𝐄𝐫𝐞𝐧 𝐉𝐞𝐚𝐠𝐞𝐫 » 𝐅𝐫𝐞𝐞𝐝𝐨𝐦 𝐀𝐰𝐚𝐢𝐭𝐬 •

絶望

𝐃𝐄𝐒𝐏𝐀İ𝐑;

𝘁𝗵𝗲 𝗰𝗼𝗺𝗽𝗹𝗲𝘁𝗲 𝗹𝗼𝘀𝘀 𝗼𝗿 𝗮𝗯𝘀𝗲𝗻𝗰𝗲 𝗼𝗳 𝗵𝗼𝗽𝗲.

Umudun olmadığı bir yerde çöküş başlamıştır . Çok sonra çaresizlik , yalnızlık ve "acı " gelir.

"The world is merciless, and it's also very beautiful. " 

"Even in moments of the deepest despair...I guess we can still find hope, huh?"

Bu hikayede anlatmak istediğim karakterin duygusal bir çöküşün içine girmesiydi. Duygular insanı zayıf mı kılardı yoksa güçlü mü olurdu ?

Akira ;

The light coming from sun", "sunlight and moonlight", "bright", "intelligent", "wisdom" or "truth". 

" bir - "

" İki - "

" Üç , "

" burada da yoklar . "
Hızlı adımlarla kızın yanına çömeldi.

" MİKASA!"

Sessiz koridorlar , kızın çığlıklarıyla yankılanıyordu.

" Her yere baktığına emin misin ?!"

Her zaman ki soğukkanlılıkla sordu , her ne kadar belli etmese de sesi titremişti.

" Gitmiş - "

" Gitmişler ."

Dizlerinin üzerine düştü, Akira , son anına kadar onları aramış , ama bulamamıştı.

" Eren ..."

Mırıldandı hüzünle dudaklarında Mikasa.

Sevdiği çocuk , artık yoktu.

Üç yıl sonra...
Bir zamanlar tanıdığı aptal çocuk , artık Marleyin korkulu rüyası haline gelmişti.

" Paradis ' in şeytanı Eren Jeager."
Burada bu adla anılıyordu.

Aklında ki dehşet veren insanlığın sonunu getirme düşünceleri , yakında gerçekleşecek gibiydi.

Yeşil gözlerinin ardında görebiliyordu artık , saf masumiyeti ardına sakladığı    çaresizliğe bırakmıştı kendini...

Biliyordu , o bu planları yapmak istemiyordu. Sadece zorlanmıştı.  Bilmediği birşeyler vardı.  Biliyordu kız , o tanıdığı Eren Jaeger dı. Ve öyle olması gerekiyordu. Belki de sadece kendini buna inandırmak istiyordu.

Onu bulmak için üç yıl uğraşmıştılar , kaçırılmıştı ve belki de şimdiye öldürülmüştü. Son zamanlarda Marley de adı,  birkaç  söylentilerden  duyuluyordu.

Dar sokağın hemen başında duran eski bir bar yerine rastladı , birkaç gündür aralıksız yürüyordu , birkaç yudum soğuk bira iyi gelebilirdi.Rustik kapıyı araladı ve köşede duran boş sandalyeye oturdu. Etraf kalabalıktı , Marleyliler genellikle zamanlarının yarısını buralarda geçiriyorlardı. 

Gelen büyük bira şişesini kafasına dikti kız.  İnsanların konuştukları duyulabiliyordu buradan .

" Paradis 'in şeytanına yarın gerçekten bunu yapacaklar mı ?" 

sesler...

planladıkları şey de neydi ?

Masaya oturmuş hararetle konuşuyor ,  her iki cümlesinden birinde onun adını geçiren adam gözlerini kendisinin yakasına asılmış olan genç kıza bakıyordu .