Çocukların kalbi paramparçadır ama o babalar hâlâ yeni aileleriyle mutlu mesut yaşıyordur,sanki hiç öyle bir çocuğu yokmuş gibi sadece şu an yanında olan çocuğuna sevgi veriyordur.
Bir çocuğu babası bile önemsemiyorsa kimseden sevgi beklemez ve kimsenin onu sevdiğine ihtimal vermez.
Onun için hayat bir fırtınadır,sürekli başka yerden eser.
Çocuğun önüne sadece babasızlığından dolayı bin bir türlü dert açılır,bakın sadece babası yüzünde.Bununla bitmez babasızlık.
Özgüven sorunları mesela;
Beni babam bile sevmedi başka kim sevecek,ben kimse tarafından asla sevilmeyecek aptal ve beceriksiz bir mahluğum,dersin bazen özellikle buna arkadaşlarının küçüklüğünden beri senin beceriksiz olduğunu söylemesi eklenirse güzel bir şey yaptığında kabul edemezsin.Ben bunu yapabildiysem herkes yapıyordur,dersin.
Bazı pek yakın olmadığım sınıf arkadaşlarım hikâyelerimi okuyor,sosyal medyadan beğeniyor ama olay sadece sosyal medyada kalıyor çünkü gerçekte yüzüme bile bakmayacak insanlar onlar.Tabiki de bir şey demelerini beklemem ama özensiz,karışık,bol yazım hatalı hikâye yazsaydım eleştireceklerine ve beni sürekli hikâyelerimle aşağılayacaklarına o kadar eminim ki işte bu çok saçma geliyor.
Ben beğenmediğim bir şey olsa dahi söylemiyorum bile suratına beni ilgilendirmez der geçerim.Onlardan da aynı saygıyı beklerdim diyemeyeceğim çünkü saygı kavramı yok tamam samimiyet kötü bir şey değil ama normalde yüzüme bile bakmayacak insanların benle bu şekilde konuşmaları saçma geliyor bana.Neyse konuyu çok dağıttım.Şu an aslında bir yandan kendi hikâyemi ve annemin hikayesini de yazıyorum.
İşi biraz ilerletip direk annemden bahsedeceğim.
Annem ve babam iki bin altı senesinde evlenmişler.İlk başlarda normal bir evlilikmiş ama sonra ilk çocuk yani ben doğmuşum.
Benim doğumumdan sonra tehditler,hakaretler başlamış ardından da dayak.
Annem her Annanemin evine döndüğünde akrabalar hiç işi gücü yokmuş gibi annemleri sürekli barıştırmış.
Yok tek başına çocuk büyütülmezmiş,yok kavga evliliğin tuzu biberiymiş hep aynı şeylerle kararmadı mı tüm kadınların hayatı.Annemler de sürekli barışmış ve sonra annem kardeşime hamile kalmış.
Annem kardeşime hamileyken babamla büyük bir kavga etmişler ve babam eline bıçak hatta bıçaklar alıp anneme;önce karnındaki bebeğin sonra da senin canını alırım diye tehdit etmiş.İdrak etmekte hâlâ zorlanıyorum.
Bahanesi de kıskançlık,anneme kardeşimin ondan olmadığını söylemiş yani kadına hem hakaret etmiş hemde onu tehdit etmiş.İnsan duyunca çıldırıyor,dört sene annem o adama nasıl katlanmış bilmiyorum bu arada ben ona baba demiyorum tahmin edeceğiniz üzere demeyi de düşünmüyorum.
Baba demiyorum onu sevmiyorum diyorum ama hâlâ onun için ağlıyorum aptal gibi.
Anneme huzur bana da sevgi vermedi.
Altı yaşımdayken onun evine gitmeyi kestim nedenini hatırlamıyorum pek,dokuz yaşıma kadar onunla telefon da konuştuk sonra bir gün onun doğum günüydü aradım ama numarasını değiştirmiş bizim numaramızı bilmesine rağmen aramadı.Ben onu her yerden aradım ama o beni engellemiş.Yani anlayacağınız evlatlıktan çoktan reddetmiş beni.O zaman anlamamıştım hâlâ aramasını bekliyordum.
Babam beni arayacak,sevecek,şu anda seviyor,zaten işi var yoksa beni kesin arardı çünkü o benim babam derdim.
Onu tüm kalbimle severdim,artık benim için bir anlam ifade etmiyor diyemem, o zaman bu yazıyı yazmazdım zaten.
Herkes bir şeyle sınanırmış benim de sınavım babammış,demekten başka elimizden bir şey gelmez bizim.
Kadere diyecek bir şeyimiz olamaz ki ama sadece bir kez korkmadan karşıma çıksa da şu içimden gelenleri yüzüne tek tek söylesem diyorum o kadar...
![](https://img.wattpad.com/cover/261946923-288-k520183.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Babasızlar Balosu
Não FicçãoBir çocuğun eksik yanı olabilir bazen babalar.Bazı kişiler babalarının ömrüyle sınanır ve o babalar genelde evlatları tarafından çok ama çok sevilir.Onlar her gece der ki; İyi uyu babacığım.Kimisi de karakteriyle sınanır babasının onlarsa her gün ağ...