti ama geri döneceğini biliyordu. Bu yüzden paniklememişti.
...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Jungkook gelene kadar hem etrafı gezmek istiyordu hem de rahatsız etmemek için tuhaf hareketler yapmamak istiyordu. Bu yüzden yüksek siyah taburelerden birini çekip üzerine oturdu. Dik bir şekilde oturup Jungkook'un gelmesini bekledi.
Jungkook, tekrar koridora geldiğinde onu göremeyince biraz endişelenmişti. Evi karıştırıp dökmesini istemezdi. Aklına Chuchu geldi. İlk geldiği gün her yeri karıştırmıştı. Hoşlanmıyordu. Karşısındaki kişinin kontrolünü eline almak istiyordu.
Düşüncelere dalmışken Roseanne'nin mutfakta oturduğunu gördü. Yutkundu. Dilinin kenarlarında bademciklerine yakın bir yerde şekerimsi bir tat oluştu. Gülümsedi. Hoşuna gitmişti. Tekrar yutkundu.
Roseanne Jungkook'un geldiğini görünce tebessüm etti.
"Jungkook." "Efendim?"
Jungkook buzdolabını açtı, içerisinden içecek seçmek istiyordu ama çok fazla seçeneği yoktu.
