Düşünürdüm bazen benim evim varmı diye.
Benim bir evim varmıydı ? Ah evet vardı diye düşünürdüm önceden annem ve babam benim evim derdim ama onlar öyle yapmadı. Bir kaç kez sokakta yattım, bir çok kez eve alınmadım. Bu hayatta bana yer yoktu.
Gözlerimi yavaşça açtığımda beyaz bir tavan vardı ilk önce evim zannetmiştim ama değildi küçük bir oda ve karşı koltukta oturan üç kişi gördüm. Armin beni görünce ayağa kalkıp yanıma geldi.
"Tanrıya şükür Rosie uyandın."
"Hey nerdeyim ben."
"Hastanedesin Rosie merak etme seni Eren getirdi."
Kapıdan içeri önlüklü biri girdi.
"Merhaba Rosie baya büyümüşsün."
"Siz beni nereden tanıyorsunuz."
"Annenin doğumunu ben yaptım."
"Aileme beni alması için yalan atan sizdiniz değilmi."
"Evet, işe yaramamış galiba."
"Evet, hayatımda binlerce kez dışarıda yatmışımdır."
"İşte bu yüzden çok çabucak nezle kapıyorsun."
"Bir şeyi yok yani."
"Ah evet hanımefendi bir şeyi yok. Bu yüzden taburcusunuz çıkabilirsiniz."
"Teşekkür ederim."
"Ne demek."
Doktor ne diyeceğimi anlamış gibi cevaplamıştı. O sırada Mikasa ise bana mont giydiriyordu. Ne kadar iyiler onlar olmasaydı belki patrondan dayak yeyip ailemin bana kızıp dışarıda yatma sonucu olabilirdi. Onlar beni korudu, beni sevdiler diyemem.
GECE-EREN-
Sıkıntıyla ayağa kalkıp ormana doğru yol aldım, Burada küçüklüğümüzden beri kalıyorduk. Filmlerdeki insanlar gibi bu ormandaki hayvanlar bana zarar vermiyordu. Avcılardan onları koruyorum onlarda beni koruyordu, arkadaşlık gibi bir şeydi.
ROSİE
Yataktan kalkıp mutfağa gittiğimde Erenin kapısı açıktı, odaya baktığımda Eren yoktu, evin her yerini aradım ama yinede yoktu. Evin arka kapısı açıktı, açıkçası endişelenmiştim çünkü o beni korumuştu.
Ormanın derinliklerine giderken her yer daha karanlık oluyordu, İstemsizce küçükken arkadaşlarımın beni korkutması için anlattıkları efsaneler geliyordu. Her birinden korkuyordum.
Nereye doğru gittiğimide bilmiyordum, En sonda ağaçların arasından bir ses duyduğumda arkamı döndüm. Beynimin bana yaptığı oyunlardan biriydi bu, orada biri vardı.
Ellerimle ağzımı kapatıp yere diz çöktüm ve sessizce ağlamaya başladım. Karanlık şey gitgide yaklaşıyordu bana, yaklaştıkça yüzü belirgin oluyordu. Bu Erendi.
EREN
Ayak sesleri geliyordu, yönümü değiştirdim ve kişinin arkasından bakmaya devam ettim. Giydikleri tanıdık geliyordu. Biraz daha yürüdüm. Kız bana doğru dönünce tanımıştım, boynundaki yanıktan.
Beni gördüğü an eliyle ağzını kapatıp yere çöktü ve ağlamaya başladı. Rosieydi bu yanına gittiğimde daha çok ağlıyor ve hıçkırıyordu. Yanına gittiğimde beni görünce ayağa kalkıp bana sarıldı. Şaşırdım oldukça.
Mikasadan başka kimse sarılmıyordu bana. Rosie sarılınca bir anda farklı hissetmiştim kendimi, yavaşça kollarımı incecik olan beline doladım. İçimde ona karşı bütün duygular karışmaya başladı.
Fazlasıyla huzur veriyordu, kafasını kaldırıp bana baktı.
"E-eren ben s-sen evde o-olmayınca m-merak ettim özür d-dilerim."
"Özür dilemene gerek yok, ben özür dilerim seni korkuttum."
Benden ayrılınca huzur geri gitmişti. İçimdeki Güneş gitmiş Yerine kara bulutlar gelmişti. Evin arka kapısından içeri girdiğimizde Mikasa ve Armin endişeyle olduğumuz yere geldi.
"Siz neredeydiniz, Rosie iyimisin, Eren ne oldu."
"Bir şeyi yok Mikasa korkmuş."
"Gelmenizde bir şey, belki kaybedebilirdik sizi."
"Siz yatın bende Rosieyi yatırayım."
"Tamam."
"İyi geceler o zaman herkese."
Rosieyi odasına götürdüm ve yatağa bıraktım. Odadaki sandelyeden birine oturup uyumaya çalıştım.
Kahretsin olmuyordu. Rosieye baktım ilk önce yanında yatmayı düşündüm ama ya yanlış anlarsa.
Anlayacak birisine benzemiyor ama, yatağın bir köşesine doğruldum ve uyumaya başladım.
.............................
--------------------------------------------------------------------------------------------------------
Selamlarr şarkı uyumsuz olabilir
Oylamayı unutmayın...
Hoşçakalın..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uçurumdaki dev-Eren jeager x Rosie(Okuyucu)
FanfictionUçurumda gördüğü bir deve aşık olacağını düşünmezdi bir insan. Ama o düşünmüştü. Ölmeyi bir kenara atıp onunla birlikte yaşamaya söz vermişti genç kız