Bir Kadeh Şarap
22 Ağustos 1998/23.20
Soğuk rüzgar; annem, babam ve benim yaşadığım müstakil evimizin oturma odasında arsızca geziniyordu. Ne kapı ne pencere kapatmak aklımıza gelmişti. Zira eve giren çıkan kalabalık pek de buna izin verecek gibi değildi.
Evdeki uğursuz hava rüzgarın evde adeta dans edercesine gezmesiyle daha da artarken kafamı kaldırıp babamın yaşla dolan gözlerine baktım. Evde dolaşan muhabir ve polis topluluğu öyle çoktu ki hemen karşımda oturan babamı güç bela seçebilmiştim.
Annem oturma odasının zemininde hareketsiz bir şekilde yatarken bu kadar gürültüyle nasıl kalkıp eve giren topluluğun her gün özenle sildiği parkelerine basmasına kızmamasına şaşırıyordum.
Ben şaşkınlığımla ve gözlerimde kuruyamadan yenisi gelen göz yaşlarımla salonun bir köşesinde oturmuş anneme bakıyordum.
Annem bir buçuk saat boyunca o parkeden kalkmadı. Ne polis ne de babam onu oradan kaldırmak için hamlede bulundular. Bense gözlerimi bile kırpmadan annemin giderek solan yüzüne dikmiştim bakışlarımı. Zira gözlerimi her kapatışımda ürkütücü bir çift mavi gözle burun buruna geliyordum çünkü.
3 saat önce
Gözlerimi uykuya bir türlü teslim edemiyordum. Küçük bedenimi bir heyecan kaplamıştı. Yarın anne ve babamla lunaparka gitmek için sözleşmiştik çünkü. Heyecandan yatakta sürekli dönüp duruyor yarın ne giyeceğimi kafamda tasarlıyordum.
Annemin doğum günümde aldığı bordo elbisemi giyebilirdim ya da dolabımda uzun zamandır giymediğim mavi elbisemi...
Bunları ne kadar düşünüp beynimi yormaya çalışsam da bir türlü uykum gelmiyordu.
Madem uyku bu gece bana uğramayacaktı o halde bende televizyonda birkaç çizgi film izlemek için aşağıya oturma odasına gitmeyi düşündüm. Anne ve babam her gece saat dokuz bile olmadan beni odama gönderip uyumamı tembihlerlerdi.
Ama bu gece ne yazık ki uyku bana uğramamıştı!
Bir kerecik sözlerine karşı gelmekten zarar gelmezdi.
Bacaklarımı tek kişilik pembe yatağımdan aşağıya sarkıttım. Karanlığa alışan gözlerimle kapıyı bulmak çok da zor olmadı. Kapının kulpunu çevirip dışarıya çıkarken rüzgarın dövdüğü pencere sesiyle irkildim fakat kendimi bozuntuya vermeden merdivenlerden aşağıya dikkatlice indim.
Bu gece çizgi film izlememe kimse engel olamazdı!
Oturma odasından ses çıkmazken anne ve babamın odalarına gittiklerini düşünerek rahatladım. Sonuçta haberleri olmazsa kızmaya fırsatları da olmazdı değil mi?
Oturma odasına sessizce girerek küçük adımlarla kanepeye oturdum. Televizyonun sesini minimuma indirirken arada ses var mı diye anne ve babamın odasının kapısına bakmayı da ihmal etmiyordum.
Derken 10-15 dakika sonra anne ve babamın odasının kapısı aralandı. Eyvah! Ben yakalanacağımı düşünerek aklıma gelen senaryoları sıralarken annem elinde bir şişe suyla dışarıya çıktı ve mutfağa doğru giden koridorda kayboldu. Bende o sırada kanepenin görünemeyeceğim yerine geçerek beklemeye başladım. Televizyonu kapatmayı da ihmal etmemiştim.
Beş dakika kadar yerde annemin tekrar odasına dönmesini beklerken mutfaktan gelen bağrışmalarla oturduğum yerden titredim.
Babamın odasından ses çıkmazken ben ayağa kalkarak annemin beni görmesini bile umursamayarak mutfağa doğru koştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Kadeh Şarap
ChickLitİnsanların asla yalan söyleyemeyeceği sadece üzerine serptikleri duygularıyla saklayabilecekleri tek şey göz bebeklerinin ardına saklananlardır. Gözlerimin dinmek bilmeyen yangını, sakladıkları, kahkahaları, buruklukları onun kendini içine çekmeyi b...