2

296 42 10
                                    

Suga sonunda bir yatakla birlikte alt kata taşındı. Günün çoğunda uyuyor ve gittikçe daha az yiyordu.

Noel geçti. Ardından Daichi'nin doğum günü, ve ardından Asahi'ninki. Suga'nın ikisine de katılavak güçü yoktu, yani onun evinde ufak partiler düzenlediler. Yılbaşı sessiz ve özeldi. Suga etkinlikler için ayakta tutuldu. Daichi yanındaydı.

Suga herkesi bir enerji patlamasıyla karşıladığında Ocağın soğuk bir Çarşambasıydı.

''Bu akşam mapo tofu istiyorum'' diye beyan etti. (Baharatlı bir sosta, tipik olarak ince, yağlı ve parlak kırmızı süspansiyona sahip tofudan, douban ve douchi bazlı, geleneksel olarak dana kıyma ile birlikte yapılan Çin yemeği)

''Kou. Emin misin?'' babası sordu. ''O biraz ağır değil mi?''

''Sorun değil! Sadece bu akşam onu gerçekten istiyorum. En son ne zaman yediğimi hatırlamıyorum bile.''

Gülümsedi. ''Tamam o zaman. Markete gidip biraz domuz kıyması alacağım. Ben geri dönene kadar iyi olacak mısın?''

''Daichi beni gözetecektir.'' Erkek arkadaşına dönddü. ''Değil mi?''

''Tabii ki de!''

Suga'nın babası güldü. ''Bu seferkine güvenebileceğimi biliyordum. Onu beladan uzak tut. Tamam mı? Yakında döneceğim. Döneceğim.'' Dedi oğluna, ekleyerek.

''hoşça kal baba!''

Ön kapı kapanır kapanmaz Suga ayağa kalkıp gerindi.

''Hadi dışarıya çıkalım!''

Daichi şok olmuştu. ''Neredeyse gece yarısı! Ve dışarısı donuyor! Neden şimdi dışarı çıkmak istiyorsun?''

Suga omuz silkti. ''Oh, bilmem. Bir süredir dışarı çıkmadım. Artı olarak, bunun için başka bir şansım daha olmayacakmış gibi hissediyorum,'' dedi. ''Ve yıldızları görmek istiyorum.''

''Arka kapıya gidiyorum o zaman. Bahçede oturabiliriz,'' dedi Daichi. Kalktı, ama Suga kolunu tuttu. ''Koushi?''

''Parkta yürümek istiyorum.''

Suga kış giysilerini giyerken, Daichi telefonlarını ve anahtarı aldı. Erkek arkadaşına katılmadan önce, Suga'nın babasına nereye olduklarını bildiren kısa bir mesaj yazdı. Dışarı çıkmadan önce hızlıca toplandılar.

Park, bir tepeden aşağı ve eğimli çimenli bir ovadan geçen kısa bir yürüyüş mesafesindeydi. Orada Suga'nın Daichi'yi durdurmasını sağlayan bir yol ayrımı vardı. Sokak lambalarının görünmediği, boş yolun yanındaki küçük düz bir alanı işaret etti.

''Hadi burada duralım!''

Daichi iç çekti, ama gönülsüzce kabul etti.

İkili, yolda sırtüstü yatıyorlardı. Soğuk dondan sertleşen çim, şaşırtıcı bir şekilde rahattı. Daichi ve Suga yan yana, birbirine değen kollarla ve bağlanmış eldivenli parmaklarla duruyorlardı. Sisli nefesleri soğuk havaya karıştı.

Dışarıda kimse yoktu. Sessiz ve karanlıktı, yıldızlar dışında. Onlar huzurluydu.

''Hey, Daichi?'' Suga fısıldadı.

''Evet, Koushi?''

''Bir itirafım var.'' Dedi yumuşakça.

Daichi onu daha iyi duyabilmek için kafasını çevirdi. ''Oh?''

''Kanserim hakkında.''

Daichi kanının donduğunu hissetti. ''Dinliyorum.'' Dedi.

''Muhtemelen agresif kemoterapiyle kontrol altına alınabileceğini söylediğimi hatırlıyor musun? Ben... Yalan söyledim. En başından beri geç kalınmış bir evredeydi. Herkese, teşhis edildiğimi ve doktorların durdurulabileceğini söylediğini söyledim, ama...''

Four Out Of Six -DaiSuga- {Türkçe Çeviri}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin