‘Kapıları iyice kitleyelim. Kepenleri çekmeyi de unutmayalım
Tamam Nejdet, bırak sızlanmayı geliyorum. Çok az işim kaldı, sabret.
Sabah dükkanı açtığımızda ortalığı pis görmek istemeyiz her halde!’/Nejdet bekliyordu, hep beklerdi Nejdet ve yine bekledi, bekledi, bekledi./
‘Geldim geldim sonunda bitti, yerleri silip bıçağı güzelce yıkadım. Seni de beklettim dimi Nejdet neyse sen yabancı değilsin. Haydi gidelim.'
/Çok seviyordu Nejdet’i onu her şeyden ayrı tutuyor, yanından ayırmıyordu. Eski eşyaları alıp-sattığı o kutu kadar dükkana bile her gün Nejdet’le gelip gidiyordu./
‘Biliyor musun Nejdet hep seninle konuşuyorum. Kendimle konuşmayı seninle tanıştığım yerde bıraktım. Şımarma sakın, soğurum senden.’
‘Korkmadım Nejdet hiç korkmadım. Sence yapmalımıydım? Ama hata benim değildi sende ordaydın, gördün her şeyi dimi? Bir şey söylesene Nejdet susup susup durma öylece!’
'Ah Nejdet keşke konuşabilseydin keşke kızabilseydin bana…. Ama ben böyle de seviyorum seni. Gül Nejdet ben de güleyim seninle, kocaman bir kahkaha patlat ben de geleyim ardından daha kocamanıyla…..'
/Hayatları evden işe işten markete oradan eve geçip gidiyordu. Ne tüylü pofuduk Nejdet’in ne de eskicinin bundan şikayet ettiği yoktu, memnun bile sayılırlardı. Ee neden memnun olmayacaklar ki; karınları tok huzurları tamdı her şey o güne kadar güzel…../
'Yağmur yağsa ya Nejdet temizlenirdik, belki günahlarım akıp giderdi yağmurla ha ne dersin? Bir şey demezsin ki diyemezsin. Acaba ne zaman gelirler seni de götürmeme izin verirler mi? Versinler. Sensiz deliririm Nejdet!'
/Şu eskici, bıkmıyor sözümü kesmekten! Neyse devam edelim o güne ne kadar her şey güzel tıkırında gidiyordu, ta ki o adam gelip eskiyici çıldırtana dek./
'İşte geldik evimize, bak bugün kediler uğramamış, sularını bile içmediklerine göre daha iyi bir yemek bulmuşlar kendilerine, onlarda terk etti galiba bizi….. Yok yok gelirler yarın miyavlayıp aç karınlarını gösterirler. Gösterirler dimi? Gelirler mi?’
‘Sen dinlen ben yemeği hazırlayayım. Acıktık.'
'Çay ne güzel demlenmiş bir bardak da sana koyayım. Bugün peyniri iyisinden aldım, zeytinimiz bile var. Hadi başla Nejdet. Bakma öyle ye bir an önce. Kızgın mısın yoksa bana, benim hatam değildi dedim ya, sen de oradaydın gördün ya işittin ya her şeyi. Gözlerini kaçırma….. Az zamanımız kaldı.'
/Eskici her gün ki gibi eskilerinin tozunu alırken kapıda beliren şık giyimli adamı gördü. Bir heyecanla müşterisini içeri aldı. Dükkanı gezmesine izin verdi. Adam her eskiyi eline alıp inceledi. Dokunuşlarıyla eskiliğini hissetti. Dükkandan birkaç eski seçti eskicinin eline tutuşturdu. Sonra tam ödemeyi yapacakken kenarda duran postu kirden asıl rengini kaybetmiş zeytin gözlü mavimsi ayıcığa takıldı.
Ve bir anda eskiciye dönüp Nejdet’in fiyatını sordu. Ukala!
Eskicin hiddeti yüzünden okunuyordu. Adam okuma bilmiyordu ki; bir kere daha sordu. Eskici cevapladı bu sefer; 'Satılık değil o!' Adam kafasına koymuştu almalıydı Nejdet’i; ’Çok para veririm. Zengin olursun.’ dedi bir kere daha, ukalalaşarak. Eskicinin hiddeti artıyordu. Cevap vermedi
Adam Nejdet’e dokunmaya yeltendi. Tam dokunuyordu ki…..kör bıçağın pasını hissetti./'Dedim ya çok baktı sana Nejdet, eskiymişsin gibi baktı, bir eskiyi çok sevmiş gibi, seni benden koparacakmış gibi baktı.
Yine dayandım senin için!
Seni satılık sandı yine dayandım Nejdet! Sana dokunmaya kalktı Nejdet, seni benden almaya kalktı. Yanlış yaptı, o zaman dayanamadım!
Canı yansın istedim. Seni için yaptım. Sen de beni terk etme diye yaptım, affet Nejdet.'/Eskici dostunu sağlama almanın rahatlığıyla bıçağı özenle temizleyip, müşterileri beklesin diye yerine koydu./
'Kapı çalıyor. Geldiler. Demiştim ya az zamanımız kaldı, şimdi hiç zamanımız kalmadı. Kirpiklerini ıslatma Nejdet. Beni bekle geleceğim elbet seni bırakmam. Gül Nejdet bak kapımız ilk defa çalıyor ,birileri evimize geldi.Onları güzel karşılayalım. Bekle beni Nejdet!'
/Gelmişlerdi. Katili bulmak hiç zor olmamıştı. Kaç katil özür mektubu yazardı ki kurbanına. Ben öyle bir katil tanımıyorum. Sizi bilmem.
Eskiciyi götürüyorlardı./'Ben yapmadım Nejdet yaptı. Benim bir suçum yok Nejdet’e sorun…'
Ve
Nejdet.
Hep bellerdi o.
Yine
Beliyor, bekliyor ,bekliyor...
SON DEĞİL.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sebebi nejdet
Short Story"Biliyor musun nejdet hep seninle konuşuyorum. Kendimle konuşmayı seninle tanıştığım yerde bıraktım."