I FOUND MY TRUE SELF İN YOU-TAEKOOK

İnanmadığım gerçeğin yüzüme vuruşu

🕸Merhabalar 🕸

Buraya başladığınız tarihi yazabilirsiniz

Umarım beraber eğlenir ve aksiyonun tadını çıkarırız😁🖤

-/İşte başlıyoruz...-/

Biz maceraya düşkün dört yakın arkadaş. Sürüden beş yıl önce ayrılmış, kendimizi daha mutlu hissedeceğimiz hayalimize doğru adım adım ilerliyorduk. Yeni rotamız olan kimsenin yaşamadığı büyük bir şatoyu gözümüze kestirmiş, oraya girmek için günlerce plan hazırlamıştık.

Vakti gelmişti, planımızı eksiksiz hazırlamıştık. En önemlisi önümüze çıkacak engellere karşı hazırlık olmaktı, bunun için gereken eşyaları kulübemizde beraberce  hazırladık.

Bu küçük ekipte baskın delta olduğum için sözümü herkes dikkatle dinlerdi. Jimin ve Hyunjin baskın alfa, Hoseok ise dominant bir omegaydı. Hepimiz bir olduğumuzda gücümüzün sınırı olmuyordu.

Kızgınlığa girdiğimiz zamanlarda ise herkesi kendine ait yer altı odacıklarına kilitleyip, kızgınlığı bitene kadar o kişiyi bekliyor, o sırada ise yeni fikirler üretiyorduk. Bunu bile düşünmemizin sebebi..evet arkadaşlarımın ruh eşi olayına inanmasından dolayıydı. Bu bana ne kadar mantıksız gelsede, birbirimize karşı bu önemli anda bir şey beslemeyi ve yardım etmeyi doğru bulmamıştık.

Hepimizin türünün farklılığı ve yaşadığımız o kızgınlık zamanının uyumsuz olduğu zamanlar oluyordu. Hatırlıyorumda dördümüzün aynı anda kızgınlık geçirdiği zaman odacıklara girene kadar, etrafta yaydığımız dört farklı ağır koku yüzünden bayılma derecesine bile gelmiştik. Bir daha yaşanmasını istemeyeceğim bir olay..felaket. Ama ne olursa olsun geçen beş yılda hepimiz birbirimizi daha yakından tanıyıp, samimiyetimizi daha da güçlendirmiştik.

Şimdi ise yeni, aksiyonlu hedefimize başlama zamanıydı. "Evet arkadaşlar onca yere girip çıktık ve artık bizim için en zor olan kısma geldik. Kimsenin giremediği, yanından bile geçemediği o devasa şatoya giriş yapacağız. Burada normal olmayan ve gerçekten önemli olan bir şeyler var hepimiz hissediyoruz. Her neyse bütün olacak şeylere varız değil mi arkadaşlar?" diye bağırıp gelecek o coşkulu tepkiyi bekliyordum, ancak düşündüğüm gibi olmadı. Hepsinin yüzü asık ve anlamsızca bana bakıyorlardı.

Sonunda Jimin söze atıldı. "Jungkook biliyorsun ki macerayı ve gerilimi çok severiz, ama orada başımıza bir şey gelmez değil mi? canım kıymetlidir benim. Kurdum benden bıkmış gibi kafamda dönüp dolanıyor, nedeni daha fazla beklememizi istememesi. Baskın olması dış görünüşümede etki etseydi keşke."dediği an istemsizce bi kıkırtı çıkarttım.

Tam ağzımı açacakken "Onca yere gittik oralardada kimsenin gitmediği ve geri dönemezsiniz diyen topluluğun dediklerini boşa çıkardığımızı ne çabuk unuttun? Bak halen yaşıyoruz Jimin korkma, sen baskın bir alfasın dış görünüşün bu gerçeği değiştirmez. Eğlenmene ve anın tadını çıkarmaya bak" dedi Hoseok.

Dediğine katılıp gülümsedim. Benimle aynı fikirde olan biri, işte böyle birbirimize gaz veriyorduk her seferinde, ardından Hyunjin;

"Bakın biliyorsunuz beni, ne kadar korksamda geri çekilmem bırakmam sizi."

"Biliyoruz Hyunjin biz dördümüz herşeyin üstesinden geliriz değil mi?"dediğim an hepsi bir ağızdan "evet" diye bağırdılar ve sarılıp içinde her türlü araç-gereç bulunan çantaları sırtımıza takıp şatoya doğru uzanan patikaya doğru ilerlemeye başladık.

Aksiyon olsun diye gecenin bir vakti çıkmamız dışında bir sorun görmüyordum. Kendimden bu kadar emin olmamın sebebi türüm ve kurdumla olan güzel iletişimim sayesindeydi. Baskın deltaların genel olarak hükmetme gibi bir özelliği olduğu için, vahşi alfalara denk geldiğimizde feromonlarımı yaymamla hepsinin geri çekilmesini sağlamam bu kadar basit oluyordu. Tabikide feromonlarım işe yaramadığı zamanlar oluyordu. Benim türümden olan bir sürü lideri himayesi altına aldığı alfalara sadece kendi emirlerini verebildiği için, benim feromonlarımın hiç bir etkisi kalmıyor ve dördümüz bu sefer birleşip güçlü yapımızdan ve dövüşebildiğimiz gerçeğiyle onlara karşı savunma yaparak, ortadan kaldırabiliyorduk.