………
Kısa bir kitap olacak arkadaşlar :))
Bu kitabı okurken dinlemenizi tavsiye ettiğim şarkılar; Cem Karaca- Bu Son Olsun, Selin Demir-Bir Beyaz Orkide, Bu Kız Kendine Acımaz Artık, Yıkılmam Asla, Sezen Aksu- Küçücüğüm, maNga-Cevapsız Sorular, maNga-Hayat Bu işte, Mor ve Ötesi-Bir Derdim Var.Kitaba başladığınız tarihi yazın bakalım.
Vee kitabımızın ilk bölümüne başlayalım artık :)………
"Bitirecek miyim hikâyeyi? Yoksa kalacak mı olduğu yerde?"
Hastalığım yüzünden haftada bir gün hastaneye gidiyordum. KANSER! Evet ben kanser hastasıyım. Pankreas kanseri. Pek bilinmez ama en ölümcüllerinden ve bu beni çok korkutuyor. 2 yıla yakındır kanserdim ve hala yenemedim. Bu hastalık karın boşluğunun üst tarafında saklanır, iç kısmın ötelerine kadar yayılır ve tedaviyi zorlaştırır. Ailede birisinde varsa sizde olma olasılığı %10'dur. Benim babannemde bu hastalık vardı ve bu yüzden 4 yıl önce vefat etti.
Bugün Cumaydı. Cuma günleri test sonuçlarım oluyordu. Bu yüzden babam bugün işe gitmezdi. Hep beraber kahvaltı yapardık ve birlikte hastaneye giderdik. Bugün diğer günlerden farklı olacaktı. Çünkü bugün kanseri yendiğimi söyleyecekti doktor! İnanıyorum. Başaracaktım. Yenecektim! İki yıldır umudumu bir saniye bile olsun kaybetmedim. Bunlar annem, babam ve abim sayesindeydi. Arkadaşım Azra' nın kanser olduğumdan haberi yoktu. Üzülmesini istemiyordum. Ama haberi olmamasına rağmen bana çok iyi davranıyordu. Onlar bana güç oldular her zaman. Yanımda durdular.
Evet! Ben Deren Poyraz. Lise son sınıf öğrencisiyim.
"Deren kalktın mı kızım"
"Kalktım anne"
"Hadi çabuk ol geç kalmayalım"
"Tamaam"Üstüme sweetlerimden birini ve altıma geniş bir pantolon giyindim.
Aşağıya indiğimde sofraya oturmuş olduklarını gördüm.
"Günaydııınn"
"Günaydın güzel kızım" eğildim ve babamın yanağına bir öpücük kondurdum.
"Günaydın güzellik"
"Günaydın tavşanım" herkesle günaydınlaştıktan sonra sofraya oturdum. Hepsi hem tedirgin hem de mutlu gözüküyordu.
Ben her zamanki gibi enerjiktim. Bu sefer içimde güzel bir his vardı.Yarım saate yakın kahvaltı yaptıktan sonra mutfağı toparladık.
"Hazır mısınız?"
"Hazırız baba" arabaya bindik.
Yerlerimize yerleştikten sonra babam dikiz aynasından bana gülümseyip göz kırptı. Bende ona gülümsemiştim.
Sonra arabayı çalıştırdı. İşte o zaman gerçekten heyecanlanmaya başlamıştım. 2 yıldır her Cuma bu hissi yaşıyordum. Yorulmuştum ama alışmıştım da. İlk zamanlar kadar zor geçmiyordu.Sessiz bir yolculuktan sonra arabadan inip hastaneye girdik. Randevumuz olduğu için direk kapıyı tıklattık ve içeri girdik. 2 yıldır doktorum aynıydı. Çok iyi bir insandı. Onun da benim üzerimde emeği çoktu. Hakkı ödenmezdi gerçekten.
Bizi gördüğü zaman bir an mutlu oldu ama sonra aklına birşey gelmiş gibi yüzü düştü ve boynundaki damarlar belirginleşti.
"Hoşgeldiniz" diyerek tekrardan gülümsemeye çalıştı.
"Hoşbulduk" annem ve ben doktor karşısındaki koltuklara oturduk. Babam ve abim de duvara yakın olan sandalyeleri çekip yanımıza oturdular.
"Evet, sonuçlar nasıl?" dedi babam.
Doktor Ahmet abinin dişlerini sıktığı yanağındaki kaslarının hareket etmesiyle belli oluyordu.
"Şöyle söyleyeyim" duraksadı.
"Bunu... Gerçekten nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum. Size nasıl ifade edeceğimi de"
"N-nasıl yani? Ne demek istiyorsunuz Ahmet bey. Kötü birşey mi oldu?" babam da benim kadar şaşkın ve korku doluydu.
"Öncelikle sakin kalmanızı istiyorum" "Ne demek sakin kalın Ahmet abi? Ne oldu?" derin bir nefes aldı.
"Yaptığımız tedavinin karşılığını alamadık ve biliyorsunuz ki son çare de bu tedaviydi"
"Ne yani? Ş-şimdi ben ölecek miyim?" dedim panikle. Herkes çok kötü durumda gözüküyordu. O yüzden kendimi toparlamam lazımdı.
"Peki, ne kadar ömrüm kaldı?" bunu sormak zorundaydım.
"1 Ay'a yakın"
"Ne?!" ağzımdan tek kelime iki harf çıktı sadece. Herkes deliye dönmüştü. Onları nasıl sakinleştireceğim hakkında hiçbir fikrim yoktu. Çünkü kendimi toparlayamıyordum! Ne yapmam lazımdı? Ne demem gerekiyordu?
"Demet hanım!"
"Anne" annemin kalbi vardı!
"Sedye getirin" diye koridora bağırdı abim.
Sonrasında sedye geldi ve annemi bir odaya taşıyıp serum taktılar. Ben hâlâ olan biteni kavramaya çalışıyordum. Şimdi cidden ben... Ölecek miydim? Koca iki yıl savaştığım savaştan yenik mi düşecektim. Ben bu kadar güçsüz müydüm? Bu kadar kolay pes mi ediyordum? Onca yorgunluğum sadece ölmek için miydi? Ölmek İçin mi yaşamıştım yani?………
İlk bölüm nasıldııı?
Umarım beğenmişsinizdir
Yorum yapmayı ve ★'lamayı unutmayınn
ÖpüldünüzZzZz <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölmek İçin Yaşamak
Short StoryBir genç kızın ölmek için yaşadığı zamanı okuyacaksınız :)) Kısa ve güzel bir kitap olacak. Diğer okuduğunuz kitaplara benzemeyen, diğerlerinden farklı olan bir kitap okuyacaksınız :) ÖpüldünüzZzZz <3