-shinso's pov-
Yuuei'ye geldim geleli, A şubesi öğrencilerini hiç sevmezdim. Hagakure ve Momo dışında tabii. Ben kendi kabuğumdayken; onlar bana gerçek hayatı, sözlerle anlatmak yerine benimle beraber yaşadılar.
Beraber çok zaman geçirmişiz gibi hissediyordum, şu an n'aptığımızı kavrayınca. Çünkü farkındaydım, farkındaydık. Böyle bitecekti ya, emindik. Yaşıyorduk işte sadece. Birbirimizi tanıdığımızdan beri hayatı her hâliyle yaşıyorduk. Sadece eğlenmemiştik yani. Birbirimize sarılıp ağladığımız, birbirimize nefretle baktığımız, çocukça kavgalar edip şakalaştığımız, kafayı bulup deli gibi kahkaha attığımız gecenin sonunda da beraberdik.
Ama şöyle bir bakınca emin olun uzun bir süre değildi. Su gibi akıp giden, dile kolay 10 aydı. Oysaki bu sürede birçok şey öğrenmiştik. Ânı yaşamayı öğrenmiştik mesela. Nasıl mı? Ne bileyim işte; üzüldüğümüzde hıçkıra hıçkıra ağlayabilirdik veya mutlu olduğumuz her an deli gibi kahkaha atabilirdik, nefret ettiğimiz kişiye ana bacı sövedebilirdik. Gerçekten; gelecek miydik bir daha, dünyaya? Bu düşünceyle her şeyi yapabilirdik yani.
Ama biz pişman olacağımız şeyler yapmazdık, sevmezdik o duyguyu. Pişman olmak, vicdan azabı çekmek gibi şeyler uzaktı bize. Özgünlüklerini sildiğimiz öğrenciler de umrumuzda değildi, birbirimiz hâricinde kimseyi sevmezdik de.
Tıpkı şu an olduğu gibi, eğlenmeyi severdik. Momo'nun varlıklı ailesi sayesinde altımızda ki cybertruck ile oldukça hızlı bir şekilde ilerliyorduk. Deli gibi eğlenebileceğimiz şarkıları son ses dinliyorduk. Peşimizde birçok kahraman ve polis olduğundan da emindik. Biliyorduk zaten; son saatlerimiz, belki de son dakikalarımızdı. Dertsiz, tasasız ve suçsuz gibi hissediyorduk, hiçbirini biz yapmamışız gibi.
Hagakure özgünlüğünü silmişti, güzel kızmış bunu fark etmiştim. Takılmadım çok tabii. Etrafta, son model son hız ilerleyen bir araç görürseniz heh evet işte o muhtemelen bizizdir. Çok da hızlıydık ki nereye sürdüğümü bile bilmiyordum, e hâliyle onlar da bilmiyordular ama hâllerinden oldukça memnundular.
Son ânlarımızda neden eğleniyorduk bilmiyorduk üçümüz de. Başka duygu yokmuş gibiydi ama vardı. Ne kadar eğlensek de arabada kasvetli bir hava vardı bunu da inkâr edemezdik hiçbirimiz. Ve bir saniye evet, arabayı neden ben kullanıyorum lan diye düşündüm bir ân, sonra birbirimize bakıp büyük bir kahkaha patlattık.
Ve gelmiştik sanırım, ilerideki uçurumu görüyorduk hepimiz. Birbirimize son kez bakıp:
+ Sizi seviyorum çocuklar hüüğ.
- Vay be, buraya kadarmış he?
+ O zaman diğer tarafta görüşmek üzere.
Diye bir şeyler söyleyip söz vermiştik. Ardından gazı köklemiştim zaten. Teşekkürler diye mırıldandım içimden ve aşağıya doğru düştüğümüzü hissettim. Bizden geriye kırık ve eziklerle dolu cesetler kalacaktı yani he?Öyle de olmuştu zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Murderers- My Hero Academia
Fanfictionİlk yıllarını güç bela geride bırakmış olan A şubesini, ikinci yıllarında neler bekliyor?