Tekrardan selamlar
Umarım bölüm hoşunuza gider çok fazla uzatmadan-İşte başlıyoruz-
Tesadüf anlamsız bir kelimedir. Hiç bir şey sebepsiz var olamaz.
Voltaire
.
Kurdum o sıra bu yaptığına iki katı sinirlenmiş, önündekinin kim olduğunu unutur gibi tek hamlede yüzüne pençe atan kurtla yerlerini değiştirdi. Kendine verilen hasarın aynısını ona da verdi. Sonra üstünden kalkıp bir adım geri çekilip kendi bedenimi bana bıraktı. Ayaktaydım, önümdeki kurdun mavi gözlerine sinirle bakıyordum. Kurdum bir köşeye çekilmişti, üzgün hissediyordu. Onu anlıyordum ruh eşinin ona kıyamayacağını düşünmüştü ama işler hiçte istediği gibi gitmemişti. Önümdeki kurtta hiç bir tepki vermeyip kendini sahibine bıraktı.Şimdi ise kurtlarımız değil biz birbirimizin karşısındaydık. Neden böyle davrandığını öğrenmek istiyordum. Jimin bir alfa olmasına rağmen ruh eşinin üzerine atlamıştı ve kendisine karşı sunulan şefkatli bakışlara şahit olmuştum. Bizim ise bu şekil olmamız, hiç normal değildi. Kurdum ruh eşini buldu diye rahat etmesi gerekirken, hem ona ihtiyaç duyuyor, hem de yanında istemiyordu.
Önümdeki adamın yeşil gözlerine sinirli bir şekilde bakıp, aklımda ki bu karmaşaya bir son verecektim.
"Sen..kurdumun eşisin, neden öyle bir şey yaptın!?"
Yeşil gözleri birden büyüdü ve beni kolumdan tutup sürükleyip ağzımı kapattı. Aniden duvara değen bedenim belimdeki sızıyla ve ağzımın üzerindeki o hoş kokuya sahip adamın elleriyle köşeye sıkıştım. Tekrardan gözlerimi gözlerine diktim. Kendimi bu konumda güçsüz göstermeyecektim, göstermem imkansızdı ancak ona zarar veremezdim.
"Kes sesini! Bu bilgiyi birine söylersen ruh eşi falan anlamam alırım burada canını!" Kısık ve sinirli sesiyle kulağıma doğru eğilip konuştu.
Söylediği şeyle kendimi daha fazla tutamayıp, yerlerimizi değiştirip bu sefer ben konuşmaya başladım."Sen dediklerinin sorumluluğunu alacak mısın? Kurduma böyle hissettireceksen, şimdi canımı al. Ha bu arada senin kabullenip kabullenmem beni ilgilendirmiyor sonuçta ikimizde birbirimizi istemiyoruz. Kurdumun ruh eşisin benim değil(!) kurduma böyle hissettirmeye hakkın yok."
Gözleri bir yeşil bir mavi oluyordu. Kurduyla karmaşa içerisinde olduğunu görsemde sessizce cevabını bekledim, ellerimin arasında sıkışmış omeganın. Bir omeganın nazik ve sadık olması gerekirken bana karşı böyle yapabilmesi inanılır gibi değildi. Kısık sesle kulağıma eğilip,
"Biliyorum senin değil de kurtlarımızın eş olduğunu, ancak buradaki kimsenin bilmemesi gerekiyor anlıyor musun. Yıllarca varlığından korktuğum şeyin karşıma birden çıkması iyi hissettirmiyor. Ben bunu kabul edene kadar kimseye bir şey söylemeyeceksin(!) kurdum bana sadık olduğu için ne kadar kurdunu istesede, ben istemeden o da bir şey yapmayacaktır."
Aramıza mesafe koyup " Kurdunun seni dinleyeceğini düşünüyorsan, yanılıyorsun. Bundan sonra ne olacağının bilgisinde bile değilken bu kadar kendinden emin konuşman.. komik." Önümdeki yeşil gözlü adam bulduğu boşluktan tam bana doğru bir adım atacaktı ki, arkadaşlarımın benim ismimi seslendiğini duydum.
"Göreceğiz Jungkook(!)" deyip hızlıca yanımdan ayrıldı.
Onun gitmesinden iki dakika sonra arkadaşlarım yanıma geldi.
"İyi misin Jungkook?" Diye endişeli bir sesle konuşan Hyunjin sayesinde en son ne olduğunu hatırlamıştım.
"İyiyim Hyunjin siz nasılsınız? Arkada bir sürü adamla tek bıraktım sizi üzgünüm."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I FOUND MY TRUE SELF İN YOU-TAEKOOK
Acción{omegaverse} Dört yakın arkadaşın hayallerini yaşamak için sürüden ayrılmaları ve en son rotaları olan kimsesiz şatoya girdikten sonra yaşadıkları olay. Hiç tahmin edemeyecekleri şeyin başlarına gelmesinden dolayı, yaşadıkları onca olaya ve duyguya...