22

696 79 42
                                    

¬ Lütfen hayalet okuyucu olmayın

¬ Keyifli okumalar ✨

Hayatın size getirdiği şeyler çoğu zaman hayal ettiğiniz gibi olmaz. Ama yine de pes etmeden hayal kurmak vazgeçilmezdir. 1 yıldır hayalini kurduğum bütün buluşmalar yerle bir olmuştu. Şimdi karşımda duran ev arkadaşım bütün güzelliğiyle bana gülümserken nefes alamıyordum.

Bu anı kafamda yüzlerce kez kurgularken şuan bir şey yapamıyor olmayı bile düşünemiyordum. Jin, kocaman güzel gülümsemesiyle gözlerimin içine bakarken içeriye bir adım atmıştı.

"Taehyung beni içeriye almayacak mısın?"

Hayal mi gerçek mi olduğunu anlayamıyordum. Gözlerimi birkaç saniyeliğine kapatıp içimden gerçek olması için binlerce kez dua ettim.

Ve açtığımda karşımdaydı..

Tüm güzelliğiyle tam önümdeydi..

Göz yaşlarımı serbest bıraktığımda çoktan kollarımı sıkıca boynuna dolamıştım. Anında belime dolanan kollar ağlamamın şiddetlenmesine sebebiyet veriyordu. Jin adım atarak beni de yürütürken dış kapıyı kapatmış içeriye geçmemizi sağlamıştı.

"Se-seni çok ö-özledim. Biliyor-dum Jin. Yemin ederim hi-hiç inanmadım öldüğüne."

Jin saçlarımı okşayıp öpücükler bırakırken hıçkırıklarımı kontrol etmek için büyük bir savaş içindeydim. Yavaşça birbirimizden ayrıldığımızda ellerini yanaklarıma koyup göz yaşlarımı sildi ve gözlerime yumuşak öpücükler bıraktı. Kalbim tekliyor nefesim kesiliyordu.

"Ben de seni çok özledim güzelim, ben de seni çok özledim.

Gözlerinin içine derin derin baktıktan sonra ellerimi yüzünde gezdirip bütün detaylarına öpücükler bırakmıştım. Jin belki bu duruma kızacaktı ama umrumda değildi. Düşündüğüm gibi olmadı ve Jin kollarını sıkıca belime sardı. Hayatım boyunca bu kadar mutlu olacağımı hayal bile edemezdim.

Ne kadar olduğunu bilmediğim bir süre birbirimize kenetliydik, boynunda nefeslenirken artık tamamen sakinleşmiştim. İstemeden de olsa yavaş yavaş geri çekilip Jin'in yüzüne baktım. Ellerimi yanaklarına götürüp nazik dokunuşlarla okşadığımda yüzünü güzel bir gülümseme sarmıştı.

"Korkuyorum Jin."

"Neden korkuyorsun bak buradayım."

"Bende bundan korku-"

Çalan zil tüm dikkatimi dağıtırken duraksayıp kapının olduğu tarafa sonra tekrar Jin'e baktım.

"Kapıya bakıp geleceğim belki bizimkilerden biridir. Burada kal tamam mı?"

Jin usulca kafasını sallarken ellerimi yüzünden ellerine indirip ayağa kalkarak oradan uzaklaştım. Kapı ikinci kez çaldığında çoktan açmıştım bile. Seo Jun hyung gülümseyerek bana bakıyordu, ağladığımı fark ettiğinde yüz ifadesi değişirken kolunu tutup onu içeriye çektim. Kucağındaki Simba'yı yere bıraktıktan sonra peşimden gelmeye başladı.

"Taehyung ne oluyor iyi misin sen?"

Sorusuna cevap vermeden onu oturma odasına kadar getirmiştim, Jin bıraktığım gibi orada oturuyordu ona gülümseyip Seo Jun hyunga döndüğümde ne olduğunu anlamayarak bana baktığını gördüm, sanırım henüz Jin'i fark etmemişti.

"Hyung bana değil ona bak Jin geldi yaşıyor."

Seo Jun hyung gözlerini büyütüp birkaç saniye bana baktıktan sonra kafasını çevirip koltuğa baktı daha sonrasındaysa bütün odaya.

O an anlamıştım ne olduğunu...

Gözlerindeki duygu değişimi kalbimi parçalara ayırırken Seo Jun hyung belli etmemeye çalışıyordu. Bir şey söylemek için ağızını açtığında konuşmasına izin vermedim.

"A-anladım hyung. Bir şey söylemene gerek yok."

Boğazımdaki düğüm nefesimi daraltıyordu. Tam şuanda çığlık çığlığa ağlayarak evi dağıtmak istesemde üçlü koltuğumuzda oturarak bana gülümseyen Jin buna engel oluyordu.

Ne yapacağımı ne hissetmem gerektiğini bilmiyordum. Kalbim bu denli paramparçayken hayatıma devam etmek beni çok zorlayacaktı. Gözlerimi kapatarak derin nefesler alıp başımı Seo Jun hyunga çevirdim.

"Hyung biraz hava alalım mı?"

Seo Jun hyung onay verdiğinde gitmek için arkamı dönsemde son bir kez Jin'e baktım. Yüzünde eksik olmayan gülümsemeyle bana el sallıyordu. Gözümdeki birkaç damla yaşa izin verip hiç duraksamadan evden çıktım.

Artık Jin'e gitmesinin dışında bir şey için daha kızgındım.

Beni de yanında götürmediği için.

¬ Vote vermeyi unutmayın ✨

Solitude | Taejin AuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin