-7-

321 18 32
                                        

myjeno:Sadece bir kere
01:04

myjeno:Son bir kere saçlarımı okşar mısın Yui?
01:04

myjeno:Son kez
01:05

myjeno:lütfen
01:06

Bir sorun mu var jeno?
01:09

Bu saatte uyuyor olmalıydın
01:09

myjeno:uyuyamıyorum
Sonkez de olsa saçlarımı okşar mısın yui?
01:10

Jeno, bilemiyorum
Bu ne kadar doğru olur bilmiyorum
01:10

myjeno:lütfen yui
İhtiyacım
Lütfen
01:10

Peki, tamam
Sen mi geleceksin?
01:12

myjeno:evet, ben gelirim
Teşekkür ederim yui
01:12

Önemli değil
01:12
(Görüldü)

Telefonu kapatıp yatağımın yanındaki komidinin üstüne koydum. Yatağımın yanındaki terlikleri ayağıma geçirip yataktan kalktım. Yatağımın yanında çalışma masamın solunda kalan pencereye ilerleyip perdeyi açtım. Perdeyi kenara itip pencereyi açtım sonuna kadar. Kapanmasın diye arasına birşey sıkıştırdım. Gökyüzüne baktıktan sonra üşüdüğüm için geri çekildim. Masadan toka alıp saçlarımı üstten dağınık topuz yaptım.

Yatağa ilerleyip terliklerimi çıkartıp bağdaş kurarak oturdum. Jeno'nun mesajları yüzünden uyanmıştım ve hala tam olarak kendime gelemediğim için gözlerim bir yere odaklanıp dalıyordu.

Ayrılmıştık. 4 yılın ardından beni çocukluk arkadaşım ile gördüğü için ayrılmıştık. Açıklamama izin vermeden bağırmaya başlamıştı. Sonra ise iki yüzlü olduğumu ve buna benzeri şeyler söylemişti. Ağrıma gitmişti. Zaten o anda jeno ayrılalım diyip gitmişti. Bende bir daha yazmamış, konuşmamıştım onunla. Gurur yapmamıştım, sadece cesaret edememiştim nedense.

Ayrılışımızın üstünden iki ay geçmişti ve jeno bana yazmıştı.

Telefon numarasını bende hiç silmeyi düşünmemiştim, ki silmemiştimde zaten. Ama öyle zannetmesi gerekiyordu, yani öyle olmalıydı. Kimseye, hiçbir şeye hayır diyemediğim gibi şimdide jeno'ya hayır diyememiş ve eski sevgilimin camdan içeri girmesini bekliyordum onu uyutmak için.

O odaya girdikten sonra her an gardımı indirmekten koruyordum. Hala seviyordum onu, ve bu iki ayın ardından tekrar yaklaşacaktık ve ben gardımı indirmekten kokuyordum. Gurur yapmıyordum, yapsaydım ona cevap vermezdim, verseydim ağır konuşurdum, ki ağır konuşamazdım kimseye, ve buraya gelmesine izin vermezdim. Ama ayrılmıştık. Birbirimizi severken ayrıydık. Biliyorum tekrar sevgili olmamız benim tek bir kelimeme bakıyordu.

O benim 'myjeno'mdu, bende onun 'blyuie'siydim. Gurur yapmıyorsam neden barışmıyorduk bilmiyorum. Sanırım bana iki yüzlü dediği için ona kırgındım. Kim derse desin üzülmezdim ama jeno'nun demesi beni üzmüştü.

Camda fark ettiğim hareketlilik ile gözlerim camı bulmuştu otomatik olarak. Jeno güç alarak kendini yukarı çekip camdan içeri atmıştı bedenini. Ayakkabılarını çıkartıp kenara koymuştu. Pencereyi kapatıp perdeyi çekmişti. Bir kaç saniye öyle kalmıştı. Bende onu izlemiş sonra yatağa çevirmiştim gözlerimi. Ayağa kalkıp yatağın içine girdim "gel"

Sırtımı yatak başlığına yaslarken yatağın sağ tarafındaki örtüyü açtım ve ona baktım. Bana bakıyordu. "uyumak istediğini söyleniştin, buraya bunun için gelmedin mi jeno?"

Başını olumluca sallayıp açtığım yere oturdu ve örtüyü üstüne örttü. Benim aksime yatağa iyice yattı ve başını yastığa koydu, yüzü bana dönük bir şekilde. Yüzünü baktım bir süre. Sonra tokayı çıkartıp ona döndüm."Başını kaldır"

Gözlerini açıp bana baktı "öyle uyuyamicağını ve bana sarılmak istediğini biliyorum jeno, başını kaldır"

Başını kaldırıp biraz daha bana yaklaştı. Kolumu kafasının altına koydum ve gögsüme yatmasına izin verdim. Kolunu belime sararken diğer elim ile saçlarını okşamaya başladım. Ne kadar sürdü bilmiyorum ama bir süre öyle kaldık. Konuşuruz sanmıştım ama anlaşılan konuşmicaktık.

"özür dilerim yui, sana iki yüzlü dememeliydim. Seni dinlemeliydim. Özür dilerim"

Gözlerimi açıp odada göz gezdirdim. Gözlerim okşadığım saçlarına kaydı. Mavi. En son saçlarını maviye boyamak istemişti, bende ona katılıp saçlarımı maviye boyamıştım aynı tonda. Bu yüzden bana blyuie derdi. İsmimi blue ile karıştırmıştı.

"çocukluk arkadaşım, yuta'ydı o. Biliyorsun japonum ve ortaokulda koreye taşınmıştık. Telefon numaralarımız ve instagram hesablarımız vardı. Geçen sene müzik alanında gelişmek için koreye gelmiş ve bana söylemişti. Müsait olduğu bir zaman buluşacaktık. Sana söylediğim zaman gamerlığın yüzünden beni duymuyor 'hıhı' diye cevaplıyordun. Başka zamanda ben unutuyordum. Arkaşların ile takılacağını söylediğin gecenin ertesi sabah müsait olduğunu söyledi. Sana ulaşamiyacağımı bildiğim için aramamıştım. Arasam ya yine 'hıhı' diyecektin ya da tatsızlık olacaktı. Buluştuk sonrasını biliyoruz zaten"

Sustum. Sustu. Konuşmadı. Konuşmadım. Hala saçlarını okşuyordum. Belimdeki elleri sıkılaşırken kafasını daha çok gömüp, bastırmıştı.

"çok özür dilerim yui. Kendi kendime kuruntu yaptım ve seni dinlemedim. Gerçekten aptalın tekiyim. Çok özür dilerim"

Burnumdan nefes verirken gülmüştüm sessizce. Ama odada sadece ikimiz olduğumuz ve fazla sesimiz çıkmadığı için rahatlıkla duymuştu. Kafasına kaldırıp bana bakmıştı.

"yui, lütfen affet beni, bir daha seni dinlemeden konuşmicam, gerçekten çok özür-"

Dudağını öpüp geri çekildiğimde şaşkınca bana baktı "yui-" tekrar dudağını öpüp geri çekildim

"çok konuştun myjeno uyu artık"

Elim ile kafasını gögsüme koyup başının üstünede öpücük kondurdum. Tekrar saçını okşamaya başladım.

"affettim demek mi bu?"

"hmhm"

Cevabımın verdiği mutluluk ile rahatladı ve iyice yerleşti yerine. Bir süre sonra kolum yorulduğu için durup ona sardım.

-723-

Mistake .×. Lee Jeno Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin