Soğuk Sandviçleri de mi?diye sordum.
Evet dedi.
Tatlı kıza şok ilacını içirip ranzanın üstüne yatırdıktan sonra acil durumlar için hazır tuttuğum kilerdeki erzaklara bir bakayım dedim de tam manasıyla elde avuçta hiç bir şey bırakmamış Tosbağa.
Neyse dedim. Eğer burada kısılıp kalırsak seni yeriz Tosbağa dedim.
O sırada Lusi:"Anne Baba Cennet!" diye sayıklamaya başladı.
O an neler gördüğünü tahmin edebiliyordum. Hatta daha fazlasını...Başına dikilip elimi alnına koydum. Ateşler içinde kavruluyordu. Tosbağaya "Çabuk su ver" dedim.
Tosbağa isteksizce arakladığı sulardan birini çantasından çıkardı.
"Tam 12 tane vardı hepsini kilere geri koy" dedim.
Çarşaftan bir parça koparıp suyla ıslattıktan sonra Lusi'nin alnına koydum. İki saniye bile geçmeden bezin ıslaklığı buhar olup uçtu. Bakır tencerenin içine 4 şişe boşalttıktan sonra ardı ardına Lusi'nin alnına ıslak bez koydum. Neredeyse tencerenin içindeki su bitecekti ama Lusi'nin ateşi bir türlü düşmüyordu.Onun için endişelenmeye başlamıştım.
O sırada ismini hala bilmediğim kız neyi olduğunu sordu.
"Yeni ısırık, dönüşüm başladı" dedim. Korkup geri çekildi." Korkma ben ısırdım" dedim.
Derin bir iç çekip "Bu iş bende" dedi.
Gözlerini yumarak dua eder gibi ellerini açtı, başını yukarıya kaldırınca avuç içinden havaya doğru soğuk buharlar kıvrılarak yükselmeye başladı. Soğuk buharlar iyice çoğaldıktan sonra Lusi'nin başına eğilip yavaşca avucunu Lusi'nin alnına kapattı. Lusi birden irkilip omzunu seğirtti. Peşinden ellerini, kollarını birbirlerini dolayıp titremeye başladı. Saburun tatlı kızın yaptığı şey işe yarıyordu. Lusi artık üşüyordu. Tatlı kız yavaşca elini Lusi'nin alnından çekip doğruldu. Biraz bitkin bir sesle "Bakın bakalım?" deyip kendini güçlükle sandalyeye attı. Ateşine baktım, alnı buz gibiydi.
"Aferin iyi işti" dedim." Tılsımın bu olmalı"
Başını yavaşça masadan kaldırıp "Evet" dedikten sonra tekrar masaya bıraktı.
O sırada tılsım lafını duyan Tosbağa kederlenip yanımızdan uzaklaştı.
Sanırım kızın "Senin tılsımın ne" diye sorucağını düşündü. Tatlı kız bir süre sonra kednine geldi. Birden ayağa dikilip dikkatlice bana baktıktan sonra gözleriyle Lusi'yi gösterip "Ondan hoşlanıyorsun" dedi.
Size yemin ederim böyle bir düşünceye bırakacak hiç bir şey yapmamıştım. Kendimden emince "Tabi ki hayır" dedim. "Hem o daha küçük".
Manalı bir gülücüğün ardından "Bunu sende biliyorsun, hem uyandığında bizim boylarımızda olacak.Ayrıca aynı yaşlarda olduğumuzu düşünüyorum" dedi.
Doğrusu uyandığında nasıl bir şeye benzeyeceğini gerçekten çok merak ediyordum. Konuyu dağıtmak için "İsmin ne?" dedim.
"Ala, 14 yaşındayım ve babamı arıyorum. İyi bir eğitim aldığımı söyleyemem ama güçlü bir savaşçı tarafından ısırıldım." dedi.
Devamı en kısa zamanda gelecektir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyaz Kanatlı Vampir Büyük Felaket (2)
Misteri / ThrillerBu serinin 2.kitabından bakarak yazıyorum