klaus bir süre sonra gülmeye başladı.
''ah anladım, sen marcel'in sinirimi bozması için gönderdiğin birisin değil mi?''
beni bıraktı ve omuz silkti.
'' ama ben klaus mikaelsonum aşkım, beni kandıramazsın.'' dedi.
beni öldürmesine gerek kalmadan ben ölecektim.. gözleri çok güzeldi be.
''hep seni böyle düşünüyordum. Meşhur klaus mikaelson olarak değilde kendin olarak. Kendi farklılığın ile. Kokun bile özel. ''dedim büyülenmiş edayla.
Adlandıramadığım bir ifade ile bakmaya başladı.
''Marcel'e söyle evimi ondan alacağım!'' dedi sertçe.
sonra devam etti. '' ve sana gelirsek gözüm üstünde, adın ne?'' dedi.
gülümsedim. ''adımı asla unutmazsın şimdi. en azından bunu başardım. Phoebe adım. Seni ilk gördüğümde kötü olduğun için sevmemiştim. Ama sonradan çok değiştin, keşke o döneme gelseydim.. bence yinede iyi olabilirsin ama..'' dedim.
''Bir insandan tavsiye alacak değilim. Şimdi gitmene izin veriyorum, belki bu savaşta işime yararsın.'' dedi küçümseyerek.
off. bu klaus çok zordu. Hem de çok.
kenara çekilince ,'' tamam gideceğim. Ama sana bir kere sarılabilir miyim? lütfen lütfen'' dedim.
duygularını gizlese de saf şaşkınlığı gizleyemedi. ''neden?'' dedi. Bu çok acı değil miydi?
''nasıl bir duygu merak ediyorum.'' biraz dursa da,'' eh tamam kısa sürsün'' dedi geveleyerek.
sarıldım, hem de yıllar sonra annesini bulan çocuk gibi.
burada ölsem ve sadece bu anı yaşasam şikayet etmezdim.
mutluluğun somut kavramı ile sarılıyordum adeta. Böyle bir his olamazdı.
sonra benim kafayı yiyeceğim bir şeyi yaptı
o da bana sarıldı
BANA SARILDI
sanki uzaydaymışız da zaman kavramı sonsuzlukla çarpılıyor gibiydi
biraz sonra geri çekildim. Şansımı zorlamak istemezdim.
istemeden,''keşke hep görebilsem seni,'' dedim
göz kırptı ve ''görüşeceğiz phoebe,'' diyere vampir hızıyla gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Denizaltı
FanfictionSaçma hayatım dersem klasik ergenler gibi görünürüm, değil mi? Ergendim ama klasik değildim. Ah! kimi kandırıyorum ki? tabii ki klasiğim. En azından şimdiye kadar hayalini kurduğum hiç bir şeyi yapamadım. Yapamamıştım ve hiç yapamayacağımı sanmış...