1/

1.7K 74 85
                                    


Okuldan çıkıp iş yerine gidip eve gelmek bilmem kaçıncı kez bu rutini tekrarlamam. Yine bir okul çıkışı iş yerime yani çalıştığım bir kafeye gittim. Kafeye gittiğimde üzerimdeki soğuk bakışları hissettim, aynı durumdu insanların benden hoşlanmaması gereksiz biri olduğumu söylemelerinden bıkmıştım.

"Bugün erken gelmişsin ne oldu git üstünü değiştir iyi oldu erken gelmen."

Kafenin 2. patronu Levi birincisi Erwin. İkiside bana kötü davranıyor doğru yaptığım şeylere bana kızıyordu. Üsütümü değiştirip kafeye gelen insanlarla uğraşmak için masalara doğru gittim. Kafe baya kalabalıktı, gerçi burası Tokyonun en ünlü kafesiydi. Bir kız ve yanında sevgilisi ile geldi.

"Merhaba efendim hoş geldiniz."

"Merhaba ben bir kahve alayım."

"Sevgiliniz ne istiyor."

"Ah o benim sevgilim değil kardeşim, eren sen ne istiyorsun."

Gözleri bana döndü, biraz beni süzdükten sonra cevap verdi.

"Çay, kış çayı."

En sevdiği çay kış çayımıydı benimde en sevdiğim çay o.

"Tamam efendim."

Siparişlerini alır almaz mutfağa gittim. Kahve ve çay hazır olduktan sonra  müşterilere vermeye gittim. Eren denilen çocuğun  gözleri hep üzerimdeydi. Takmadan bir diğer müşterilerin yanına gittim. Onların siparişlerini aldıktan sonra yine mutfağa gittim. 

"Efendim çayınız."

Adam çaydan bir yudum aldı yüzünü buruşturdu sonra sinirli bir şekilde bana döndü ayağa kalktı.

"Ben sana şekerli dedim bu çay şekersiz seni aptal, böyle çalışan burada ne iş yapıyor."

"Efendim buna siz kara veremezsiniz."

Adam bunu dememle iyicene sinirlenmiş elindeki sıcak çayı üzerime döktü. Boynuma gelen sıcaklık ile bir çığlık atmıştım. Patron geldiğinde sinirli adamı dinliyordu, Patron adamlardan kaç defa özür diledi bilmiyorum, adam kafeden çıkıp gittiğinde patron bana döndü. Baya sinirliydi ben ise bir çocuk edasıyla ağlarken patron elini kaldırıp tam bana vuracakken biri durdurmuştu. Eren denilen çocuk.

"Bir kadına el kaldıramazsın, bir iş patronu olsanda ondan büyük olsanda, kafenizde berbatlar içerisinde çaylarınız hiç güzel değil, yürü  Mikasa gidiyoruz."

Mikasa denilen kızı ve beni alıp kafeden çıktı. Hava karlıydı ve benim üzerimde incecik şeyler vardı. Üşüyordum, fark etmiş olacakki üzerindeki montunu çıkarıp bana verdi.

"Ama s-"

"Ben üşümem."

Boynumdaki yanık  sızlıyordu. Dağların içindeki bir uçuruma doğru gittik. Bu uçurumu biliyordum...hergün gelip intihar etmeyi düşündüğüm ve burada gördüğüm kocaman bir yaratıktan sonra gelmediğim yer.

"Buradan gidelim...burada kocaman bir dev var."

"Oradaki dev bendim, Buraya geldiğin ilk gün seni şuradaki evden gördüm, fazlasıyla ağlamıştın en son uçuruma geldiğinde senin ölmemeni düşünüp seni korkutup kaçırmak istedim."

"Neden, benim gibi bir gereksizi ne yapıcaklar."

"Bak seni bir aydır takip ediyordum ve işindeki başarın okulundaki başarın ve ailenin seni sevmese bile onlar için yaptığın bütün iyilikleri."

"Bunları kimden biliyorsun."

"Armin diye bir çocuktan, kendisi seni biliyor okulda sınıf arkadaşınmış bana herşeyini anlattı."

"Beni bırakırmısınız gitmem lazım yoksa beni işten ata-"

"Atarlarsa atsınlar. senden önemli değil."

"Sen...şimdi....deve dönüşebiliyormusun ?."

"Evet."

"Zarar ver-"

"Kimseye zararı yok, zarar verseydi ilk bana verirdi."

"Ah ta- ahg boynum."

"İyi misin?"

Yüzünde bir mimik bile yoktu sanki  duygusuzca söylemişti dediklerini. Bu galiba benim içinbir başlangıçtı. Hayatıma sıfırdan başlamış, yeni doğmuş bir bebek gibi. Ben başlangıcıma geri döndüm. Bu sefer tek değildim iki kişi daha vardı...

Eren

Mikasa

.............................

-------------------------------------------------------------------------------

Yeni bir ficle karşınızdayım Deli gibi iki tane eren x reader yönetip araya birde porcoyu yönetme hissi geliyordu haftada üçgün onlara bölüm yazma gibi aklımda bir sürü şey var ama şimdi değil.

Oylamayı unutmayın 

Ayrıca burada oturduğum yerde kar yağıyor ve teraf mükemmel karpostallık bir görüntü veriyor hoş.

Hoşçakalın...

Uçurumdaki dev-Eren jeager x Rosie(Okuyucu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin