Yağmur tüm şiddetini artırmasına rağmen genç kız ağacın gölgesinde oturmuş yağan yağmura aldırmadan yarım kalan kitabını okumaya devam ediyordu.
Yağmurun havaya bıraktığı koku ile birlikte gelen toprak kokusu kızın burnuna sinmişti.
Yağmurlu havaları severdi , ve özellikle de dindikten sonra ki bıraktığı kokuyu...
Havada yayılan bu güzel toprak kokusunu içine çekti genç kız. Yüzünde bir tebessüm belirdi.
Kitaplarıyla birlikte tek başına , ağacın altında gökyüzüne bakarken çok mutluydu . Gözleri gece ' yi andırıyordu.
Gökyüzü siyaha bürünmeden önce ki maviydi gözleri...
Ve şu an o gözler , gökyüzüne değil, başkasına bakıyordu istemsizce.
Yüzünde oluşan o gülümseme aniden kaybolmuştu.
Abisinin başında dikilmesiyle birlikte kitabın kapağını istemsizce kapadı.
" Dışarıda yağmur yağıyor , üşüteceksin."
Kız cevap vermedi.
" Akira annem çağırıyor. "
Kendi kendine söylendi genç çocuk.
" Ah senin bu kitap aşkın bir gün bizi öldürecek . " Dedi ardından kıza baktı gelmeye niyeti yoktu." Burada yalnız kalmak istiyorum. En azından burada özgürüm." Dedi ellerini gökyüzüne uzatarak.
Daha sonra kitabını yerden kaldırdı.
Abisi anlayışla karşılayarak başını salladı. Ve sonra kızı kolundan tutarak eve doğru sürükledi.
Kızın üstü başı sırılsıklam olmuştu. Eve girince annesi kapıda dikilmişti. Kızı ' nın halini görünce endişelenmişti.
" Ben özür dilerim."
Dedi Akira ıslanmış kıyafetlerini bir kenara atarken.Fakat gözleri hiç özür diler gibi değildi. Aksine bunu yaptığı için ayrı bir mutluluk duyuyordu.
" Hasta olursan karışmam Akira." Dedi annesi geçmesine izin vererek.
Onu bu halde görmeye alışmış olmasına rağmen son zamanlarda kızı için endişeleniyordu. Kendini tamamen kitaplara teslim etmiş, gerçek dünyadan çekilmişti.Kim bu dünyada yaşamaktan zevk alırdı ki zaten?
Daha sonra kız odasına çekildi ve üzerine kuru kıyafetlerini geçirdi.
Omzuna damlayan ıslak saçlarını topladı. Süvaterini geçirip bacaklarını saran taytını geçirdi.
Kız tekrar annesine söylendi ve büyük bir hüzünle ıslanmış kitaplarına baktı. Kurulayıp sabah güneşine bırakacaktı.
" Surların sırrı " adlı kitabını binlerce dolu olan kitabının arasına koydu. Hepsini okumuştu. Şimdi de sıra yeni kitaplar keşfetmekti.
Gülümseyip yerine oturdu ve yağan yağmurun bıraktığı sesi dinledi.
Ah , yağmur sesi çok dinlendirici diye düşündü. Ve kendini yağan yağmur sesine kilitledi." Yarın kitaba devam edeceğim." Diye söylenerek kendini teselli etmeye çalıştı. Belki de bir daha kitap okunacak en iyi yer uzun zamandan beri gitmediği kütüphane olacaktı.
Kapının çalmasıyla irkilen Akira , anında ayaklandı. Gelen abisiydi.
" Akira aşağı gelir misin?"
Kız başını sallayarak,
" Neden ki?" Dedi." Babam sana birşey verecekmiş." . Ve demesiyle genç kız heyecanlandı.
" Tamam geliyorum." Dedi ve ardından kapı kapandı. Acaba babası ne verecekti? Genellikle kitap verirdi sevdiği için. Ama şimdi , içini nedensizce bir heyecan kaplamıştı.
Büyük bir heyecanla ahşap merdivenlerden aşağı indi ve babasının gülen yüzü onu karşıladı. Annesi mutfakta yemek yaparken abisi babasının yanına çömelmiş kızı bekliyordu.
" Akira, " dedi sözünün ardında bir hüzün kaplıydı. Ve kız anlamıştı. Birşeyi açıklamak istiyordu. Kızın narin ellerini tuttu.
Ve kızın eline soğuk zincir parçası değdi. Ucunda bir hilal duruyordu. Ve daha sonra eline siyah derinin verdiği sıcaklık değdiğinde ne olduğunu anlamadı.
" Baba, bunlar ne ?" Dedi kız, anlam verememişti.
" Bu kolye senin daima zarif ve kibar olman ve insanlara tıpkı ay gibi en karanlık zamanlarda yol göstermen, onlara ışık olman için."
Ne kadar da anlamlı diye düşündü Akira. Babasının bu verdiği hediyenin böylesine anlamlı olması onu derinden etkilemişti.
" Peki ya diğeri?"
Dedi kız siyah dövüş eldiveni göstererek . Eldiveni elini güzelce sarmıştı."Bu da , senin her zaman güçlü olman ve savaşmaktan vazgeçmemen için."
Dedi ama hâlâ Akira' nın şaşkın bakışları geçmemişti." Peki hepsi ne için, neden şimdi ve neden bunlar?"
Sorgulayıcı bakışları babasını hedef almıştı.
" Akira... Uzun zamandır istiyordun biliyorum. "
" Neyi istiyordum?"
Babası kağıt parçasını kızına vererek okumasını söyledi.
Bu bir zarftı .
Kız satırları okuduktan sonra hayretler içerisinde bir çığlık attı. O hariç herkes sakindi. Ve gözlerinin içinde büyük bir hüzün gizliydi.
Satırların gerçek olduğuna anlam veremeden evi terk etti. Ve büyük hasretle beklediği yağmur sularına bıraktı kendini.
Kaçmak istediği dünya , onun ayağına gelmişti.
Ne kadar onlardan korksa da aynı zamanda bir o kadar güzeldi.
Yürürken tekrar aklına o cümleler geldi ;" Akira Kawasaki , askeri inzibat' a kabul edildin. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐄𝐫𝐞𝐧 𝐉𝐞𝐚𝐠𝐞𝐫 » 𝐅𝐫𝐞𝐞𝐝𝐨𝐦 𝐀𝐰𝐚𝐢𝐭𝐬 •
Fanfiction". Özgürlük , damarlarında akıyor Eren Jeager." " İstediğin özgürlük bu mu , söyle!" " Bile bile hata yapmak mı , Arkadaşlarının ne düşündüklerini umursamadan kalplerini kırmak ve özgürlük için binlerce masum cana kıymak mı? söyle Eren ! Eğer is...