tüm hisler, belli bir yerde toplanır

818 140 62
                                    

0.4

sıradanlıktan uzak o günün ardından bir türlü kendine gelememişti rüzgar. kelimelerini toparlayamamıştı. aklı hep gökyüzünü barındıran gözlerdeydi. apayrı hayran olmuştu onlara. elinde olsa hemen şimdi görmek isterdi.

beraber geçirdikleri bir kaç saat ardından ikisi de tekrar görüşmek istemişti. bu sebeple birbirlerine numaralarını vermişlerdi. her ne kadar az biraz mesajlaşsalarda aynı ortamı sağlamıyordu. rüzgar'ın morali de bu sebeple bozuktu. ve o her canı sıkkın olduğunda kütüphaneye giderdi.

işte bugünde öyle bir gündü. binlerce kitap arasından içine hoş gelen bir tanesini alıp rastgele bir masaya oturmuştu. dışarıda ki hafif sağanak yağmurun sesi kulaklarına dolarken keyifle gülümsedi. yağmurları severdi. bu senede sonbaharı iliklerine kadar yaşatan bir seneydi.

eline aldığı kitabı hafiften incelemeye başlamıştı. bilerek ince seçtiği kitap açık mavi kapağıyla dikkat çekiyordu. başlıkları gayet sıradan bir fontla yazılmış olması da onu minimal kılıyordu. ilk sayfalarından itibaren kendini içine çeken konusuyla şimdiden mayişmişti rüzgar. sarı saçlarını dağıtmış, kabanını üzerine sıkıca geçirmişti. soğuk hava ise burnunu hafiften kızartmıştı.

kitabın derinliklerine inerken etrafında ki çoğu şeyi unutmuştu farkında olmadan. omzuna değen ince parmaklarla kendine gelmişti. arkasını döndüğünde gökyüzünü barındıran gözlerin sahibini gördü, deniz'i. o an onun için elinde tuttuğu kitaptan daha güzel olan tek şey karşısında duran güzel gülümsemeye sahip adamdı.

içten bir şekilde gülümseyip sarı saçlının yanına oturdu. onunda elinde bir kitap vardı. üzerini sade çiçekler ve eriyen saatler süslüyordu. rüzgar bir an kadere inandı. bir an tüm bunların gerçekten tesadüf olamayacağını düşündü. öyle olsun istedi çünkü.

ikili çok konuşmadı bu sefer. ikisi de kitaplarına gömülmüştü, en azından deniz öyle sanıyordu. oysa rüzgar gözünü deniz'den alabilseydi kitaba bakabilirdi. tüm konuyu ve cümleleri unutmuş, düşüncelerini sky istila etmişti. memnundu bu durumdan.

dakikalarca, belki saatlerce oturup karşısında ki izlemişti. geç olmuştu ve hem deniz hem de rüzgar hemen çıkmazlarsa geç olacaktı. ilk hareketi yine deniz yapmıştı. ayağa kalkıp rüzgar'a harika bir gülümseme hediye ettikten sonra hemen gitmezse havanın kararacağini söylemişti. rüzgar buna katılıyordu.

ne yazık ki rüzgar mükemmel biri değildi. bir arabası yoktu, veya lüks eşyaları. oysa o da isterdi deniz'i evine kadar bırakmak. ayrıca onun da işine gelirdi. yine de yapamadı. yavaş yavaş deniz'in ayrılışını izledi.

deniz'in ardından rüzgar da yavaştan metroya doğru yürümeye başladı.

-

somut rüyalar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin