-9-

244 14 7
                                    

"diyoruz ki, okul bitti bizde bittik neden bir tatil yapmayalım? Değil mi? Tatile jeju adasına gidelim bence"

"japonyaya gidelim bence"

"ailelerimizin, lise sonu daha yeni bitirmiş evlatlarını tek başlarına başka bir ülkeye göndereceklerini mi zannediyorsun donghyuck? Az mantık lütfen"

Jeno kınayıcı bakışları ile donghyuck'a bakarak konuşmasını bitirmişti. Arkadaş grubumuz tatile gitmemiz gerektiğini söylüyorlardı ve bende onları dinliyordum. Karşımda oturan, renjun ile sevgili olan ruo'da göz devirip jeju adasına gitmeye ikna etmek için ağzını açmıştı.

Grubumuzda ki tek sap donghyuck'tu.

Jeno kolunu omzuma atıp arkasına yaslanmıştı. Bende onun gibi arkama yaslanıp kafamı ona yasladım ve ruo'yu dinlemeye başladım.

"birşey dicem biz ne kadar uluslu bir grubuz. Jeno ve ben koreliyiz, ruo ve renjun Çin, yui'de japon, tüm ülkeden 1-2 tane varız be"

"konumuz bu mu şimdi donghyuck?"

Ruo lafının bölünmesinin verdiği sinir ile donghyuck'a dönük konuştuğunda donghyuck önündeki bisküviyi yemeye devam etti. Ruo tekrar konuşmaya başlamadan ben konuştum sakince.

"bence hepimiz jeju adası için uygunuz ama hava soğumaya başladı, tadı çıkar mı bilmiyorum"

"çıkar, çıkmazsa çıkartırım"

Ruo iddialı bir şekilde konuşunca başkada birşey dememiştim zaten. Jeju adasında anlaştıktan sonra hesabı ödeyip cafe'den çıkmıştık. Tüm gün dolaştıktan sonra renjun ruo'yu bırakmak için yanımızdan ayrılırken donghyuck'da onların peşine takılmıştı. Jeno'da omzumdaki kolunu indirip elimi tutmuş, evimin yolunu tutmuştu.

Sessiz geçen yolculuğumuzda huzurlu hissetmiştim. Hiç konuşmasak bile huzurlu hissediyordum onun yanında.

Evimin önüne gelince durdu. Bana döndü.

"jeju adasına gitmekten emin misin?"

"evet, eminim. Nasıl olsa biz bize olucaz. Senin için bir sorun mu var?"

"yok, belki istemiyorsundur diye dedim"

Kafamı iki yana sallayıp gülümsedim "sorun yok"

"eve gir hadi üşüyeceksin"

"dikkatli git eve"

"tamam"

Eve ilerleyip kapıyı çaldım. Yine kardeşim açıp içeri geri girdiğinde bende girip Jeno'ya el salladım ve kapıyı kapattım. Ceketimi asıp üstümü değiştirmek için odama çıktım. Üstümü değiştirdikten sonra telefonumu cebime koyup mutfağa gittim. Masayı hazırlamay, anneme yardım ettikten sonra yemeye başlamıştık.

Jeju adasını anlatıp izin aldıktan sonra daha rahat bir şekilde yemeğimi yedim. Akşama yemeği bittikten sonra sofrayı toplamada yardım ettim ve odama çıktım. Işığı hiç açmadan yatağıma kurulup jeno'yu aradım. Saatlerce konuştuktan sonra ikimizde günün verdiği yorgunluk yüzünden uyuma kararı almıştık. Telefonları kapattıktan sonra yatağa iyice gömüldüm.

-350-

Mistake .×. Lee Jeno Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin